Tutuklanırsam Haklarım Nelerdir?
Tutuklanma Halinde Haklarınız: Bilmeniz Gerekenler ve AİHM Kararları Işığında Değerlendirmeler
Tutuklama, kişi hürriyeti ve güvenliğini kısıtlayan en ağır koruma tedbirlerinden biridir. Ceza yargılamasının sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla başvurulan bu tedbir, ancak kanunda öngörülen şartların varlığı halinde ve ölçülü bir şekilde uygulanabilir. Tutuklama kararı, bir ceza değil, geçici bir önlemdir ve masumiyet karinesi gereği, kişi hakkında kesin hüküm verilene kadar suçsuz kabul edilir. Bu nedenle, tutuklanan kişilere, Anayasa, kanunlar ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış bir dizi hak tanınmıştır. Bu makalede, “Tutuklanırsam haklarım nelerdir?” sorusuna detaylı bir şekilde cevap verecek, bu hakların neler olduğunu, nasıl kullanılacağını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ışığında tutukluluk sürecini inceleyeceğiz.
Tutuklama Nedir?
Tutuklama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bir koruma tedbiridir. CMK 100/1’e göre, “Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.“
Tutuklamanın Şartları
Tutuklama kararı verilebilmesi için aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
- Kuvvetli Suç Şüphesi: Şüpheli veya sanığın suçu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunmalıdır. Soyut iddialar veya varsayımlar tutuklama için yeterli değildir.
- Tutuklama Nedeni: CMK 100/2 ve 3’te belirtilen tutuklama nedenlerinden biri mevcut olmalıdır. Bu nedenler şunlardır:
- Kaçma Şüphesi: Şüpheli veya sanığın kaçacağına, saklanacağına veya kaçması için ortam hazırlayacağına dair somut olgular bulunmalıdır.
- Delilleri Karartma Şüphesi: Şüpheli veya sanığın, delilleri yok etme, gizleme, değiştirme, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapma girişiminde bulunacağına dair somut olgular bulunmalıdır.
- Katalog Suçlar: CMK 100/3’te sayılan ve “katalog suçlar” olarak adlandırılan suçlardan birinin işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı. Bu suçlar arasında, soykırım, insanlığa karşı suçlar, kasten öldürme, işkence, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, hırsızlık, yağma, uyuşturucu madde ticareti, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, devletin güvenliğine karşı suçlar gibi ağır suçlar yer almaktadır.
- Ölçülülük: Tutuklama tedbiri, işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmalıdır. Daha hafif bir koruma tedbiri (örneğin, adli kontrol) ile aynı amaca ulaşılabilecekse, tutuklama kararı verilmemelidir.
Tutuklama Kararını Kim Verir?
Soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi; kovuşturma evresinde ise, mahkeme tutuklama kararı verebilir. Kovuşturma evresinde, Cumhuriyet savcısının talebi olmasa bile, mahkeme resen (kendiliğinden) tutuklama kararı verebilir.
Tutuklama Kararına İtiraz
Tutuklama kararına karşı, kararın yüze karşı verilmesinden itibaren, tefhim edilmemişse tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz, kararı veren merciye (sulh ceza hakimliği veya mahkeme) verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunularak yapılır. Beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hakime onaylatılır.
7331 sayılı Kanun ile getirilen yeni düzenlemeye göre (CMK 268/3-b): Sulh ceza hakimliğinin tutuklamaya ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazlar, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hakimi tarafından incelenir. Asliye ceza mahkemesi hakiminin kararı ile tutuklanmış olan şüphelinin tutukluluğuna itirazın incelenmesi, ağır ceza mahkemesi başkanı tarafından yapılır. Ağır ceza mahkemesi başkanının kararına tutukluluğuna ilişkin itirazın incelenmesi o yer ağır ceza mahkemesinin diğer bir daire başkanı tarafından yapılır.
Tutuklanan Kişinin Hakları
Tutuklanan kişilere, Anayasa, Ceza Muhakemesi Kanunu ve diğer ilgili mevzuat ile uluslararası sözleşmelerde bir takım haklar tanınmıştır. Bu haklar, adil yargılanma hakkının ve insan onuruna yaraşır muamele görme ilkesinin bir gereğidir.
1. Tutuklanma veya Suçlanma Nedenlerini ve Haklarını Öğrenme Hakkı
CMK’nın 101/2. maddesine göre, “Tutuklama kararında, şüpheli veya sanığa yüklenen suç, tutuklama nedenleri ve tutuklamaya ilişkin deliller açıkça gösterilir. Bu kararın bir örneği, şüpheli veya sanığa ve ayrıca müdafiine de verilir.“
Tutuklama kararının gerekçesinde, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller, tutuklama nedenleri ve tutuklamanın ölçülü olduğu hususları ayrıntılı bir şekilde açıklanmalıdır. Ayrıca, şüpheli veya sanığa, susma hakkı, müdafiden yararlanma hakkı, yakınlarına haber verme hakkı gibi hakları hatırlatılmalıdır.
2. Kanıtlara Erişim Hakkı
Tutuklanan kişi ve müdafii, soruşturma dosyasına ve delillere erişme hakkına sahiptir. CMK’nın 153. maddesi uyarınca, müdafi, soruşturma evrakının tamamını inceleyebilir ve belgelerden örnek alabilir. Ancak, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek belgelerin incelenmesi, Cumhuriyet savcısının talebi ve sulh ceza hakiminin kararıyla kısıtlanabilir.
Tutuklanan kişinin, kendisi aleyhindeki delilleri incelemesi, savunmasını hazırlaması ve suçsuzluğunu ispatlaması için önemlidir.
3. Avukat Yardımından Yararlanma Hakkı
Anayasa’nın 36. maddesi ve CMK’nın 149. maddesi uyarınca, herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Bu hakkın en önemli unsurlarından biri de avukat yardımından yararlanma hakkıdır.
Tutuklanan kişi, istediği zaman bir avukatın hukuki yardımından yararlanabilir. Eğer avukat tutacak maddi imkanı yoksa, baro tarafından kendisine ücretsiz bir avukat atanmasını talep edebilir (CMK 150).
Avukat, tutuklanan kişi ile görüşebilir, onunla yazışabilir, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında yanında bulunabilir, savunmasını hazırlamasına yardımcı olabilir ve onun adına hukuki başvurular yapabilir.
4. Susma Hakkı
Anayasa’nın 38/5. maddesi ve CMK’nın 147. maddesi uyarınca, hiç kimse kendisini veya kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Bu ilke, “susma hakkı” olarak bilinir.
Tutuklanan kişi, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili olarak susma hakkına sahiptir. Susma hakkını kullanması, aleyhine bir delil olarak değerlendirilemez.
5. Yakınlarına Haber Verme Hakkı
CMK’nın 107. maddesine göre, tutuklama kararından ve tutukluluğun uzatılmasına ilişkin her karardan, tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir kişiye, hakimin kararıyla gecikmeksizin haber verilir. Ayrıca, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesine de izin verilir.
Bu hak, tutuklunun ailesi ve yakınlarıyla iletişim kurmasını ve onların desteğini almasını sağlamak için önemlidir.
6. Tercüman Yardımından Yararlanma Hakkı
CMK’nın 202. maddesine göre, Türkçe bilmeyen ya da engelli olan şüpheli, sanık, mağdur veya tanık için, soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında bir tercüman görevlendirilir. Tercüman, adli yargı adalet komisyonlarınca her yıl düzenlenen listeden atanır.
7. Kefaletle (Güvenceyle) Salıverilmeyi İsteme Hakkı
CMK’nın 109/3-f, h ve i maddeleri uyarınca, tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilecek hallerde, şüpheli veya sanık, belirli bir güvence (kefalet) göstererek serbest bırakılmasını talep edebilir. Güvence miktarı, kişinin ekonomik durumu dikkate alınarak hakim tarafından belirlenir.
8. Tutukluluk Halinin Gözden Geçirilmesini İsteme Hakkı
CMK’nın 108. maddesi uyarınca, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise mahkeme, her 30 günde bir tutukluluk halinin devam edip etmeyeceğine karar verir. Tutuklu, kendisi veya müdafii aracılığıyla, tutukluluk halinin gözden geçirilmesini ve tahliye edilmesini her zaman talep edebilir.
9. Tutukevindeki Koşullara İlişkin Haklar
Tutuklu, ceza infaz kurumunda insan onuruna yaraşır bir muamele görme hakkına sahiptir. Tutukluya, yeterli beslenme, sağlık hizmetlerine erişim, temiz hava ve güneş ışığından yararlanma, makul bir yaşam alanı, ailesi ve avukatıyla görüşme, mektuplaşma, kitap, gazete gibi yayınlara erişim gibi temel hakları sağlanmalıdır.
Tutuklunun, ceza infaz kurumu koşullarına veya kendisine yapılan muameleye ilişkin şikayetlerini, Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne, İnfaz Hakimliğine veya Cumhuriyet Başsavcılığına bildirme hakkı vardır.
10. Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Talep Etme Hakkı
Tutuklanan ve sonrasında beraat eden, takipsizlik kararı verilen veya tutuklama kararı hukuka aykırı bulunan kişiler, maddi ve manevi zararlarının tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabilirler. Bu hak, CMK’nın 141. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Tutukluluk Süreleri ve AİHM Kararları
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. maddesi, herkesin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına sahip olduğunu ve bu haktan ancak maddede belirtilen hallerde ve usulüne uygun olarak yoksun bırakılabileceğini hükme bağlamıştır. AİHS’nin 5/3. maddesi ise, tutuklu bulunan herkesin makul bir süre içinde yargılanma veya adli işlemler süresince serbest bırakılma hakkına sahip olduğunu düzenlemektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), tutukluluk sürelerinin makul olup olmadığını değerlendirirken, her somut olayın özelliklerini dikkate almakta ve şu hususları göz önünde bulundurmaktadır:
- Soruşturma ve kovuşturmanın karmaşıklığı
- Delillerin toplanmasındaki güçlükler
- Sanığın tutum ve davranışları
- Tutukluluk süresinin uzunluğu
- Tutuklama nedenlerinin devam edip etmediği
AİHM, uzun süren tutukluluk hallerinde, tutukluluğun devamı için “kuvvetli ve inandırıcı” gerekçeler sunulması gerektiğini ve tutukluluğun “istisnai” bir tedbir olması gerektiğini vurgulamaktadır.
AİHM Kararlarından Örnekler:
- Wemhoff / Almanya (1968): AİHM, 3 yıl 4 aylık tutukluluk süresini, davanın karmaşıklığı ve delillerin toplanmasındaki güçlükleri dikkate alarak makul bulmuştur.
- Letellier / Fransa (1991): AİHM, 4 yılı aşan tutukluluk süresini makul bulmamış ve Sözleşme’nin 5/3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
- Labita / İtalya (2000): AİHM, 6 yıl 9 aylık tutukluluk süresini, tutuklama nedenlerinin devam ettiğine dair yeterli gerekçe sunulmadığı için makul bulmamıştır.
- S.B.C./Birleşik Krallık (2001): Yargılama öncesi tutukluluğun uzunluğu, tek başına adil yargılanma hakkının ihlali için yeterli değildir. Ancak, tutukluluğun uzunluğu, yargılamanın adil bir şekilde yapılmasını engelliyorsa, adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş olabilir.
- Mamedova/Rusya (2006): Yargılama öncesi tutukluluğun uzunluğu, adil yargılanma hakkının ihlali için tek başına yeterli değildir. Ancak, tutukluluğun uzunluğu, davanın karmaşıklığı ve sanığın tutumu gibi faktörler dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
- Klaş/Türkiye (2008): Yerel mahkemenin kararlarında, tutukluluğun devamı için yasal gerekçeleri yeterince göstermediği durumlarda, AİHS’nin 5/3. maddesi ihlal edilmiş olur.
- Çakıcı/Türkiye (2009): Tutukluluğun uzunluğu, adil yargılanma hakkının ihlali için tek başına yeterli değildir. Ancak, tutukluluğun keyfi veya haksız olması, adil yargılanma hakkının ihlali için yeterlidir.
Türkiye aleyhine verilen bazı kararlar:
- Yağcı ve Sargin / Türkiye (1995): AİHM, 4 yıl 6 aylık tutukluluk süresini makul bulmamış ve Sözleşme’nin 5/3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
- Tanlı / Türkiye (2001): AİHM, 5 yılı aşan tutukluluk süresini makul bulmamış ve Sözleşme’nin 5/3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
- Mehmet Ali Aydın/Türkiye (2005): Yerel mahkeme kararlarında, tutukluluğun devamı için yasal gerekçeleri yeterince göstermediği ve tutukluluğun keyfi olarak uzatıldığı kararı verilmiştir.
- Han/Türkiye (2008): Yerel mahkeme kararlarında, tutukluluğun devamı için yasal gerekçeleri yeterince göstermediği ve tutukluluğun keyfi olarak uzatıldığı kararı verilmiştir.
- Şık/Türkiye (2011): Yerel mahkeme kararlarında, tutukluluğun devamı için yasal gerekçeleri yeterince göstermediği ve tutukluluğun keyfi olarak uzatıldığı kararı verilmiştir.
- Alpar/Türkiye (2012): Yerel mahkeme kararlarında, tutukluluğun devamı için yasal gerekçeleri yeterince göstermediği ve tutukluluğun keyfi olarak uzatıldığı kararı verilmiştir.
- Mehmet Hatip Dicle / Türkiye (2018): AİHM, 4 yıl 1 aylık tutukluluk süresini makul bulmamış ve Sözleşme’nin 5/3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
- Selahattin Demirtaş / Türkiye (No. 2) (2018): AİHM, 4 yılı aşan tutukluluk süresini makul bulmamış ve Sözleşme’nin 5/3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
- Kavala / Türkiye (2019): AİHM, 2 yılı aşan tutukluluk süresini makul bulmamış ve Sözleşme’nin 5/1, 5/3 ve 18. maddelerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu kararlardan da anlaşılacağı üzere, AİHM, tutukluluk sürelerinin makul olmasını ve tutukluluğun devamı için kuvvetli ve inandırıcı gerekçeler sunulmasını aramaktadır. Türkiye, AİHM kararları doğrultusunda, tutukluluk uygulamalarında gerekli özeni göstermeli ve uzun tutukluluk sürelerinin önüne geçmek için gerekli yasal ve idari tedbirleri almalıdır.
Sonuç
Tutuklama, kişi özgürlüğüne yönelik ağır bir müdahale olduğundan, ancak zorunlu hallerde ve ölçülü bir şekilde uygulanması gereken istisnai bir koruma tedbiridir. Tutuklanan kişilere, Anayasa, kanunlar ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış hakları tanınmıştır. Bu hakların etkin bir şekilde kullanılabilmesi için, tutuklanan kişilerin ve müdafilerinin, bu haklar konusunda bilgi sahibi olması ve gerekli hukuki yollara başvurması önemlidir. Ayrıca, AİHM içtihatları da dikkate alınarak, tutukluluk sürelerinin makul tutulması ve tutukluluğun devamı için kuvvetli ve inandırıcı gerekçeler sunulması, adil yargılanma hakkının ve kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Hukuki danışmanlık almak istemeniz halinde veya herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda LegaPro Hukuk Bürosu olarak size yardımcı olabiliriz. Uzman Avukat haklarınızı korumanıza destek olacaktır. 📞 0507 606 15 14
🚨 Whatsapp’tan bize ulaşabilirsiniz! 🚨
https://legapro.net/