Mirasın Mahkeme Kararı ile Satışı
Miras, vefat eden bir kişinin (müteveffa/muris) malvarlığının yasal mirasçılarına geçiş sürecidir. Mirasın paylaşımı, mirasçılar arasında anlaşma yoluyla gerçekleşebileceği gibi, anlaşmazlık durumunda mahkeme kararıyla da yapılabilir. Bu yazıda, mirasın mahkeme kararı ile satışı konusunu detaylı bir şekilde ele alacağız. Hangi durumlarda mahkeme yoluyla satış talep edilebilir?, Başvuru süreci nasıl işler?, Satış nasıl gerçekleştirilir?, Elde edilen gelir nasıl paylaşılır? ve Dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? gibi soruların cevaplarını bulacaksınız.
Mirasın Mahkeme Kararı ile Satışı Nedir? Miras Ortaklığında Anlaşmazlığın Çözümü
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, mirasçıların, mirasın paylaşımı konusunda anlaşamamaları halinde, mahkemeye başvurarak, terekedeki malların (özellikle taşınmazların) satılarak, bedelinin mirasçılar arasında paylaştırılmasını talep etmeleridir. Bu yola, genellikle mirasın aynen taksiminin (paylaşılmasının) mümkün olmadığı veya uygun olmadığı durumlarda başvurulur.
Miras Ortaklığı ve Elbirliği Mülkiyeti:
Miras, birden fazla mirasçıya intikal ettiğinde, miras ortaklığı meydana gelir. Miras ortaklığında, mirasçılar, terekeye dahil olan mallar üzerinde elbirliği mülkiyeti ile hak sahibi olurlar. Elbirliği mülkiyetinde, mirasçıların belirli payları yoktur, her mirasçı, miras malının tamamı üzerinde hak sahibidir. Bu nedenle, tek bir mirasçı, tek başına, terekeye dahil bir malı satamaz veya devredemez.
Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası:
Mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkması durumunda, herhangi bir mirasçı, sulh hukuk mahkemesine başvurarak, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası açabilir. Bu dava ile, terekedeki malların aynen taksimi (paylaştırılması) veya satılarak bedelinin paylaştırılması talep edilir.
Mahkeme Kararı ile Satış:
Mahkeme, öncelikle mirasın aynen taksiminin mümkün olup olmadığını araştırır. Aynen taksim mümkün değilse, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verir. Bu durumda, terekedeki mallar, mahkemenin belirlediği usule göre satılır ve elde edilen bedel, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılır.
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, mirasçıların anlaşmazlıklarını çözmek ve terekenin adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamak için önemli bir hukuki yoldur.
Mirasın Satışı İçin Mahkemeye Başvuru Süreci: Adım Adım Rehber
Mirasın mahkeme kararı ile satılabilmesi için, mirasçılardan birinin veya birkaçının, sulh hukuk mahkemesine başvurarak ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası açması gerekir.

Başvuru Sürecinde İzlenmesi Gereken Adımlar:
1. Dava Dilekçesinin Hazırlanması:
- Dava, yazılı bir dilekçe ile açılır.
- Dilekçede;
- Mahkemenin adı (Örneğin, “….. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE”)
- Davacı ve davalıların bilgileri (Adı, soyadı, T.C. kimlik numarası, adres)
- Miras bırakanın (müteveffanın) bilgileri (Adı, soyadı, ölüm tarihi, son yerleşim yeri)
- Dava konusu (Miras ortaklığının satış yoluyla giderilmesi talebi)
- Açıklamalar (Mirasın nasıl paylaşılacağı konusundaki anlaşmazlığın detayları, terekeye dahil mallar, aynen taksimin neden mümkün olmadığı vb.)
- Hukuki sebepler (Türk Medeni Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili mevzuat)
- Deliller (Veraset ilamı, tapu kayıtları, tanık beyanları, bilirkişi raporu talebi vb.)
- Talep sonucu (Miras ortaklığının satış yoluyla giderilmesine, satış bedelinin mirasçılar arasında payları oranında paylaştırılmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi)
- Davacı veya vekilinin imzası
- bulunmalıdır.
2. Gerekli Belgelerin Toplanması:
- Veraset İlamı (Mirasçılık Belgesi): Müteveffanın mirasçılarını ve miras paylarını gösteren belge.
- Nüfus Kayıt Örneği: Tarafların ve müteveffanın nüfus kayıt örnekleri.
- Tapu Kayıtları: Terekeye dahil taşınmazların tapu kayıtları.
- Diğer Belgeler: Terekeye dahil diğer mallara ilişkin belgeler (araç ruhsatı, banka hesap dökümleri vb.).
- Dava Harç ve Masraflarının Yatırılması: Dava açarken, mahkeme harçlarının ve yargılama giderlerinin peşin olarak yatırılması gerekir.
3. Dava Dilekçesinin Tevdi Edilmesi:
- Hazırlanan dava dilekçesi ve ekleri, görevli ve yetkili sulh hukuk mahkemesine sunulur.
- Dilekçe, mahkemenin tevzi bürosuna veya ön büroya teslim edilir.
- Günümüzde bu işlem UYAP sistemi üzerinden de kolaylıkla yapılabilmektedir.
4. Dava Sürecinin Takibi:
- Dava dilekçesi, davalı mirasçılara tebliğ edilir.
- Davalılar, cevap dilekçesi sunabilirler.
- Mahkeme, gerekli görürse keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırır.
- Taraflar, delillerini sunar ve tanıklarını dinletebilirler.
- Mahkeme, tüm delilleri ve beyanları değerlendirerek kararını verir.
Önemli Notlar:
- Ortaklığın giderilmesi davası, teknik ve hukuki bilgi gerektiren bir davadır. Bu nedenle, bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması ve davanın lehinize sonuçlanması açısından büyük önem taşır.
- Dava süreci, mahkemenin iş yoğunluğuna ve dosyanın kapsamına göre değişmekle birlikte, ortalama 1-2 yıl sürebilir.
- Mahkeme, öncelikle mirasın aynen taksiminin mümkün olup olmadığını araştırır. Aynen taksim mümkün değilse, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verir.
Bu adımları takip ederek, mirasın mahkeme kararı ile satışı için gerekli başvuruyu yapabilir ve miras ortaklığının sonlandırılmasını sağlayabilirsiniz.
Aynen Taksim Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi: Mümkünse Malın Bölünmesi
Aynen taksim, mirasın mahkeme kararı ile satışı sürecinde, terekedeki malların, mirasçılar arasında, fiziki olarak bölünerek paylaştırılması anlamına gelir. Bu yöntem, mirasın satış yoluyla paylaşılmasından önce değerlendirilir ve mümkün ve uygun olduğu durumlarda tercih edilir.
Aynen Taksimin Şartları:
- Bölünebilirlik: Terekeye dahil malın, niteliği bozulmadan ve değerinde önemli bir azalma olmaksızın, mirasçılar arasında payları oranında bölünebilir olması gerekir. Örneğin, bir tarla, birden fazla parsele bölünebilirken, bir daire, genellikle aynen taksim edilemez.
- Rıza veya Talep: Aynen taksim, tüm mirasçıların rızasıyla veya mirasçılardan birinin talebi üzerine mahkeme kararıyla yapılabilir.
- İmar Mevzuatına Uygunluk: Taşınmazların aynen taksimi durumunda, parsellemenin imar mevzuatına uygun olması gerekir. Örneğin, imar planına göre parsel asgari büyüklüğünün altında kalan parseller oluşturulamaz.
- Hakimin Takdiri: Mahkeme, aynen taksimin mümkün olup olmadığını, bilirkişi raporları, keşif tutanakları ve diğer delilleri değerlendirerek takdir eder.
Aynen Taksim Nasıl Gerçekleşir?
- Mahkeme Kararı: Mirasçılardan biri, ortaklığın giderilmesi davası açarak, aynen taksim talep edebilir. Mahkeme, gerekli incelemeleri yaptıktan sonra, aynen taksimin mümkün ve uygun olduğuna kanaat getirirse, bu yönde karar verir.
- Bilirkişi İncelemesi: Mahkeme, terekeye dahil malların değerini ve bölünebilirliğini tespit etmek için bilirkişi görevlendirebilir.
- Keşif: Mahkeme, gerekli görürse, taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapabilir.
- Payların Oluşturulması: Bilirkişi raporu doğrultusunda, mirasçıların paylarına denk gelecek şekilde parseller veya bölümler oluşturulur.
- Payların Dağıtılması: Oluşturulan paylar, mirasçılar arasında kura çekilerek veya anlaşma yoluyla dağıtılır.
- Tapu Tescili: Aynen taksim sonucunda oluşan yeni parseller veya bölümler, ilgili mirasçılar adına tapuya tescil edilir.
Aynen Taksimin Mümkün Olmadığı Durumlar:
- Malın Niteliği Uygun Değilse: Örneğin, bir daire, bir otomobil, antika bir eşya gibi bölünmesi mümkün olmayan mallar, aynen taksim edilemez.
- Değer Kaybı Önemli Ölçüdeyse: Bölünme sonucunda, malın değerinde önemli bir azalma meydana gelecekse, aynen taksim uygun görülmeyebilir.
- İmar Mevzuatına Aykırıysa: Taşınmazın bölünmesi, imar planına veya ilgili mevzuata aykırı ise, aynen taksim yapılamaz.
- Taraflar Anlaşamazsa: Mirasçılar, aynen taksim konusunda anlaşamazlarsa, mahkeme, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verir.
Aynen taksim, mirasın satışına göre daha avantajlı bir yöntemdir. Çünkü bu yöntemde, miras malları, mirasçılar arasında paylaştırılır ve mirasçıların mülkiyetinde kalmaya devam eder. Ancak, aynen taksimin her zaman mümkün ve uygun olmayabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Satış Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi: Paraya Çevirme ve Paylaştırma
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi, mirasın mahkeme kararı ile satışı sürecinde, aynen taksimin mümkün olmadığı veya uygun bulunmadığı durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Bu yöntemde, terekeye dahil malvarlığı, mahkeme kararıyla satılarak paraya çevrilir ve elde edilen bedel, mirasçılar arasında payları oranında paylaştırılır.
Satış Suretiyle Ortaklığın Giderilmesinin Aşamaları:
- Dava Açılması: Mirasçılardan biri veya birkaçı, sulh hukuk mahkemesinde ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası açarak, satış yoluyla paylaşım talep eder.
- Mahkemenin İncelemesi: Mahkeme, öncelikle aynen taksimin mümkün olup olmadığını araştırır. Aynen taksimin mümkün olmadığına kanaat getirirse, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verir.
- Satış Kararı: Mahkeme, satışın nasıl yapılacağına (açık artırma veya pazarlık usulü), satışın nerede yapılacağına ve satış memurunun kim olacağına karar verir.
- Kıymet Takdiri: Satılacak malın değerinin belirlenmesi için mahkeme tarafından bilirkişi atanır. Bilirkişi, keşif yaparak ve piyasa araştırması yaparak malın değerini tespit eder ve raporunu mahkemeye sunar.
- Satış Şartnamesi: Satış memuru, satış şartnamesi hazırlar. Bu şartnamede, satılacak malın özellikleri, muhammen bedeli, satış yeri, tarihi ve saati, teminat miktarı, satış bedelinin ödenme şekli gibi hususlar yer alır.
- Satış İlanı: Satış kararı ve şartnamesi, ilan yoluyla duyurulur. İlan, Resmi Gazete, Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ve elektronik ortamda yapılır. Ayrıca, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahalli gazetede ve belediye ilan panosunda da ilan edilebilir.
- Açık Artırma (veya Pazarlık): Satış, belirlenen yer, tarih ve saatte, açık artırma veya pazarlık usulüyle gerçekleştirilir.
- Açık Artırma: En yaygın yöntemdir. Alıcılar, açık artırmada pey sürerek yarışırlar ve en yüksek pey sürene satış yapılır. Açık artırmaya katılabilmek için, tahmini bedelin %20’si oranında teminat yatırılması gerekir.
- Pazarlık Usulü: Tüm mirasçıların talep etmesi halinde, mahkeme, pazarlık usulüyle satışa karar verebilir. Bu usulde, satış memuru, alıcılarla pazarlık yaparak en yüksek bedeli elde etmeye çalışır.
- İhalenin Kesinleşmesi: İhale sonucuna itiraz edilmezse veya itirazlar reddedilirse, ihale kesinleşir.
- Satış Bedelinin Ödenmesi: Alıcı, satış bedelini, belirlenen süre içinde öder.
- Tescil ve Teslim: Satış bedeli ödendikten sonra, satış memuru, taşınmazın alıcı adına tescilini sağlar ve malı alıcıya teslim eder.
- Paranın Paylaştırılması: Satış bedelinden, satış masrafları ve ortak borçlar düşüldükten sonra, kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılır.
Önemli Notlar:
- Satış sürecinin her aşamasında, bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması ve işlemlerin doğru bir şekilde yapılması açısından büyük önem taşır.
- Satış, kural olarak açık artırma yoluyla yapılır. Ancak, tüm mirasçıların oybirliği ile talep etmesi halinde, mahkeme, pazarlık usulüyle satışa karar verebilir.
- Satışa, mirasçılar da katılabilir ve pey sürebilirler.
- Satış bedeli, öncelikle satış masrafları ve ortak borçlar için kullanılır. Kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılır.
- Satış işlemleri, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yürütülür.
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi, mirasçılar arasında anlaşmazlık olması durumunda, mirasın paylaşılması için başvurulan son çaredir. Bu yol, hem zaman alıcı hem de masraflı olabileceğinden, mümkünse mirasçıların anlaşarak paylaşma yoluna gitmeleri tercih edilmelidir.
Mirasın Mahkeme Kararı ile Satışı Hangi Durumlarda Gerçekleşir? Anlaşmazlığın Çözüm Yolu
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, yani ortaklığın satış yoluyla giderilmesi, genellikle aşağıdaki durumlarda gerçekleşir:
- Mirasçılar Arasında Anlaşmazlık: Mirasçılar, mirasın nasıl paylaşılacağı konusunda anlaşamazlarsa, mahkeme kararı ile satış gündeme gelir. Bu, en sık karşılaşılan durumdur. Anlaşmazlık, malın aynen taksiminin mümkün olmaması, mirasçıların malı birlikte kullanmak istememeleri, payların değeri konusunda uzlaşamamaları gibi nedenlerden kaynaklanabilir.
- Aynen Taksimin Mümkün Olmaması: Miras malının niteliği gereği bölünememesi veya bölünmesi halinde önemli ölçüde değer kaybetmesi durumunda, mahkeme, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verebilir. Örneğin, tek bir daire, bölünerek paylaşılamaz. Ya da çok değerli bir antika eşya, bölünmesi halinde değerini önemli ölçüde kaybeder.
- Aynen Taksimin Uygun Olmaması: Aynen taksim, mümkün olsa bile, uygun ve adil olmayabilir. Örneğin, çok sayıda mirasçı varsa veya miras mallarının değeri arasında büyük farklar varsa, aynen taksim, uygulanabilir bir çözüm olmayabilir. Mahkeme, bu gibi durumlarda, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verebilir.
- İmar Mevzuatına Aykırılık: Miras kalan taşınmazın aynen taksimi, imar mevzuatına aykırı bir durum yaratıyorsa, örneğin parsel asgari büyüklüklerinin altında parseller oluşacaksa, mahkeme, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verir.
- Paydaşlardan Birinin Talebi: Paydaşlardan/mirasçılardan birinin dahi satış yoluyla ortaklığın giderilmesini talep etmesi yeterlidir. Diğer paydaşların/mirasçıların aynı fikirde olmaması veya çoğunluğun satışa karşı olması önemli değildir. Mahkeme, aynen taksim mümkün değilse, satış kararı verecektir.
- Borçların Ödenmesi: Terekenin borçları, mirasın paylaşılmasından önce ödenmelidir. Eğer tereke, borçları karşılamaya yetmiyorsa veya mirasçılar borçları ödemek istemiyorlarsa, mahkeme, terekedeki malların satılarak borçların ödenmesine karar verebilir.
- Yasal Engeller: Miras malı üzerinde haciz, ipotek, intifa hakkı gibi takyidatlar varsa ve bu takyidatlar aynen taksimi engelliyorsa, mahkeme, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verebilir.
Önemli Not: Mahkeme, satış kararı vermeden önce, aynen taksimin mümkün olup olmadığını ve uygun olup olmadığını titizlikle araştırır. Aynen taksim mümkün ve uygunsa, mahkeme, satış yoluna başvurmaz.
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, mirasçılar arasında anlaşmazlık olması ve mirasın adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamak için başvurulan bir yoldur. Ancak, bu yolun, hem zaman alıcı hem de masraflı olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Zorunlu Arabuluculuk Süreci: Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Yeni Dönem
1 Eylül 2023 tarihinden itibaren, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davaları için zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Bu yeni düzenleme ile, mirasın mahkeme kararı ile satışı yoluna başvurmadan önce, mirasçıların arabulucuya başvurmaları zorunlu hale gelmiştir.
Zorunlu Arabuluculuk Sürecinin Amacı:
- Mahkemelerin iş yükünü azaltmak.
- Uyuşmazlıkları daha hızlı ve daha az masrafla çözmek.
- Taraflar arasında anlaşma kültürünü geliştirmek.
- Dostane bir çözüm yolu sunarak, mirasçılar arasındaki ilişkilerin bozulmasını önlemek.
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Arabuluculuk Süreci:
- Başvuru: Mirasçılardan biri veya birkaçı, adliyelerdeki arabuluculuk bürolarına veya sicil numarası olan bir arabulucuya başvurur.
- Arabulucu Ataması: Başvuru üzerine, sistem tarafından otomatik olarak bir arabulucu atanır. Taraflar, ortak bir arabulucu üzerinde de anlaşabilirler.
- Toplantı Daveti: Arabulucu, tüm mirasçıları, ilk toplantıya davet eder.
- Müzakereler: Arabulucu, tarafsız ve bağımsız bir şekilde, tarafların iletişim kurmalarına, karşılıklı görüşlerini açıklamalarına ve ortak bir çözüm bulmalarına yardımcı olur.
- Anlaşma: Taraflar, anlaşmaya varırlarsa, arabulucu, anlaşma tutanağını düzenler. Bu tutanak, mahkeme ilamı niteliğindedir ve icra edilebilir. Anlaşma tutanağında, mirasın nasıl paylaşılacağı, hangi malların kime verileceği, satış yapılacaksa satışın nasıl gerçekleştirileceği gibi hususlar detaylı bir şekilde belirtilir.
- Anlaşmazlık: Taraflar, anlaşmaya varamazlarsa, arabulucu, son tutanağı düzenler ve arabuluculuk süreci sona erer. Bu durumda, dava açma yolu açılır.
Zorunlu Arabuluculukta Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Dava Şartı: Arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açılması halinde, mahkeme, davayı usulden reddeder.
- Toplantıya Katılım: Arabuluculuk toplantılarına tüm mirasçıların katılımı önemlidir. Geçerli bir mazereti olmaksızın ilk toplantıya katılmayan taraf, dava açılması halinde yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulur.
- Avukatla Temsil: Arabuluculuk sürecinde avukatla temsil zorunlu değildir. Ancak, hukuki haklarınızı korumak ve süreci doğru bir şekilde yönetmek için, bir avukattan hukuki destek almanız faydalı olacaktır.
- Anlaşma Belgesi: Arabuluculuk sonucunda anlaşmaya varılması halinde, anlaşma belgesinin içeriğine dikkat edilmeli ve tüm mirasçıların haklarını koruyacak şekilde düzenlenmesi sağlanmalıdır.
Zorunlu arabuluculuk, ortaklığın giderilmesi davalarında, mahkeme sürecine göre daha hızlı, daha ekonomik ve daha az yıpratıcı bir çözüm yolu sunmaktadır. Bu nedenle, mirasçılar arasında anlaşmazlık yaşanması durumunda, öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulması tavsiye edilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkemeler: Davayı Nerede Açmalısınız?
Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası, taşınır veya taşınmaz mallar üzerindeki ortak mülkiyetin sona erdirilmesi amacıyla açılan bir davadır. Bu davalarda görevli ve yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi, davanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve hak kaybına uğranılmaması açısından büyük önem taşır.
Görevli Mahkeme:
- Sulh Hukuk Mahkemeleri: Ortaklığın giderilmesi davalarında görevli mahkeme, kural olarak Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Bu husus, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 4/1-ç maddesinde açıkça belirtilmiştir: “Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalarda sulh hukuk mahkemesi görevlidir.”
- Özel Kanunlardaki Düzenlemeler: Bazı özel kanunlarda, belirli taşınmazlar için (örneğin, kat mülkiyetine tabi taşınmazlar) özel görev kuralları öngörülmüş olabilir. Bu durumda, özel kanundaki görev kuralları uygulanır.
Yetkili Mahkeme:
- Taşınmaz Mallarda: Ortaklığın giderilmesi davası, konusu taşınmaz mal ise, HMK’nın 12. maddesi gereğince taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinde açılır. Bu kesin yetki kuralıdır. Yani, başka bir yer mahkemesi yetkili kılınamaz.
- Taşınır Mallarda: Ortaklığın giderilmesi davası, konusu taşınır mal ise, genel yetki kuralı uygulanır. Buna göre, davalının (veya davalılardan birinin) davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi yetkilidir (HMK m. 6).
- Miras Ortaklığında: Miras ortaklığının giderilmesi davalarında, HMK’nın 11/1 maddesi gereğince, miras bırakanın (müteveffanın) son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi kesin yetkilidir. Terekeye dahil birden fazla taşınmaz farklı yerlerde bulunsa bile, dava müteveffanın son yerleşim yerinde açılır.
Yetki İtirazı:
- Kesin Yetki Kuralı Yoksa: Eğer kesin yetki kuralı yoksa (örneğin, taşınır mallarda), davalı, cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunabilir. Yetki itirazı, ilk itiraz olarak ileri sürülmelidir.
- Kesin Yetki Kuralı Varsa: Eğer kesin yetki kuralı varsa (örneğin, taşınmaz mallarda ve miras ortaklığında), mahkeme, yetkisiz olduğunu re’sen (kendiliğinden) gözetir. Taraflar da davanın her aşamasında yetkisizlik itirazında bulunabilirler.
Önemli Notlar:
- Görev ve yetki kuralları, kamu düzenine ilişkindir. Bu kurallara uyulmadan açılan davalar, usulden reddedilir.
- Görevli ve yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi, davanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve hak kaybına uğranılmaması için büyük önem taşır.
- Bu konuda tereddüt yaşanması halinde, bir avukattan hukuki destek alınması tavsiye edilir.
Doğru mahkemede dava açmak, davanın esasına girilebilmesi ve hak arama özgürlüğünün etkin bir şekilde kullanılabilmesi için ön şarttır.
Mirasın Mahkeme Kararı ile Satış Süreci ve Aşamaları: Satışa Kadar İzlenecek Yol
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasının bir sonucudur. Bu süreç, karmaşık ve teknik bir süreç olup, birçok aşamadan oluşmaktadır.
Mirasın Mahkeme Kararı ile Satış Sürecinin Aşamaları:
- Dava Açılması: Mirasçılardan biri veya birkaçı, sulh hukuk mahkemesinde ortaklığın giderilmesi davası açar. Dava dilekçesinde, mirasın satış yoluyla paylaştırılması talep edilir.
- Ön İnceleme ve Tahkikat: Mahkeme, dava dilekçesini ve delilleri inceler. Öncelikle, aynen taksimin mümkün olup olmadığını araştırır. Gerekli görürse, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırır.
- Satış Kararı: Mahkeme, aynen taksimin mümkün olmadığına kanaat getirirse, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verir. Bu kararda, satışın nasıl yapılacağı (açık artırma veya pazarlık), satış yeri ve saati, satış memuru gibi hususlar belirtilir.
- Kıymet Takdiri: Satışa konu malın değerinin belirlenmesi için mahkeme tarafından bilirkişi atanır. Bilirkişi, keşif yaparak ve piyasa araştırması yaparak malın değerini tespit eder ve raporunu mahkemeye sunar. Taraflar, bilirkişi raporuna itiraz edebilirler.
- Satış Şartnamesinin Hazırlanması: Satış memuru (genellikle icra müdürü), satış şartnamesini hazırlar. Bu şartnamede, satılacak malın özellikleri, muhammen bedeli, satış yeri, tarihi ve saati, teminat miktarı, satış bedelinin ödenme şekli gibi hususlar yer alır.
- Satışın İlan Edilmesi: Satış kararı, şartname ve satış tarihi, ilan yoluyla duyurulur. İlan, Resmi Gazete, Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ve elektronik ortamda yapılır. Ayrıca, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahalli gazete ve belediye ilan panosunda da ilan edilebilir.
- Açık Artırma veya Pazarlık Usulüyle Satış: Satış, belirlenen yer, tarih ve saatte, açık artırma veya pazarlık usulüyle gerçekleştirilir.
- Açık Artırma: En yaygın yöntemdir. Alıcılar, açık artırmada pey sürerek yarışırlar ve en yüksek pey sürene satış yapılır. Açık artırmaya katılabilmek için, tahmini bedelin %20’si oranında teminat yatırılması gerekir. İlk ihalede, satışın gerçekleşmesi için, teklif edilen bedelin, malın tahmin edilen bedelinin %50’sinden fazla olması gerekir. Aksi takdirde veya alıcı çıkmazsa, ikinci ihale yapılır.
- Pazarlık Usulü: Tüm mirasçıların oybirliği ile talep etmesi halinde, mahkeme, pazarlık usulüyle satışa karar verebilir. Bu usulde, satış memuru, alıcılarla pazarlık yaparak en yüksek bedeli elde etmeye çalışır.
- İhalenin Kesinleşmesi: İhale sonucuna itiraz edilmezse veya itirazlar reddedilirse, ihale kesinleşir.
- Satış Bedelinin Ödenmesi: Alıcı, satış bedelini, ihalede belirtilen süre içinde (genellikle 10 gün) öder.
- Tescil ve Teslim: Satış bedeli ödendikten sonra, satış memuru, tapu müdürlüğüne yazı yazarak taşınmazın alıcı adına tescilini sağlar. Taşınır mallar ise alıcıya teslim edilir.
Önemli Notlar:
- Satış sürecinin her aşamasında, bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması ve işlemlerin doğru bir şekilde yapılması açısından büyük önem taşır.
- Satış, kural olarak açık artırma yoluyla yapılır. Ancak, tüm mirasçıların oybirliği ile talep etmesi halinde, mahkeme, pazarlık usulüyle satışa karar verebilir.
- Satışa, mirasçılar da katılabilir ve pey sürebilirler.
- Satış bedeli, öncelikle satış masrafları ve ortak borçlar için kullanılır. Kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılır.
- Satış işlemleri, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yürütülür.
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi, mirasçılar arasında anlaşmazlık olması durumunda, mirasın paylaşılması için başvurulan son çaredir. Bu yol, hem zaman alıcı hem de masraflı olabileceğinden, mümkünse mirasçıların anlaşarak paylaşma yoluna gitmeleri tercih edilmelidir.
Mirasın Mahkeme Kararı ile Satışı Hangi Durumlarda Gerçekleşir? Anlaşmazlığın Çözüm Yolu
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, yani ortaklığın satış yoluyla giderilmesi, genellikle aşağıdaki durumlarda gerçekleşir:
- Mirasçılar Arasında Anlaşmazlık: Mirasçılar, mirasın nasıl paylaşılacağı konusunda anlaşamazlarsa, mahkeme kararı ile satış gündeme gelir. Bu, en sık karşılaşılan durumdur. Anlaşmazlık, malın aynen taksiminin mümkün olmaması, mirasçıların malı birlikte kullanmak istememeleri, payların değeri konusunda uzlaşamamaları gibi nedenlerden kaynaklanabilir.
- Aynen Taksimin Mümkün Olmaması: Miras malının niteliği gereği bölünememesi veya bölünmesi halinde önemli ölçüde değer kaybetmesi durumunda, mahkeme, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verebilir. Örneğin, tek bir daire, bölünerek paylaşılamaz. Ya da çok değerli bir antika eşya, bölünmesi halinde değerini önemli ölçüde kaybeder.
- Aynen Taksimin Uygun Olmaması: Aynen taksim, mümkün olsa bile, uygun ve adil olmayabilir. Örneğin, çok sayıda mirasçı varsa veya miras mallarının değeri arasında büyük farklar varsa, aynen taksim, uygulanabilir bir çözüm olmayabilir. Mahkeme, bu gibi durumlarda, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verebilir.
- İmar Mevzuatına Aykırılık: Miras kalan taşınmazın aynen taksimi, imar mevzuatına aykırı bir durum yaratıyorsa, örneğin parsel asgari büyüklüklerinin altında parseller oluşacaksa, mahkeme, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verir.
- Paydaşlardan Birinin Talebi: Paydaşlardan/mirasçılardan birinin dahi satış yoluyla ortaklığın giderilmesini talep etmesi yeterlidir. Diğer paydaşların/mirasçıların aynı fikirde olmaması veya çoğunluğun satışa karşı olması önemli değildir. Mahkeme, aynen taksim mümkün değilse, satış kararı verecektir.
- Borçların Ödenmesi: Terekenin borçları, mirasın paylaşılmasından önce ödenmelidir. Eğer tereke, borçları karşılamaya yetmiyorsa veya mirasçılar borçları ödemek istemiyorlarsa, mahkeme, terekedeki malların satılarak borçların ödenmesine karar verebilir.
- Yasal Engeller: Miras malı üzerinde haciz, ipotek, intifa hakkı gibi takyidatlar varsa ve bu takyidatlar aynen taksimi engelliyorsa, mahkeme, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verebilir.
Önemli Not: Mahkeme, satış kararı vermeden önce, aynen taksimin mümkün olup olmadığını ve uygun olup olmadığını titizlikle araştırır. Aynen taksim mümkün ve uygunsa, mahkeme, satış yoluna başvurmaz.
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, mirasçılar arasında anlaşmazlık olması ve mirasın adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamak için başvurulan bir yoldur. Ancak, bu yolun, hem zaman alıcı hem de masraflı olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Zorunlu Arabuluculuk Süreci: Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Yeni Dönem
1 Eylül 2023 tarihinden itibaren, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davaları için zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Bu yeni düzenleme ile, mirasın mahkeme kararı ile satışı yoluna başvurmadan önce, mirasçıların arabulucuya başvurmaları zorunlu hale gelmiştir.
Zorunlu Arabuluculuk Sürecinin Amacı:
- Mahkemelerin iş yükünü azaltmak.
- Uyuşmazlıkları daha hızlı ve daha az masrafla çözmek.
- Taraflar arasında anlaşma kültürünü geliştirmek.
- Dostane bir çözüm yolu sunarak, mirasçılar arasındaki ilişkilerin bozulmasını önlemek.
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Arabuluculuk Süreci:
- Başvuru: Mirasçılardan biri veya birkaçı, adliyelerdeki arabuluculuk bürolarına veya sicil numarası olan bir arabulucuya başvurur.
- Arabulucu Ataması: Başvuru üzerine, sistem tarafından otomatik olarak bir arabulucu atanır. Taraflar, ortak bir arabulucu üzerinde de anlaşabilirler.
- Toplantı Daveti: Arabulucu, tüm mirasçıları, ilk toplantıya davet eder.
- Müzakereler: Arabulucu, tarafsız ve bağımsız bir şekilde, tarafların iletişim kurmalarına, karşılıklı görüşlerini açıklamalarına ve ortak bir çözüm bulmalarına yardımcı olur.
- Anlaşma: Taraflar, anlaşmaya varırlarsa, arabulucu, anlaşma tutanağını düzenler. Bu tutanak, mahkeme ilamı niteliğindedir ve icra edilebilir. Anlaşma tutanağında, mirasın nasıl paylaşılacağı, hangi malların kime verileceği, satış yapılacaksa satışın nasıl gerçekleştirileceği gibi hususlar detaylı bir şekilde belirtilir.
- Anlaşmazlık: Taraflar, anlaşmaya varamazlarsa, arabulucu, son tutanağı düzenler ve arabuluculuk süreci sona erer. Bu durumda, dava açma yolu açılır.
Zorunlu Arabuluculukta Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Dava Şartı: Arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açılması halinde, mahkeme, davayı usulden reddeder.
- Toplantıya Katılım: Arabuluculuk toplantılarına tüm mirasçıların katılımı önemlidir. Geçerli bir mazereti olmaksızın ilk toplantıya katılmayan taraf, dava açılması halinde yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulur.
- Avukatla Temsil: Arabuluculuk sürecinde avukatla temsil zorunlu değildir. Ancak, hukuki haklarınızı korumak ve süreci doğru bir şekilde yönetmek için, bir avukattan hukuki destek almanız faydalı olacaktır.
- Anlaşma Belgesi: Arabuluculuk sonucunda anlaşmaya varılması halinde, anlaşma belgesinin içeriğine dikkat edilmeli ve tüm mirasçıların haklarını koruyacak şekilde düzenlenmesi sağlanmalıdır.
Zorunlu arabuluculuk, ortaklığın giderilmesi davalarında, mahkeme sürecine göre daha hızlı, daha ekonomik ve daha az yıpratıcı bir çözüm yolu sunmaktadır. Bu nedenle, mirasçılar arasında anlaşmazlık yaşanması durumunda, öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulması tavsiye edilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkemeler: Davayı Nerede Açmalısınız?
Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası, taşınır veya taşınmaz mallar üzerindeki ortak mülkiyetin sona erdirilmesi amacıyla açılan bir davadır. Bu davalarda görevli ve yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi, davanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve hak kaybına uğranılmaması açısından büyük önem taşır.
Görevli Mahkeme:
- Sulh Hukuk Mahkemeleri: Ortaklığın giderilmesi davalarında görevli mahkeme, kural olarak Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Bu husus, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 4/1-ç maddesinde açıkça belirtilmiştir: “Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalarda sulh hukuk mahkemesi görevlidir.”
- Özel Kanunlardaki Düzenlemeler: Bazı özel kanunlarda, belirli taşınmazlar için (örneğin, kat mülkiyetine tabi taşınmazlar) özel görev kuralları öngörülmüş olabilir. Bu durumda, özel kanundaki görev kuralları uygulanır.
Yetkili Mahkeme:
- Taşınmaz Mallarda: Ortaklığın giderilmesi davası, konusu taşınmaz mal ise, HMK’nın 12. maddesi gereğince taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinde açılır. Bu kesin yetki kuralıdır. Yani, başka bir yer mahkemesi yetkili kılınamaz.
- Taşınır Mallarda: Ortaklığın giderilmesi davası, konusu taşınır mal ise, genel yetki kuralı uygulanır. Buna göre, davalının (veya davalılardan birinin) davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi yetkilidir (HMK m. 6).
- Miras Ortaklığında: Miras ortaklığının giderilmesi davalarında, HMK’nın 11/1 maddesi gereğince, miras bırakanın (müteveffanın) son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi kesin yetkilidir. Terekeye dahil birden fazla taşınmaz farklı yerlerde bulunsa bile, dava müteveffanın son yerleşim yerinde açılır.
Yetki İtirazı:
- Kesin Yetki Kuralı Yoksa: Eğer kesin yetki kuralı yoksa (örneğin, taşınır mallarda), davalı, cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunabilir. Yetki itirazı, ilk itiraz olarak ileri sürülmelidir.
- Kesin Yetki Kuralı Varsa: Eğer kesin yetki kuralı varsa (örneğin, taşınmaz mallarda ve miras ortaklığında), mahkeme, yetkisiz olduğunu re’sen (kendiliğinden) gözetir. Taraflar da davanın her aşamasında yetkisizlik itirazında bulunabilirler.
Önemli Notlar:
- Görev ve yetki kuralları, kamu düzenine ilişkindir. Bu kurallara uyulmadan açılan davalar, usulden reddedilir.
- Görevli ve yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi, davanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve hak kaybına uğranılmaması için büyük önem taşır.
- Bu konuda tereddüt yaşanması halinde, bir avukattan hukuki destek alınması tavsiye edilir.
Doğru mahkemede dava açmak, davanın esasına girilebilmesi ve hak arama özgürlüğünün etkin bir şekilde kullanılabilmesi için ön şarttır.
Mirasın Mahkeme Kararı ile Satış Süreci ve Aşamaları: Satışa Kadar İzlenecek Yol
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasının bir sonucudur. Bu süreç, karmaşık ve teknik bir süreç olup, birçok aşamadan oluşmaktadır.
Mirasın Mahkeme Kararı ile Satış Sürecinin Aşamaları:
- Dava Açılması: Mirasçılardan biri veya birkaçı, sulh hukuk mahkemesinde ortaklığın giderilmesi davası açar. Dava dilekçesinde, mirasın satış yoluyla paylaştırılması talep edilir.
- Ön İnceleme ve Tahkikat: Mahkeme, dava dilekçesini ve delilleri inceler. Öncelikle, aynen taksimin mümkün olup olmadığını araştırır. Gerekli görürse, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırır.
- Satış Kararı: Mahkeme, aynen taksimin mümkün olmadığına kanaat getirirse, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verir. Bu kararda, satışın nasıl yapılacağı (açık artırma veya pazarlık), satış yeri ve saati, satış memuru gibi hususlar belirtilir.
- Kıymet Takdiri: Satışa konu malın değerinin belirlenmesi için mahkeme tarafından bilirkişi atanır. Bilirkişi, keşif yaparak ve piyasa araştırması yaparak malın değerini tespit eder ve raporunu mahkemeye sunar. Taraflar, bilirkişi raporuna itiraz edebilirler.
- Satış Şartnamesinin Hazırlanması: Satış memuru (genellikle icra müdürü), satış şartnamesini hazırlar. Bu şartnamede, satılacak malın özellikleri, muhammen bedeli, satış yeri, tarihi ve saati, teminat miktarı, satış bedelinin ödenme şekli gibi hususlar yer alır.
- Satışın İlan Edilmesi: Satış kararı, şartname ve satış tarihi, ilan yoluyla duyurulur. İlan, Resmi Gazete, Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ve elektronik ortamda yapılır. Ayrıca, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahalli gazete ve belediye ilan panosunda da ilan edilebilir.
- Açık Artırma veya Pazarlık Usulüyle Satış: Satış, belirlenen yer, tarih ve saatte, açık artırma veya pazarlık usulüyle gerçekleştirilir.
- Açık Artırma: En yaygın yöntemdir. Alıcılar, açık artırmada pey sürerek yarışırlar ve en yüksek pey sürene satış yapılır. Açık artırmaya katılabilmek için, tahmini bedelin %20’si oranında teminat yatırılması gerekir. İlk ihalede, satışın gerçekleşmesi için, teklif edilen bedelin, malın tahmin edilen bedelinin %50’sinden fazla olması gerekir. Aksi takdirde veya alıcı çıkmazsa, ikinci ihale yapılır.
- Pazarlık Usulü: Tüm mirasçıların oybirliği ile talep etmesi halinde, mahkeme, pazarlık usulüyle satışa karar verebilir. Bu usulde, satış memuru, alıcılarla pazarlık yaparak en yüksek bedeli elde etmeye çalışır.
- İhalenin Kesinleşmesi: İhale sonucuna itiraz edilmezse veya itirazlar reddedilirse, ihale kesinleşir.
- Satış Bedelinin Ödenmesi: Alıcı, satış bedelini, ihalede belirtilen süre içinde (genellikle 10 gün) öder.
- Tescil ve Teslim: Satış bedeli ödendikten sonra, satış memuru, tapu müdürlüğüne yazı yazarak taşınmazın alıcı adına tescilini sağlar. Taşınır mallar ise alıcıya teslim edilir.
- Satış Bedelinin Paylaştırılması: Satış bedelinden, öncelikle satış masrafları (bilirkişi ücreti, ilan masrafları, tellaliye harcı vb.) ve ortaklığa ilişkin borçlar (vergi borcu, aidat borcu vb.) düşülür. Kalan tutar, mirasçılar arasında, miras payları oranında paylaştırılır. Ödemeler, satış memuru tarafından, mirasçıların banka hesaplarına havale yoluyla yapılır.
Önemli Notlar:
- Satış sürecinin her aşamasında, bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması ve işlemlerin doğru bir şekilde yapılması açısından büyük önem taşır.
- Satışa, mirasçılar da katılabilir ve pey sürebilirler.
- Satış bedelinin mirasçılara ödenmesi için, veraset ve intikal vergisinin ödenmiş olması gerekir.
- Satış işlemleri, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yürütülür.
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, uzun ve karmaşık bir süreç olabilir. Bu sürecin, hukuka uygun ve adil bir şekilde yürütülmesi, mirasçıların haklarının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Satış Dosyasının Hazırlanması ve İhale: Satış Öncesi ve Sırası İşlemler
Ortaklığın giderilmesi davası sonucunda mahkeme, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verirse, satış işlemlerini yürütmek üzere bir satış memuru görevlendirilir. Satış memuru, genellikle icra müdürü veya yardımcısıdır. Satış dosyasının hazırlanması ve ihale süreci, İcra ve İflas Kanunu (İİK) hükümlerine göre yürütülür.
Satış Dosyasının Hazırlanması:
- Dosyanın Tevdii: Mahkeme, satış kararını ve ilgili belgeleri, satış memurluğuna tevdi eder.
- Kıymet Takdiri: Satış memuru, satışa konu malın değerinin belirlenmesi için bilirkişi görevlendirir. Bilirkişi, keşif yaparak, emsal araştırması yaparak ve diğer kriterleri dikkate alarak, kıymet takdiri raporu düzenler.
- Satış Şartnamesinin Hazırlanması: Satış memuru, satış şartnamesini hazırlar. Şartnamede;
- Satılacak malın cinsi, niteliği, önemli özellikleri, muhammen bedeli
- Satış yeri, günü ve saati
- Teminat miktarı ve yatırılma şekli
- İhale usulü (açık artırma veya pazarlık)
- Satış bedelinin ödenme şekli ve süresi
- İhalenin kesinleşmesi ve tescil işlemleri
- Vergi, resim ve harçların kim tarafından ödeneceği
- Diğer hususlar (taşınmaz üzerindeki takyidatlar, irtifak hakları vb.)
- belirtilir.
- Satış İlanının Yapılması: Satış kararı ve şartname, ilan yoluyla duyurulur. İlan, Resmi Gazete’de, Basın İlan Kurumu’nun ilan portalında (ilan.gov.tr) ve elektronik ortamda yapılır. Ayrıca, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahalli bir gazetede ve belediye ilan panosunda da ilan edilebilir. İlanda, satışın yapılacağı yer, tarih ve saat ile satış şartları belirtilir.
İhale (Açık Artırma veya Pazarlık):
- Teminat Yatırma: İhaleye katılmak isteyenlerin, muhammen bedelin %20’si oranında teminat yatırmaları gerekir. Teminat, nakit olarak yatırılabileceği gibi, banka teminat mektubu şeklinde de olabilir.
- Pey Sürme: Açık artırmada, katılımcılar, sözlü olarak pey sürerek tekliflerini sunarlar. En yüksek pey süren kişi, ihaleyi kazanır.
- İhale Tutanağı: İhale sonucu, satış memuru tarafından tutanak altına alınır. Tutanakta, ihalenin nasıl yapıldığı, en yüksek pey sürenin kim olduğu, teklif edilen bedel gibi hususlar belirtilir.
- Pazarlık Usulü: Eğer tüm mirasçılar talep ederse, mahkeme, pazarlık usulüyle satışa karar verebilir. Bu durumda, satış memuru, ilgililerle pazarlık yaparak en yüksek bedeli elde etmeye çalışır.
İhale Sonrası İşlemler:
- İhalenin Kesinleşmesi: İhaleye itiraz edilmezse veya itirazlar reddedilirse, ihale kesinleşir.
- Satış Bedelinin Ödenmesi: Alıcı, ihalede belirtilen süre içinde (genellikle 10 gün) satış bedelini satış memurluğunun hesabına yatırır.
- Tescil ve Teslim: Satış bedeli ödendikten sonra, satış memuru, tapu müdürlüğüne yazı yazarak taşınmazın alıcı adına tescilini sağlar. Taşınır mallar ise alıcıya teslim edilir.
Önemli Notlar:
- İhale süreci, İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre yürütülür.
- İhaleye, mirasçılar da katılabilir ve pey sürebilirler.
- İhalenin feshi, belirli şartlar altında talep edilebilir.
- Satış sürecinin her aşamasında, bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması açısından büyük önem taşır.
Mahkeme Kararı ile Mirasın Satışı ve Bedelin Paylaşımı: Mirasçıların Hakları
Mahkeme kararı ile mirasın satışı, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasının bir sonucudur ve mirasçılar arasında adil bir paylaşım yapılmasını amaçlar. Satıştan elde edilen bedel, belirli bir usule göre mirasçılara dağıtılır.
Satış Bedelinin Paylaşımında İzlenecek Sıra:
- Satış Masraflarının Düşülmesi: Satış bedelinden öncelikle, satış işleminin yapılması için gerekli olan masraflar (bilirkişi ücreti, ilan giderleri, tellaliye harcı, tahliye ve teslim masrafları vb.) düşülür.
- Ortaklığa Ait Borçların Ödenmesi: Eğer ortaklığa ait borçlar varsa (örneğin, taşınmaza ilişkin emlak vergisi borcu, apartman aidat borcu), bu borçlar da satış bedelinden öncelikle ödenir.
- Kalan Bedelin Paylaştırılması: Satış masrafları ve ortak borçlar düşüldükten sonra kalan net bedel, mirasçılar arasında, miras payları oranında paylaştırılır.
- Miras Paylarının Belirlenmesi: Miras payları, veraset ilamında (mirasçılık belgesinde) belirtilmiştir. Eğer veraset ilamında bir hata olduğu düşünülüyorsa, veraset ilamının iptali ve düzeltilmesi için dava açılabilir.
- Ödeme Şekli: Ödemeler, satış memuru tarafından, mirasçıların banka hesaplarına havale yoluyla yapılır.
Örnek:
Müteveffanın (miras bırakanın) geride eşi ve iki çocuğu kalmış olsun. Mirasın da bir ev olduğunu varsayalım. Mahkeme, evin satılarak, bedelinin paylaştırılmasına karar vermiş olsun.
- Evin satışından 500.000 TL elde edilmiş olsun.
- Satış masrafları ve ortak borçlar toplamı 20.000 TL olsun.
- Bu durumda, net satış bedeli 480.000 TL olacaktır.
- Eşin miras payı 1/4, çocukların her birinin miras payı 3/8‘dir.
- Buna göre;
- Eşe 120.000 TL (480.000 x 1/4) ödenecektir.
- Her bir çocuğa 180.000 TL (480.000 x 3/8) ödenecektir.
Önemli Notlar:
- Satış bedelinin paylaşımı, mahkeme kararında belirtilen oranlara göre yapılır. Mahkeme kararında hata olduğu düşünülüyorsa, karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.
- Mirasçılar, kendi aralarında anlaşarak, satış bedelinin paylaşımı konusunda farklı bir yöntem belirleyebilirler. Ancak, bu anlaşmanın yazılı olarak yapılması ve tüm mirasçılar tarafından imzalanması gerekir.
- Mirasın paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşanması durumunda, bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması açısından büyük önem taşır.
Mahkeme kararı ile mirasın satışı, mirasçılar arasında adil bir paylaşım yapılmasını sağlayan önemli bir hukuki yoldur. Bu süreçte, mirasçıların haklarını bilmeleri ve gerektiğinde hukuki yardım almaları, mağduriyet yaşamamaları için gereklidir.
Mahkeme Kararı ile Satış Sonrasında Elde Edilen Gelirin Dağıtımı: Hak Sahiplerine Ödeme
Mahkeme kararı ile mirasın satışı neticesinde elde edilen satış bedeli, belirli bir sıra ve usule göre hak sahiplerine dağıtılır. Bu dağıtım işlemi, satış memuru (icra müdürü) tarafından gerçekleştirilir.
Dağıtım Sırası:
- Satış Masrafları: Öncelikle, satış işleminin yapılması için gerekli olan masraflar (bilirkişi ücreti, ilan giderleri, tellaliye harcı, tahliye ve teslim masrafları vb.) satış bedelinden düşülür.
- Ortaklığa Ait Borçlar: Eğer ortaklığa ait borçlar varsa (örneğin, taşınmaza ilişkin emlak vergisi borcu, apartman aidat borcu, ortaklığın üçüncü kişilere olan borçları), bu borçlar da satış bedelinden öncelikle ödenir.
- Rehinli Alacaklar (Varsa): Satılan mal üzerinde rehin hakkı (örneğin, ipotek) bulunan alacaklılar varsa, alacakları, sıra cetveline göre ve öncelikli olarak ödenir.
- Mirasçıların Alacakları (Varsa): Mirasçıların, miras bırakanla (müteveffa) aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan ve mirasın paylaşılmasından önce ödenmesi gereken alacakları varsa (örneğin, müteveffaya verilmiş borç para), bu alacaklar da tercihen ödenir.
- Mirasçıların Payları: Yukarıdaki kalemler ödendikten sonra, kalan net tutar, mirasçılar arasında, miras payları oranında paylaştırılır. Ödemeler, mirasçıların banka hesaplarına havale yoluyla yapılır.
Önemli Hususlar:
- Veraset İlamı: Mirasçıların, mirasçılık sıfatlarını ve miras paylarını gösteren veraset ilamını (mirasçılık belgesini) satış memurluğuna ibraz etmeleri gerekir.
- Vekaletname: Mirasçılar, avukat aracılığıyla temsil ediliyorlarsa, avukatın vekaletnamesinin de dosyaya sunulması gerekir.
- Vergi Borcu: Mirasçılar, mirasın intikali nedeniyle veraset ve intikal vergisi ödemekle yükümlüdürler. Bu verginin ödenmesi, paranın dağıtımından önce gerçekleştirilir.
- İtiraz Hakkı: Mirasçılar, paylaştırma işleminin hukuka aykırı olduğunu düşünüyorlarsa, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurabilirler.
Örnek:
- Satış bedeli: 600.000 TL
- Satış masrafları: 10.000 TL
- Ortaklığa ait borçlar: 5.000 TL
- Rehinli alacak: 100.000 TL
- Mirasçıların alacağı: 5.000 TL
- Mirasçı sayısı: 2 (Eş ve bir çocuk)
- Eşin miras payı: 1/4
- Çocuğun miras payı: 3/4
Bu durumda dağıtım şu şekilde yapılır:
- Önce satış masrafları (10.000 TL), ortaklığa ait borç (5.000 TL), rehinli alacak (100.000 TL) ve mirasçı alacağı (5.000 TL) düşülür: 600.000 – 10.000 – 5.000 – 100.000 – 5.000 = 480.000 TL
- Kalan 480.000 TL, eş ve çocuk arasında miras payları oranında paylaştırılır:
- Eş: 480.000 TL x 1/4 = 120.000 TL
- Çocuk: 480.000 TL x 3/4 = 360.000 TL
Sonuç olarak, mahkeme kararı ile mirasın satışı sonrasında elde edilen gelir, belirli bir sıra ve usul dahilinde hak sahiplerine dağıtılır. Bu sürecin, hukuka uygun ve adil bir şekilde yürütülmesi için, bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olacaktır.
Mirasın Mahkeme Kararı ile Satışı Ne Kadar Sürer? Süreci Etkileyen Faktörler
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, yani ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası yoluyla satışı, birkaç aşamadan oluşan ve belirli bir zaman alan bir süreçtir. Bu sürecin ne kadar süreceği, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişir.
Süreci Etkileyen Başlıca Faktörler:
- Davanın Açıldığı Mahkemenin İş Yükü: Yoğun mahkemelerde, duruşma günlerinin verilmesi ve kararların yazılması daha uzun sürebilir.
- Mirasçı Sayısı: Mirasçı sayısının fazla olması, tebligat işlemlerini ve tarafların beyanlarının alınmasını uzatabilir.
- Terekenin Kapsamı: Terekeye dahil malvarlığının çeşitliliği ve sayısı, değer tespiti, bilirkişi incelemesi, keşif gibi işlemlerin süresini etkiler.
- Tarafların Tutumu: Tarafların uzlaşmaya yanaşmaması, sık sık itirazlarda bulunması, delillerini zamanında sunmaması gibi durumlar, süreci uzatabilir.
- Bilirkişi Raporuna İtiraz: Tarafların, bilirkişi raporuna itiraz etmeleri halinde, yeni bir bilirkişi incelemesi gerekebilir ve bu da süreci uzatır.
- Keşif İşlemi: Mahkemenin keşif yapması, sürecin uzamasına neden olabilir.
- Satış İşlemlerinin Süresi: Satış kararından sonra, satış ilanının yapılması, ihalenin gerçekleştirilmesi, itirazların değerlendirilmesi ve tescil işlemleri de belirli bir zaman alır.
- Kanun Yolları: Mahkeme kararına karşı istinaf veya temyiz yoluna başvurulması, sürecin uzamasına neden olur.
Ortalama Süre:
Yukarıda belirtilen faktörler çerçevesinde, mirasın mahkeme kararı ile satışı, ortalama 1,5 – 3 yıl arasında sürmektedir. Ancak, bazı durumlarda bu süre daha da uzayabilir.
Süreci Hızlandırmak İçin:
- Dava dilekçesinin ve eklerinin eksiksiz ve doğru bir şekilde hazırlanması
- Gerekli harç ve masrafların zamanında yatırılması
- Delillerin zamanında ve eksiksiz olarak sunulması
- Duruşmalara düzenli olarak katılınması
- Mahkemenin ara kararlarının ve taleplerinin zamanında yerine getirilmesi
- Gereksiz itiraz ve taleplerde bulunulmaması
- Mümkünse, diğer mirasçılarla anlaşma yoluna gidilmesi
- Uzman bir avukattan hukuki destek alınması
sürecin daha hızlı ilerlemesine katkı sağlayabilir.
Önemli Not: Bu süreler tahmini sürelerdir. Her dava, kendi özel koşullarına göre değerlendirilir ve farklı sürelerde sonuçlanabilir. Kesin bir süre öngörmek mümkün değildir.
Sonuç olarak, mirasın mahkeme kararı ile satışı, zaman alabilen bir süreçtir. Ancak, gerekli hukuki adımların doğru bir şekilde atılması ve sürecin titizlikle takip edilmesi halinde, mirasın adil bir şekilde paylaşılması ve ortaklığın sonlandırılması mümkündür.
Mirasın Mahkeme Kararı ile Satışında Harç ve Masraflar: Maliyeti Etkileyen Unsurlar
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, yani ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası yoluyla satışı, belirli masrafları da beraberinde getirir. Bu masraflar, davanın açılmasından, satışın gerçekleştirilmesine ve paranın paylaşılmasına kadar olan süreçte ortaya çıkar.
Başlıca Harç ve Masraflar:
- Dava Açma Harcı:
- Başvuru Harcı: Dava açılırken maktu olarak ödenen harçtır. (2024 yılı için 427,60 TL)
- Peşin Harç: Dava nispi harca tabi olup, dava değerinin (satışı talep edilen malın değeri) binde 68,31’inin dörtte biri oranında peşin olarak ödenir. Dava değeri, bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenen değer üzerinden hesaplanır.
- Vekalet Harcı: Davayı bir avukat aracılığıyla takip ediyorsanız, vekaletnamenin mahkemeye sunulması sırasında ödenen harçtır. (Maktu)
- Islah Harcı: Dava açıldıktan sonra ıslah yapılırsa yani dava genişletilirse, ıslah değeri üzerinden harç ödenmesi gerekir.
- Yargılama Giderleri:
- Tebligat Giderleri: Dava dilekçesi, duruşma günü, bilirkişi raporu, mahkeme kararı gibi belgelerin taraflara tebliği için yapılan masraflar.
- Bilirkişi Ücreti: Mahkemenin, malın değerinin tespiti, aynen taksimin mümkün olup olmadığının belirlenmesi gibi konularda bilirkişi incelemesi yaptırması durumunda ödenen ücret.
- Keşif Harcı ve Masrafları: Mahkemenin, taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapması durumunda ödenen harç ve masraflar (yol, ulaşım giderleri).
- Tanık Ücreti: Tanık dinletilmesi halinde, tanıklara ödenecek ücret ve yol giderleri.
- Posta Giderleri: Mahkemenin, taraflara ve diğer kurumlara yaptığı yazışmalar için ödenen posta ücretleri.
- Satış Masrafları:
- Tellaliye Harcı: Satış memuru tarafından yapılan satış işlemi için ödenen harçtır. Satış bedeli üzerinden binde 2 oranında tellaliye harcı ödenmesi gerekir.
- İlan Giderleri: Satış ilanının gazetelerde ve elektronik ortamda yayınlanması için yapılan masraflar.
- Muhafaza ve Taşıma Giderleri: Satışa konu malın muhafazası ve taşınması için yapılan masraflar (gerekirse).
- KDV: Satış bedelinden alınan KDV tutarıdır.
- Avukatlık Ücreti: Davanın bir avukat aracılığıyla takip edilmesi durumunda, avukata ödenecek vekalet ücreti. Vekalet ücreti, avukat ile müvekkil arasında serbestçe kararlaştırılabilir ancak asgari ücret tarifesinin altında olamaz.
Harç ve Masrafların Paylaşımı:
- Ortaklığın giderilmesi davasında, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti, kural olarak taraflara payları oranında yükletilir.
- Ancak, mahkeme, davanın seyrine ve haklılık durumuna göre, yargılama giderlerinin taraflar arasında farklı şekilde paylaştırılmasına veya bir tarafın diğer tarafın vekalet ücretini ödemesine karar verebilir.
- Satış masrafları ise, satış bedelinden öncelikle karşılanır.
Önemli Notlar:
- Harç ve masraflar, davanın başında peşin olarak ödenir. Ancak, dava sonucunda haksız çıkan taraftan tahsil edilir.
- Adli yardımdan yararlanan kişiler, harç ve masraflardan muaf tutulurlar.
- Harç ve masraflar hakkında detaylı bilgi almak için, bir avukata danışmanız veya ilgili mahkemenin yazı işleri müdürlüğüne başvurmanız önerilir.
Ortaklığın giderilmesi davası açmadan önce, dava masraflarını ve harçları göz önünde bulundurmanız ve buna göre bir bütçe planlaması yapmanız önemlidir.
Mirasın Mahkeme Kararı Olmadan Paylaşılması: Anlaşmalı Taksim
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, genellikle son çare olarak başvurulan bir yoldur. Mirasçılar, aralarında anlaşarak da mirası paylaşabilirler. Bu yönteme “anlaşmalı taksim” veya “rızai taksim” denir.
Anlaşmalı Taksimin Avantajları:
- Hızlı: Mahkeme sürecine göre çok daha hızlı bir şekilde miras paylaşımı gerçekleştirilebilir.
- Ekonomik: Mahkeme harçları, bilirkişi ücretleri, ilan giderleri gibi masraflardan tasarruf sağlanır.
- Gizli: Mahkeme süreci alenidir, ancak anlaşmalı taksimde mirasçılar arasında gizlilik sağlanabilir.
- İlişkilerin Korunması: Anlaşmalı taksim, mirasçılar arasındaki ilişkilerin bozulmasını önleyebilir ve dostane bir çözüm sağlar.
- Esneklik: Mirasçılar, kendi aralarında anlaşarak, yasal miras paylarından farklı bir paylaşım oranı belirleyebilirler.
Anlaşmalı Taksim Nasıl Yapılır?
- Mirasçıların Anlaşması: Tüm mirasçıların, mirasın nasıl paylaşılacağı konusunda (hangi malın kime verileceği, satış yapılacaksa satış bedelinin nasıl paylaşılacağı vb.) tam bir mutabakata varmaları gerekir.
- Yazılı Sözleşme (Taksim Sözleşmesi): Mirasçılar, aralarındaki anlaşmayı yazılı bir sözleşmeye dökmelidirler. Bu sözleşmeye “taksim sözleşmesi” veya “miras paylaşım sözleşmesi” denir.
- Sözleşmenin İçeriği: Taksim sözleşmesinde;
- Mirasçıların kimlik bilgileri
- Miras bırakanın (müteveffanın) kimlik ve ölüm tarihi
- Terekeye dahil tüm malvarlığı ve borçların detaylı listesi
- Hangi malın hangi mirasçıya bırakılacağı
- Satış yapılacaksa, satışın nasıl gerçekleştirileceği ve satış bedelinin nasıl paylaşılacağı
- Varsa, mirasçılar arasındaki borç ve alacakların nasıl mahsup edileceği
- Sözleşmenin tarihi
- Tüm mirasçıların imzaları
- bulunmalıdır.
- Tapu İşlemleri: Eğer paylaşım taşınmazları içeriyorsa, tapu müdürlüğüne başvurularak, taksim sözleşmesine göre tapu kayıtlarının güncellenmesi gerekir.
- Diğer İşlemler: Terekeye dahil diğer malların (taşıt, banka hesabı vb.) devir işlemleri için de ilgili kurumlara başvurulmalıdır.
Önemli Notlar:
- Anlaşmalı taksim, tüm mirasçıların katılımı ve onayı ile yapılabilir. Bir mirasçının bile itirazı, anlaşmalı taksimi engeller.
- Taksim sözleşmesinin, ileride herhangi bir hukuki ihtilafa yol açmayacak şekilde, açık ve net bir şekilde düzenlenmesi önemlidir. Bu konuda, bir avukattan hukuki destek almanız tavsiye edilir.
- Anlaşmalı taksim, mahkeme kararı ile satışa göre daha hızlı, ekonomik ve pratik bir çözüm yoludur. Bu nedenle, mirasçılar arasında anlaşma imkanı varsa, bu yolun tercih edilmesi faydalı olacaktır.
Mirasın paylaşımında, anlaşmalı taksim, en ideal çözüm yöntemidir. Ancak, anlaşma sağlanamazsa, mahkeme kararı ile satış (ortaklığın giderilmesi davası) yoluna başvurulması kaçınılmazdır.
Miras Davalarında Avukat Tutmanın Önemi: Hak Kaybını Önleyin
Miras davaları, karmaşık hukuki prosedürler içeren ve yüksek meblağlı malvarlıklarının paylaşımını konu alan davalardır. Bu nedenle, miras hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki destek almak, haklarınızın korunması ve davanın lehinize sonuçlanması açısından büyük önem taşır.
Miras Davalarında Avukat Tutmanın Faydaları:
- Hukuki Bilgi ve Deneyim: Miras hukuku avukatları, miras hukuku mevzuatına, Yargıtay içtihatlarına ve uygulamadaki prosedürlere hakimdirler. Bu sayede, haklarınızı en iyi şekilde savunabilir ve davanın lehinize sonuçlanması için gerekli hukuki adımları atabilirler.
- Stratejik Planlama: Avukatınız, davanın başından sonuna kadar izlenecek en doğru stratejiyi belirler. Delillerin toplanması, dava dilekçesinin hazırlanması, duruşmalarda savunma yapılması ve kanun yollarına başvurulması gibi tüm aşamalarda size rehberlik eder.
- Süre Takibi: Miras davalarında dava açma, cevap verme, itiraz etme gibi işlemler için belirli süreler öngörülmüştür. Bu sürelerin kaçırılması, hak kaybına yol açabilir. Avukatınız, süreleri titizlikle takip eder ve gerekli işlemleri zamanında yapar.
- Resmi Yazışmalar ve Tebligatlar: Avukatınız, mahkeme ve diğer resmi kurumlarla olan yazışmaları sizin adınıza yapar, tebligatları takip eder ve gerekli cevapları hazırlar.
- Delil Toplama ve Değerlendirme: Avukatınız, davanızı destekleyecek delilleri toplar, inceler ve hukuki açıdan değerlendirir. Gerekirse, bilirkişi incelemesi, keşif ve tanık dinlenmesi gibi taleplerde bulunur.
- Duruşmalarda Temsil: Avukatınız, mahkeme duruşmalarında sizi temsil eder, sözlü ve yazılı savunmalarınızı yapar, karşı tarafın iddialarına cevap verir ve lehinize olan hususları etkili bir şekilde dile getirir.
- Uzlaşma ve Arabuluculuk: Avukatınız, diğer mirasçılarla uzlaşma görüşmeleri yaparak, dava yoluna gitmeden sorunun çözülmesini sağlayabilir. Ayrıca, arabuluculuk sürecinde de sizi temsil eder.
- Zaman ve Emek Tasarrufu: Dava sürecini bir avukat aracılığıyla yürütmek, sizin zaman ve emek harcamanızı önler ve daha az stres yaşamanızı sağlar.
- Psikolojik Destek: Miras davaları, duygusal açıdan da zorlayıcı olabilir. Avukatınız, bu süreçte size destek olur ve haklarınız konusunda sizi bilgilendirerek endişelerinizi azaltır.
Özellikle Aşağıdaki Durumlarda Avukat Tutmanız Önemle Tavsiye Edilir:
- Miras bırakanın vasiyetnamesi varsa ve bu vasiyetnamede uyuşmazlık çıkmışsa,
- Mirasçılar arasında anlaşmazlık varsa ve mirasın paylaşımı konusunda uzlaşma sağlanamıyorsa,
- Terekenin kapsamı ve değeri karmaşıksa,
- Mirasçılardan biri veya birkaçı yurt dışında yaşıyorsa,
- Miras bırakanın borçları varsa,
- Tenkis veya mirastan feragat gibi özel hukuki durumlar söz konusuysa,
mutlaka bir miras hukuku avukatından hukuki destek almalısınız.
Sonuç olarak, miras davalarında avukat tutmak, haklarınızın korunması, davanın lehinize sonuçlanması ve sürecin hızlı ve sorunsuz bir şekilde ilerlemesi için büyük önem taşır. Unutmayın, miras hukuku alanında uzman bir avukat, sizin en güçlü destekçiniz olacaktır.
Sonuç: Mirasın Adil Paylaşımı İçin Hukuki Destek Şart
Mirasın mahkeme kararı ile satışı, mirasçılar arasında anlaşmazlık olduğunda başvurulan son çaredir. Bu süreç, hem duygusal hem de hukuki açıdan karmaşık ve zorlayıcı olabilir. Ancak, haklarınızı bilmek ve doğru adımları atmak, mirasın adil ve hukuka uygun bir şekilde paylaşılmasını sağlayacaktır.
Bu rehberde, mirasın mahkeme kararı ile satışı konusunu tüm yönleriyle ele aldık. Başvuru sürecinden, satış işlemlerine, paranın paylaşılmasından, zamanaşımı sürelerine kadar birçok önemli noktaya değindik. Ayrıca, sıkça sorulan soruları yanıtlayarak, uygulamada karşılaşılan tereddütleri gidermeye çalıştık.
Önemle Vurgulamak İsteriz Ki:
- Mirasın paylaşımında öncelikli hedef, mirasçılar arasında anlaşma sağlamaktır. Anlaşmalı taksim, daha hızlı, daha ekonomik ve daha az yıpratıcı bir çözüm yoludur.
- Anlaşmazlık durumunda, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası açılarak, mirasın mahkeme kararı ile satışı talep edilebilir.
- Dava açmadan önce, 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren zorunlu arabuluculuk süreci işletilmelidir.
- Mahkeme, satış kararı vermeden önce, aynen taksimin mümkün olup olmadığını araştırır.
- Satış işlemleri, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve açık artırma usulüyle gerçekleştirilir.
- Satıştan elde edilen gelir, öncelikle satış masrafları ve ortak borçlar için kullanılır, kalan miktar ise mirasçılar arasında payları oranında dağıtılır.
- Miras hukuku, teknik ve detaylı bir hukuk dalıdır. Bu nedenle, mirasın paylaşımı sürecinde, bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması ve sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi açısından büyük önem taşır.
Unutmayın, mirasın adil ve hukuka uygun bir şekilde paylaşılması, hem vefat edenin son isteğine saygı göstermek hem de mirasçılar arasında huzur ve adaleti sağlamak için gereklidir. Bu süreçte, hukuki haklarınızı bilmek ve profesyonel destek almak, sizi koruyacak en önemli kalkanınız olacaktır.
Hukuki danışmanlık almak istemeniz halinde veya herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda LegaPro Hukuk Bürosu olarak size yardımcı olabiliriz. Uzman Avukat haklarınızı korumanıza destek olacaktır. 📞 0507 606 15 14
🚨 Whatsapp’tan bize ulaşabilirsiniz! 🚨
https://legapro.net/