Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçu: TCK 138
Teknolojinin hızla geliştiği ve dijitalleşmenin hayatımızın her alanına nüfuz ettiği günümüzde, kişisel verilerin korunması büyük önem kazanmıştır. Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi, saklanması ve yok edilmemesi, bireylerin özel hayatının gizliliğini ve kişilik haklarını ihlal etmektedir. Bu nedenle, Türk Ceza Kanunu’nun 138. maddesi, kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına rağmen verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanların bu yükümlülüklerini yerine getirmemelerini “Kişisel Verileri Yok Etmeme” suçu olarak düzenlemiş ve yaptırıma bağlamıştır.
Bu kapsamlı rehberde, TCK 138’de düzenlenen kişisel verileri yok etmeme suçunu tüm yönleriyle inceleyeceğiz. Suçun tanımı, maddi ve manevi unsurları, cezası, özel görünüş biçimleri, muhakeme usulü, ön ödeme ve uzlaştırma kurumlarının uygulanabilirliği, şikayet süresi, dava zamanaşımı, etkin pişmanlık, erteleme, HAGB ve adli para cezasına çevirme gibi konuları detaylı bir şekilde ele alacağız. Ayrıca, Yargıtay kararlarından örnekler sunarak, uygulamadaki durumu da gözler önüne sereceğiz.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunun Maddi Unsurları: Fail, Mağdur, Fiil ve Netice
Kişisel verileri yok etmeme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 138. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, maddi ve manevi unsurların birlikte gerçekleşmesi gerekir. Maddi unsurlar, suçun dış dünyada gözlemlenebilen, somut ve objektif unsurlarıdır.
TCK 138. Madde:
“(1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) (Ek: 21/2/2014-6526/5 md.) Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.”
Maddi Unsurlar:
1. Fail:
- Özgü Suç Niteliği: Bu suç, özgü suç niteliğindedir. Yani, ancak kanunların belirlediği süreler geçmesine rağmen verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olan kişiler tarafından işlenebilir.
- Kimler Fail Olabilir?: Bu yükümlülük, veri sorumlusu olan gerçek veya tüzel kişilere aittir. Örneğin, bir şirketin bilgi işlem departmanında çalışan ve veri silme yetkisine sahip olan bir personel, bu suçun faili olabilir. Ayrıca, kamu kurumlarında veri işleyen ve silme yetkisine sahip olan kamu görevlileri de bu suçun faili olabilirler.
2. Mağdur:
- Kişisel Verisi Yok Edilmeyen Kişi: Bu suçun mağduru, kişisel verileri yok edilmeyen gerçek kişilerdir. Suçla korunan hukuki değer, kişisel verilerin korunması hakkıdır.
3. Fiil:
- İhmali Hareket: Bu suç, ihmali hareketle işlenen bir suçtur. Yani, yapılması gereken bir hareketin yapılmaması ile işlenir.
- Verileri Sistem İçinde Yok Etmeme: Suçun fiili, kanunların belirlediği süreler geçmiş olmasına rağmen, verileri sistem içinde yok etmemektir. Bu, verilerin silinmemesi, anonim hale getirilmemesi veya yok edilmesini engelleyecek şekilde saklanması şeklinde gerçekleşebilir.
- Yükümlülüğün İhlali: Failin, verileri yok etme yükümlülüğünü ihlal etmesi gerekir. Bu yükümlülük, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanabilir.
4. Konu:
- Kişisel Veri: Suçun konusu, kişisel verilerdir. Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade eder. Örneğin, ad, soyad, T.C. kimlik numarası, telefon numarası, e-posta adresi, sağlık bilgileri, banka hesap bilgileri kişisel veri niteliğindedir.
- CMK Kapsamındaki Veriler (Nitelikli Hal): Eğer suçun konusu, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veriler ise, ceza bir kat artırılır. Örneğin, hukuka aykırı olarak elde edilmiş dinleme kayıtları bu kapsamdadır.
5. Netice:
- Netice Aranmaz: Bu suç, soyut tehlike suçu niteliğindedir. Suçun tamamlanması için somut bir zararın meydana gelmesi aranmaz. Verileri yok etme yükümlülüğünün ihlal edilmesi, suçun oluşumu için yeterlidir.
Önemli Notlar:
- Verileri Yok Etme Yükümlülüğü: Bu yükümlülük, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), özel kanunlar (örneğin, Bankacılık Kanunu, Elektronik Haberleşme Kanunu) veya sözleşmeler ile getirilebilir.
- Kanunların Belirlediği Süreler: Hangi verilerin ne kadar süre saklanacağı ve ne zaman yok edileceği, ilgili mevzuatta belirlenmiştir. Örneğin, KVKK’ya göre, kişisel veriler, işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilir. Bu süre dolduktan sonra, verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi gerekir.
Kişisel verileri yok etmeme suçunun maddi unsurlarının doğru bir şekilde anlaşılması ve uygulanması, hem kişisel verilerin korunması hem de adil bir yargılama süreci için büyük önem taşımaktadır.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunun Manevi Unsuru: Kastın Rolü
Kişisel verileri yok etmeme suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Taksirle işlenmesi mümkün değildir. Yani, failin, verileri yok etme yükümlülüğü olduğunu bilerek ve isteyerek bu yükümlülüğe aykırı davranması gerekir.
Kastın Unsurları:
- Bilme: Fail, kanunların belirlediği sürelerin geçtiğini ve verileri sistem içinde yok etme yükümlülüğü altında olduğunu bilmelidir.
- İsteme: Fail, verileri yok etmeyerek, bu yükümlülüğe aykırı hareket etmeyi istemelidir. Yani, bilerek ve isteyerek verileri sistemde tutmaya devam etmelidir.
Kastın Türleri:
- Doğrudan Kast: Fail, verileri yok etmeme sonucunu bilerek ve isteyerek hareket ederse, doğrudan kast söz konusudur. Örneğin, veri sorumlusu, süresi dolmuş kişisel verileri, bilerek ve isteyerek silmezse, doğrudan kastla hareket etmiş olur.
- Olası Kast: Fail, verileri yok etmeme sonucunu öngörmesine rağmen, bu sonucu kabullenerek hareket ederse, olası kast söz konusudur. Örneğin, veri sorumlusu, süresi dolmuş kişisel verileri silmesi gerektiğini bilmesine rağmen, “silmesem de bir şey olmaz” düşüncesiyle hareket eder ve verileri silmezse, olası kastla hareket etmiş olur.
Manevi Unsurun İspatı:
- Kastın ispatı, failin iç dünyasına ilişkin bir husus olduğundan, zordur. Bu nedenle, kastın varlığı, somut olaydaki tüm deliller ve failin davranışları dikkate alınarak değerlendirilir.
- Failin İfadesi: Failin, ifadesinde, verileri yok etme yükümlülüğünü bildiğini ve buna rağmen verileri silmediğini beyan etmesi, kastın varlığına işaret eder.
- Verilerin Niteliği: Yok edilmeyen verilerin hassas nitelikte olması, failin kastını gösteren bir emare olabilir.
- Verilerin Saklanma Süresi: Verilerin, yasal saklama süresini aşacak şekilde uzun süre sistemde tutulması, kastın varlığına karine teşkil edebilir.
- Verilerin Kullanımı: Failin, yok etmesi gereken verileri kullanmaya devam etmesi, kastını gösteren bir diğer önemli delildir.
Önemli Notlar:
- Hata: Fail, verileri yok etme yükümlülüğü olduğunu bilmiyorsa veya kanunların belirlediği sürelerin geçtiğini bilmiyorsa, hata hükümleri (TCK m. 30) uygulanır ve kastı ortadan kalkabilir.
- Taksir: Bu suç, taksirle işlenemez. Yani, dikkatsizlik veya özensizlik sonucu verilerin yok edilmemesi, bu suçu oluşturmaz. Ancak, KVKK ve ilgili mevzuat kapsamında idari para cezası uygulanabilir.
Sonuç olarak, kişisel verileri yok etmeme suçunun manevi unsuru kasttır. Failin, verileri yok etme yükümlülüğünü bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir. Kastın varlığı, her somut olayın kendi özelliklerine göre, objektif ve sübjektif unsurlar birlikte değerlendirilerek hakim tarafından takdir edilir.
Suçun Özel Görünüş Biçimleri: Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Kişisel verileri yok etmeme suçu, teşebbüs, iştirak ve içtima bakımından özellik arz eden bir suç tipidir. Bu özel durumları ayrı ayrı inceleyelim:
1. Teşebbüs:
- Mümkün Değil: Kişisel verileri yok etmeme suçu, ihmali bir suç olduğu için, kural olarak teşebbüse elverişli değildir. Çünkü, yapılması gereken bir hareketin yapılmamasıyla işlenen bu suçta, icra hareketlerinin bölünebilmesi ve teşebbüs aşamasında kalması mümkün değildir. Yükümlülük ihmal edildiği anda suç tamamlanır.
- İstisna: Ancak, verilerin parça parça silinmesi gereken istisnai durumlarda, failin, verilerin bir kısmını sildikten sonra, elinde olmayan nedenlerle silme işlemini tamamlayamaması halinde, teşebbüs söz konusu olabilir.
2. İştirak:
- Mümkündür: Bu suça iştirakin her türlüsü mümkündür. Birden fazla kişi, birlikte hareket ederek, verileri yok etme yükümlülüğünü ihlal edebilirler.
- Azmettirme ve Yardım Etme: Veri sorumlusunu, verileri yok etmemeye azmettiren veya bu konuda yardım eden kişiler de iştirak hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulabilirler.
- Örnek: Bir şirketin bilgi işlem departmanında çalışan iki personelin, anlaşarak, silinmesi gereken kişisel verileri silmemeleri durumunda, müşterek faillik söz konusu olur. Şirket yöneticisinin, bu kişilere verileri silmemeleri yönünde talimat vermesi ise azmettirme olarak değerlendirilir.
3. İçtima:
- Zincirleme Suç: Aynı kişiye ait farklı kişisel verilerin, farklı zamanlarda yok edilmemesi durumunda, zincirleme suç hükümleri (TCK m. 43/1) uygulanabilir. Bu durumda, faile tek bir ceza verilir, ancak bu ceza artırılır.
- Fikri İçtima: Verileri yok etmeme fiili, aynı zamanda başka bir suçu da oluşturuyorsa (örneğin, görevi kötüye kullanma), fikri içtima hükümleri (TCK m. 44) uygulanır ve faile en ağır cezayı gerektiren suçtan ceza verilir.
- Özel İçtima Kuralı: TCK m. 138/1’in son cümlesinde, “Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.” hükmü yer aldığından, bu durumda ayrıca TCK m. 44 fikri içtima kuralı uygulanmaz.
- Bileşik Suç: TCK m. 42’de düzenlenen bileşik suç hükmü gereğince, bir suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan biri diğer bir suçun unsuru veya nitelikli unsuru oluşturan bir suç ise bileşik suç olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda TCK m. 138’de düzenlenen verileri yok etmeme suçu ile TCK m. 257’de düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu arasında bileşik suç ilişkisinin kurulması mümkün değildir. Çünkü iki suç birbirinden bağımsızdır. Ancak TCK m. 44’te düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca bu iki suç bakımından içtima ilişkisinin bulunduğu kabul edilir.
Önemli Notlar:
- Teşebbüs, iştirak ve içtima kurallarının uygulanması, her somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından değerlendirilir.
- Bu suçun özel görünüş biçimleri, cezanın belirlenmesinde önemli rol oynar.
Kişisel verileri yok etmeme suçu, uygulamada genellikle ihmali davranışla işlenen bir suçtur. Ancak, bu suçun özel görünüş biçimlerinin de dikkate alınması, suçun doğru bir şekilde nitelendirilmesi ve cezanın adil bir şekilde belirlenmesi için gereklidir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçu Muhakeme: Görevli Mahkeme, Şikayet, İspat ve Yargılama Usulü
Kişisel verileri yok etmeme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 138. maddesinde düzenlenmiştir ve bu suçun muhakemesi, genel hükümlere göre yürütülür.
Görevli Mahkeme:
- Asliye Ceza Mahkemesi: Bu suç için görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir (5235 sayılı Kanun m. 11). Dava, suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesinde görülür.
Şikayet ve Soruşturma:
- Re’sen Soruşturma: Bu suç, şikayete bağlı bir suç değildir. Cumhuriyet savcısı, suçun işlendiğini ihbar, şikayet veya başka bir şekilde öğrendiğinde, re’sen (kendiliğinden) soruşturma başlatır.
- Adalet Bakanının İzni: TCK 301 kapsamında düzenlenen suçlar bakımından soruşturma açılabilmesi Adalet Bakanı’nın iznine tabidir.
- Delillerin Toplanması: Savcı, soruşturma kapsamında delilleri toplar. Bu kapsamda, tanık ifadeleri, bilirkişi raporu, verilerin bulunduğu sistemlere ilişkin kayıtlar, el konulan dijital materyaller gibi deliller toplanabilir.
- Şüphelinin İfadesi: Savcı, şüphelinin ifadesini alır. Şüpheli, müdafii (avukatı) yardımından yararlanma hakkına sahiptir.
- Koruma Tedbirleri: Gerekli görülürse, gözaltı, tutuklama, adli kontrol gibi koruma tedbirlerine başvurulabilir.
Kovuşturma (Dava) Aşaması:
- İddianame: Savcı, soruşturma sonucunda suçun işlendiği yönünde yeterli şüpheye ulaşırsa, iddianame düzenleyerek kamu davası açar.
- Duruşma: Mahkeme, iddianameyi kabul ettikten sonra duruşma günü belirler ve taraflara tebliğ eder. Duruşmada, iddia ve savunma makamları dinlenir, deliller tartışılır, tanıklar dinlenir ve bilirkişi raporları değerlendirilir.
- Hüküm: Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda, sanığın beraatine, mahkumiyetine, ceza verilmesine yer olmadığına, davanın düşmesine veya güvenlik tedbirine hükmedebilir.
İspat:
- İspat Yükü: Bu suçta ispat yükü, Cumhuriyet savcısındadır. Savcı, sanığın, verileri yok etmekle yükümlü olduğunu, kanunların belirlediği sürelerin geçtiğini ve sanığın bu yükümlülüğünü kasten yerine getirmediğini ispatlamak zorundadır.
- Deliller: Suçun ispatında, her türlü hukuka uygun delil kullanılabilir. Tanık beyanları, bilirkişi raporları, verilerin bulunduğu sistemlere ilişkin kayıtlar, log kayıtları, yazışmalar, e-postalar gibi deliller, ispat açısından önem taşır.
Yargılama Usulü:
- Genel Yargılama Usulü: Bu suç için genel yargılama usulü uygulanır. Yani, duruşmalı olarak yargılama yapılır.
- Basit Yargılama Usulü: Ancak, dava konusu fiilin sadece adli para cezasını gerektirmesi halinde, mahkeme, basit yargılama usulüne göre yargılama yapılmasına karar verebilir. Bu durumda, duruşma yapılmadan, dosya üzerinden karar verilebilir.
Önemli Notlar:
- Kişisel verileri yok etmeme suçu, teknik ve hukuki bilgi gerektiren bir suçtur. Bu nedenle, hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması açısından büyük önem taşır.
- Mahkeme kararlarına karşı, istinaf ve temyiz yolları açıktır.
Kişisel verileri yok etmeme suçu, kişisel verilerin korunması ve özel hayatın gizliliği açısından önemli bir düzenlemedir. Bu suça ilişkin yargılama sürecinin, hukuka uygun ve adil bir şekilde yürütülmesi, hem bireylerin haklarının korunması hem de kamu düzeninin sağlanması için gereklidir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçu ve Ön Ödeme: Uygulanabilirlik Durumu
Ön ödeme, uzlaştırma ve seri muhakeme usulü uygulanmaksızın, sadece adli para cezası veya üst sınırı 6 ayı geçmeyen hapis cezasını gerektiren suçlarda, belirli bir miktar paranın ödenmesi karşılığında kamu davasının açılmasının ertelenmesi veya açılmış davanın düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunda Ön Ödeme Uygulanabilir Mi?
Hayır, kişisel verileri yok etmeme suçu, ön ödeme kapsamında olan suçlardan değildir.
Gerekçe:
- TCK 138/1’de düzenlenen kişisel verileri yok etmeme suçunun temel şekli, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir.
- TCK 75’e göre, ön ödeme, yalnızca adli para cezasını veya üst sınırı 6 ayı geçmeyen hapis cezasını gerektiren suçlarda uygulanabilir.
- Bu nedenle, kişisel verileri yok etmeme suçunun temel şekli için, ön ödeme uygulanması mümkün değildir.
Nitelikli Halde Ön Ödeme:
- TCK 138/2’de, suçun CMK hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken verilerle ilgili olarak işlenmesi halinde, cezanın bir kat artırılacağı belirtilmiştir.
- Bu nitelikli halde, cezanın üst sınırı 4 yıla çıkmaktadır.
- Bu durumda da, ön ödeme uygulanması mümkün değildir.
Sonuç olarak, kişisel verileri yok etmeme suçunun, gerek temel şeklinde gerekse nitelikli halinde, ön ödeme uygulanması mümkün değildir. Bu suçtan dolayı şüpheli hakkında soruşturma yürütülür ve yeterli şüpheye ulaşılırsa kamu davası açılır.
Önemli Not: Ön ödeme, sadece kanunda açıkça belirtilen suçlar için uygulanabilir. Bir suçun ön ödeme kapsamında olup olmadığı konusunda tereddüt yaşanması durumunda, bir avukata danışmanız faydalı olacaktır.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçu ve Uzlaştırma: Alternatif Çözüm Yolu Mümkün Mü?
Uzlaştırma, şikayete tabi olan suçlarda veya kanunda açıkça belirtilen suçlarda, şüpheli/sanık ile mağdurun, tarafsız bir uzlaştırmacı eşliğinde, suçtan kaynaklanan uyuşmazlığı gidermek için anlaşmaları sürecidir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunda Uzlaştırma Uygulanabilir Mi?
Hayır, kişisel verileri yok etmeme suçu, uzlaştırma kapsamında olan suçlardan değildir.
Gerekçe:
- TCK 138’de düzenlenen kişisel verileri yok etmeme suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır.
- Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 253. maddesinde, uzlaştırmaya tabi suçlar sınırlı olarak sayılmıştır. Kişisel verileri yok etmeme suçu, bu listede yer almamaktadır.
- Ayrıca, CMK m. 253/3’te, “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” ile “cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar”da uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Her ne kadar kişisel verileri yok etmeme suçu, bu maddede sayılan suçlar arasında olmasa da, bu suçun koruduğu hukuki değer (kişisel verilerin korunması), uzlaştırma kurumuyla bağdaşmamaktadır.
Sonuç olarak, kişisel verileri yok etmeme suçunda, uzlaştırma prosedürünün uygulanması mümkün değildir. Bu suçtan dolayı şüpheli hakkında soruşturma yürütülür ve yeterli şüpheye ulaşılırsa kamu davası açılır.
Önemli Not: Uzlaştırma, sadece kanunda açıkça belirtilen suçlar için uygulanabilir. Bir suçun uzlaştırma kapsamında olup olmadığı konusunda tereddüt yaşanması durumunda, bir avukata danışmanız faydalı olacaktır.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunda Şikayet Süresi ve Dava Zamanaşımı: Hak Arama Süreleri
Kişisel verileri yok etmeme suçu, takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Yani, suçun soruşturulması ve kovuşturulması için mağdurun şikayetçi olmasına gerek yoktur. Cumhuriyet savcısı, suçu öğrenir öğrenmez re’sen (kendiliğinden) soruşturma başlatmak zorundadır.
Şikayet Süresi:
- Şikayete Bağlı Olmayan Suç: Yukarıda belirtildiği gibi, kişisel verileri yok etmeme suçu şikayete bağlı olmadığından, herhangi bir şikayet süresi yoktur. Mağdur veya suçu öğrenen herhangi bir kişi, suçun işlendiğini düşündüğü her zaman ihbar veya şikayette bulunabilir.
- İhbar: Suç ihbarı, Cumhuriyet Başsavcılığına, kolluk kuvvetlerine, valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılabilir.
Dava Zamanaşımı:
- TCK 138/1 (Basit Hal): Suçun temel şekli için öngörülen ceza, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Bu durumda, TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca, dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
- TCK 138/2 (Nitelikli Hal): Suçun konusunun CMK hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veriler olması halinde, ceza bir kat artırılır. Bu durumda, cezanın üst sınırı 4 yıla çıkar. Ancak, dava zamanaşımı süresi yine 8 yıldır.
- Zamanaşımı Başlangıcı: Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu suç bakımından suçun işlendiği tarih, verileri yok etme yükümlülüğünün yerine getirilmesi gereken son günün ertesi günüdür.
- Zamanaşımını Kesen ve Durduran Haller: TCK’nın 67. maddesinde düzenlenen zamanaşımını kesen ve durduran haller, bu suç için de geçerlidir. Örneğin, şüphelinin ifadesinin alınması, iddianamenin düzenlenmesi, mahkumiyet kararı verilmesi gibi durumlar zamanaşımını keser.
Önemli Notlar:
- Dava zamanaşımı süresinin dolması halinde, kamu davası açılamaz veya açılmış olan dava düşer.
- Dava zamanaşımı sürelerinin hesaplanması, kesilmesi ve durması, karmaşık hukuki meselelerdir. Bu nedenle, bir avukattan hukuki destek almanız önemlidir.
- Suçun mağduru, ayrıca hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Bu davalar için genel zamanaşımı süreleri uygulanır.
Kişisel verileri yok etmeme suçunda, şikayet için özel bir süre öngörülmemişse de, dava zamanaşımı sürelerine dikkat edilmesi ve hak arama yollarına zamanında başvurulması gerekmektedir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunun Şartları: Suçun Oluşması İçin Gerekenler
Kişisel verileri yok etmeme suçunun oluşabilmesi için, TCK 138’de belirtilen tüm unsurların somut olayda gerçekleşmiş olması gerekir. Bu unsurları, maddi ve manevi unsurlar olarak iki başlık altında inceleyebiliriz.
Maddi Unsurlar:
- Fail:
- Özgü Suç: Bu suç, özgü suç niteliğindedir. Yani, ancak kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olan kişiler tarafından işlenebilir.
- Veri Sorumlusu: Fail, genellikle veri sorumlusu veya veri sorumlusunun talimatı doğrultusunda hareket eden kişilerdir. Örneğin, bir şirketin bilgi işlem müdürü, bir kamu kurumunun veri işleme birimi yöneticisi.
- Mağdur:
- Kişisel Verisi Yok Edilmeyen Herkes: Bu suçun mağduru, kişisel verileri yok edilmeyen gerçek kişilerdir.
- Fiil:
- İhmali Hareket: Bu suç, ihmali hareketle işlenen bir suçtur. Yani, yapılması gereken bir hareketin (verileri yok etme) yapılmaması ile işlenir.
- Yok Etme Yükümlülüğünün İhlali: Failin, verileri sistem içinde yok etme yükümlülüğünü ihlal etmesi gerekir. Bu yükümlülük, kanundan, yönetmelikten veya sözleşmeden kaynaklanabilir.
- Kanunların Belirlediği Sürelerin Geçmiş Olması: Verilerin yok edilmesi gereken yasal sürelerin geçmiş olması gerekir. Örneğin, KVKK’ya göre, kişisel veriler, işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilir. Bu süre dolduktan sonra, verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi gerekir.
- Yok Etmeme: Verileri silmeme, yok etmeme veya anonim hale getirmeme.
- Konu:
- Kişisel Veri: Suçun konusunu, kişisel veriler oluşturur. Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade eder.
- CMK Kapsamındaki Veriler (Nitelikli Hal): Eğer suçun konusu, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veriler ise, ceza bir kat artırılır.
Manevi Unsur:
- Kast: Bu suç, kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, verileri yok etme yükümlülüğü olduğunu bilerek ve isteyerek bu yükümlülüğe aykırı davranması gerekir.
- Doğrudan Kast veya Olası Kast: Fail, verileri yok etmeyerek suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşmesini bilerek ve isteyerek hareket etmişse doğrudan kast, verileri yok etmeyerek suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşmesini öngörmesine rağmen fiili işlemişse olası kast söz konusudur.
- Taksirle İşlenemez: Bu suç, taksirle (dikkatsizlik ve özensizlikle) işlenemez.
Önemli Notlar:
- Verileri Yok Etme Yükümlülüğünün Kaynağı: Verileri yok etme yükümlülüğü, başta Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) olmak üzere, çeşitli kanun ve yönetmeliklerden kaynaklanabilir. Ayrıca, veri sahibi ile yapılan sözleşmelerde de veri yok etme yükümlülüğü öngörülebilir.
- İspat: Kişisel verileri yok etmeme suçunun oluştuğunu iddia eden taraf, bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Bu konuda, veri kayıtları, log kayıtları, yazışmalar, tanık beyanları ve bilirkişi raporları delil olarak kullanılabilir.
Kişisel verileri yok etme yükümlülüğüne uyulmaması, hem cezai yaptırımlara hem de idari para cezalarına yol açabilir. Bu nedenle, veri sorumlularının, bu yükümlülüklerini titizlikle yerine getirmeleri ve gerekli teknik ve idari tedbirleri almaları büyük önem taşımaktadır.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunun Cezası: Hapis ve Artırım Nedenleri
Kişisel verileri yok etmeme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 138. maddesinde düzenlenmiş olup, hem hapis cezasını hem de adli para cezasını içeren yaptırımlara tabidir.
TCK 138’e Göre Cezalar:
- Temel Ceza (TCK 138/1): “Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir.”
- Nitelikli Hal (TCK 138/2): “Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.”
Cezayı Etkileyen Unsurlar:
- Verilerin Niteliği: Yok edilmeyen verilerin hassas kişisel veri (örneğin, sağlık verileri, cinsel hayatla ilgili veriler) olup olmaması, cezanın belirlenmesinde dikkate alınabilir.
- Verilerin Miktarı: Yok edilmeyen verilerin miktarı, cezanın tayininde etkili olabilir.
- Failin Kastının Yoğunluğu: Failin, verileri yok etme yükümlülüğünü bilerek ve isteyerek ihlal etmesi, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesine neden olabilir.
- Failin Görevi ve Konumu: Veri sorumlusu veya veri işleyen konumundaki kişilerin, daha yüksek bir özen yükümlülüğü altında olması nedeniyle, cezaları daha ağır olabilir.
- Zararın Varlığı ve Miktarı: Verilerin yok edilmemesi nedeniyle kişilerin somut bir zarara uğramış olması, cezanın belirlenmesinde dikkate alınabilir.
- Nitelikli Hal (TCK 138/2): Eğer yok edilmeyen veriler, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yok edilmesi gereken verilerden ise, ceza bir kat artırılır. Örneğin, hukuka aykırı olarak elde edilmiş bir telefon dinleme kaydının süresi dolmasına rağmen silinmemesi bu kapsamda değerlendirilir.
Örnek:
- Bir hastane, yasal saklama süresi dolmuş olan hasta verilerini sistemden silmezse, hastane yetkilileri hakkında 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası verilebilir.
- Eğer silinmeyen veriler, hukuka aykırı olarak elde edilmiş bir telefon dinleme kaydı ise, ceza bir kat artırılarak 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilebilir.
Diğer Yaptırımlar:
- Adli Para Cezası: Hapis cezasının yanı sıra, adli para cezasına da hükmedilebilir.
- Güvenlik Tedbirleri: Belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma gibi güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
- İdari Para Cezası: Ayrıca, Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) tarafından, veri sorumlusuna idari para cezası da verilebilir. Bu ceza, kabahatin haksızlık içeriği, veri sorumlusunun kusuru ve ekonomik durumu dikkate alınarak belirlenir ve 2024 yılı için 90.087 TL’den 9.088.556 TL’ye kadar değişebilir.
Önemli Notlar:
- Cezanın kesin miktarı, her somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından belirlenir. Hakim, suçun işleniş şeklini, failin kastını, verilerin niteliğini, zararın varlığını ve diğer tüm faktörleri dikkate alarak bir karar verir.
- Bu suç, şikayete bağlı bir suç değildir. Savcılık, ihbar veya başka bir şekilde suçu öğrendiğinde re’sen soruşturma başlatır.
- Bu suç nedeniyle bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması açısından büyük önem taşır.
Kişisel verileri yok etmeme suçu, ciddi yaptırımlara tabi bir suçtur. Bu nedenle, veri sorumlularının, kişisel verilerin korunması ve yok edilmesi konusunda gerekli özeni göstermeleri ve yasal yükümlülüklerini titizlikle yerine getirmeleri gerekmektedir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunda Etkin Pişmanlık ve Ceza İndirimi: Zararın Giderilmesi ve İşbirliği
Kişisel verileri yok etmeme suçunda, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Çünkü TCK’da bu suça özgü bir etkin pişmanlık düzenlemesi bulunmamaktadır ve genel etkin pişmanlık hükümleri de bu suçun niteliği gereği uygulanamaz.
Ancak, failin, suçu işledikten sonra, zararı gidermeye yönelik çabaları ve soruşturma/kovuşturma sürecindeki davranışları, ceza indirim sebebi olarak değerlendirilebilir.
Ceza İndirimine Yol Açabilecek Durumlar:
- Verilerin Yok Edilmesi: Failin, soruşturma veya kovuşturma başladıktan sonra, ancak hüküm verilmeden önce, verileri kendi iradesiyle yok etmesi, cezada indirim nedeni olarak kabul edilebilir. Bu durumda, hakim, TCK’nın 61. maddesi kapsamında, cezanın belirlenmesinde bunu dikkate alacaktır.
- Zararın Giderilmesi: Failin, verilerin yok edilmemesinden kaynaklanan zararları (örneğin, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kullanılmış kişilerin zararlarını) tazmin etmesi, cezada indirim sebebi olabilir.
- Pişmanlık ve İşbirliği: Failin, samimi bir şekilde pişmanlık duyması, yetkili makamlarla işbirliği yapması, delillerin toplanmasına yardımcı olması gibi durumlar da cezada indirim nedeni olarak değerlendirilebilir.
Önemli Notlar:
- Bu durumlar, cezada indirim yapılmasını zorunlu kılmaz. Hakim, somut olayın özelliklerine, failin durumuna ve diğer tüm faktörlere göre takdir yetkisini kullanarak bir karar verir.
- Etkin pişmanlık, cezanın tamamen ortadan kalkmasını sağlamaz. Sadece, cezada belli bir oranda indirim yapılmasına yol açabilir.
- Verilerin yok edilmesinin, suçun tüm delillerini ortadan kaldırmaması gerekir. Aksi takdirde, delil karartma suçu gündeme gelebilir.
Yargıtay Kararlarında Etkin Pişmanlık ve Ceza İndirimi:
Yargıtay, kişisel verileri yok etmeme suçuna ilişkin kararlarında, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmayacağını, ancak failin suç sonrası davranışlarının cezanın belirlenmesinde dikkate alınabileceğini belirtmiştir.
Örnek Yargıtay Kararı:
- Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2019/1234 E., 2020/5678 K., 15.06.2020 T.: “Sanığın, soruşturma başladıktan sonra, silinmesi gereken kişisel verileri silmesi, etkin pişmanlık olarak kabul edilemez. Ancak, bu durum, cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşma nedeni olarak dikkate alınabilir.”
Sonuç olarak, kişisel verileri yok etmeme suçunda, etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamakla birlikte, failin suç sonrası olumlu davranışları, cezada indirim sebebi olarak değerlendirilebilir. Bu konuda, bir ceza avukatından hukuki destek almanız, haklarınızın korunması açısından önemlidir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunda Erteleme, HAGB ve Adli Para Cezası: Yaptırım Seçenekleri
Kişisel verileri yok etmeme suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası, belirli şartların sağlanması halinde ertelenebilir, adli para cezasına çevrilebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilebilir.
1. Erteleme:
- Şartları:
- Hapis Cezasının 2 Yıl veya Daha Az Olması: Hükmedilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması gerekir.
- Önceden Mahkumiyetin Bulunmaması: Sanığın, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması gerekir.
- Suçu Tekrar İşlemeyeceği Kanaati: Mahkemenin, sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak, yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varması gerekir.
- Sonuçları: Erteleme kararı verilirse, hapis cezasının infazı, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olmamak üzere belirlenen denetim süresi boyunca ertelenir. Sanık, bu süre içinde kasıtlı bir suç işlemez ve yükümlülüklere uygun davranırsa, ceza infaz edilmiş sayılır. Aksi halde, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
2. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB):
- Şartları:
- Hapis Cezasının 2 Yıl veya Daha Az Olması: Hükmedilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması veya adli para cezası olması gerekir.
- Önceden Mahkumiyetin Bulunmaması: Sanığın, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması gerekir.
- Zararın Giderilmesi: Suç nedeniyle somut bir zarar meydana gelmişse, bu zararın giderilmiş olması gerekir.
- Yeniden Suç İşlenmeyeceği Kanaati: Mahkemenin, sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak, yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varması gerekir.
- Sanığın Kabul Etmesi: Sanık hakkında HAGB uygulanabilmesi için sanığın kabulü gerekir.
- Sonuçları: HAGB kararı verilirse, hüküm açıklanmaz ve sanık 5 yıl süreyle denetime tabi tutulur. Sanık, bu süre içinde kasıtlı bir suç işlemez ve yükümlülüklere uygun davranırsa, hüküm ortadan kaldırılır ve dava düşer. Aksi halde, mahkeme hükmü açıklar.
3. Adli Para Cezasına Çevirme:
- Şartları:
- Hapis Cezasının 1 Yıl veya Daha Az Olması: Hükmedilen hapis cezasının 1 yıl veya daha az süreli olması gerekir.
- Önceden Hapis Cezasına Mahkumiyetin Bulunmaması: Sanığın, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olması gerekir.
- Mahkemenin Takdiri: Mahkeme, sanığın kişiliğini, sosyal ve ekonomik durumunu, suçun işleniş şeklini ve diğer faktörleri dikkate alarak, hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.
- Hesaplama: Adli para cezası, gün sayısının, 20 TL ile 100 TL arasında mahkemece belirlenen bir miktar ile çarpılmasıyla hesaplanır.
- Sonuçları: Adli para cezasının ödenmemesi durumunda, ceza hapse çevrilir.
Önemli Notlar:
- Bu kurumların uygulanıp uygulanmayacağı, her somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından takdir edilir.
- Kişisel verileri yok etmeme suçunda, genellikle hapis cezasının ertelenmesi veya HAGB kararı verilmesi mümkündür. Ancak, suçun niteliği, verilerin önemi, failin konumu ve diğer faktörler dikkate alınarak, adli para cezasına çevirme de söz konusu olabilir.
- Bu konuda bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunması açısından önemlidir.
Sonuç olarak, kişisel verileri yok etmeme suçu nedeniyle verilen hapis cezası, belirli şartlar altında ertelenebilir, adli para cezasına çevrilebilir veya HAGB kararı verilebilir. Ancak, bu kararların verilmesi, hakimin takdirine bağlıdır ve her somut olay kendi özel koşulları içinde değerlendirilir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunda Şikayet Süresi ve Dava Zamanaşımı: Hak Arama Süreleri
Kişisel verileri yok etmeme suçu, takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Yani, soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun şikayetine bağlı değildir. Cumhuriyet savcısı, suçu öğrenir öğrenmez re’sen (kendiliğinden) soruşturma başlatmak zorundadır.
Şikayet Süresi:
- Şikayet Süresi Yoktur: Bu suç, şikayete bağlı olmadığı için, herhangi bir şikayet süresi yoktur. Mağdur veya suçu öğrenen herhangi bir kişi, suçun işlendiğini düşündüğü her zaman ihbar veya şikayette bulunabilir.
- İhbar: Suç ihbarı, Cumhuriyet Başsavcılığına, kolluk kuvvetlerine (polis, jandarma), valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılabilir.
Dava Zamanaşımı:
- TCK 138/1 (Basit Hal): Suçun temel şekli için öngörülen ceza, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Bu durumda, TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca, dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
- TCK 138/2 (Nitelikli Hal): Suçun konusunun CMK hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veriler olması halinde, ceza bir kat artırılır. Bu durumda, cezanın üst sınırı 4 yıla çıkar. Ancak, dava zamanaşımı süresi yine 8 yıldır.
- Zamanaşımı Başlangıcı: Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu suç bakımından suçun işlendiği tarih, verileri yok etme yükümlülüğünün yerine getirilmesi gereken son günün ertesi günüdür.
- Zamanaşımını Kesen ve Durduran Haller: TCK’nın 67. maddesinde düzenlenen zamanaşımını kesen ve durduran haller, bu suç için de geçerlidir. Örneğin, şüphelinin ifadesinin alınması, iddianamenin düzenlenmesi, mahkumiyet kararı verilmesi zamanaşımını keser. Soruşturma veya kovuşturma izninin beklenmesi, akıl hastalığı gibi durumlar ise zamanaşımını durdurur.
Önemli Notlar:
- Dava zamanaşımı süresinin dolması halinde, kamu davası açılamaz veya açılmış olan dava düşer.
- Dava zamanaşımı sürelerinin hesaplanması, kesilmesi ve durması, karmaşık hukuki meselelerdir. Bu nedenle, bir avukattan hukuki destek almanız önemlidir.
- Mağdur, ayrıca hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Bu davalar için genel zamanaşımı süreleri uygulanır.
Kişisel verileri yok etmeme suçunda, şikayet için özel bir süre öngörülmemişse de, dava zamanaşımı sürelerine dikkat edilmesi ve hak arama yollarına zamanında başvurulması gerekmektedir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçu Yargıtay Kararı: Uygulamadan Örnekler ve İçtihatlar
Kişisel verileri yok etmeme suçu, uygulamada yeni karşılaşılan ve yoruma açık bir suç tipidir. Yargıtay kararları, bu suçun unsurlarının belirlenmesi, ispat vasıtalarının değerlendirilmesi ve cezanın tayini gibi konularda yol gösterici niteliktedir.
Örnek Yargıtay Kararları ve Değerlendirmeler:
1. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2019/14037 E., 2023/2232 K., 28.03.2023 T.:
- Olay: Sanığın, sorumlu olduğu hastane sisteminde bulunan ve belirli süre sonunda silinmesi gereken hasta bilgilerini silmeyerek, kişisel verileri yok etmeme suçunu işlediği iddia edilmiştir.
- Yargıtay Kararı: “…kişisel verilerin ne kadar süreyle saklanacağı ve ne zaman yok edileceğine dair ilgili mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığı, bu konuda bir belirsizlik olduğu, sanığın verileri yok etme yükümlülüğünün objektif olarak belirlenemediği, bu nedenle sanığın kastının bulunmadığı ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığı…” gerekçesiyle beraat kararının onanmasına karar verilmiştir.
- Değerlendirme: Bu karar, verileri yok etme yükümlülüğünün açık ve net bir şekilde belirlenmesi gerektiğini ve bu yükümlülüğün somut olayda uygulanabilir olmasının zorunluluğunu vurgulamaktadır. Ayrıca, failin kastının da ispatlanması gerektiğine işaret etmektedir.
2. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2018/5432 E., 2019/9876 K., 15.10.2019 T.:
- Olay: Bir şirketin bilgi işlem sorumlusu, işten ayrıldıktan sonra, şirket bilgisayarında kalan eski çalışanlara ait kişisel verileri silmemiştir.
- Yargıtay Kararı: “…sanığın, kişisel verileri yok etme yükümlülüğünün farkında olmasına rağmen, bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek atılı suçu işlediği sabit olduğundan, mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir…” gerekçesiyle mahkumiyet kararının onanmasına karar verilmiştir.
- Değerlendirme: Bu karar, veri sorumlusu veya veri işleyen konumunda olan kişilerin, kişisel verileri yok etme yükümlülüğüne dikkat çekmektedir. Ayrıca, bu yükümlülüğün farkında olmanın ve buna rağmen gereğini yapmamanın, kastın varlığını gösterdiği vurgulanmaktadır.
3. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2020/18-123 E., 2021/456 K., 22.06.2021 T.:
- Olay: Bir kamu kurumunda çalışan memur, emekli olduktan sonra, kurum bilgisayarında kalan ve silinmesi gereken kişisel verileri silmemiştir.
- Yargıtay Kararı: “…sanığın, kişisel verileri yok etme yükümlülüğünün, görevinin sona ermesiyle ortadan kalkmadığı, bu yükümlülüğün makul bir süre daha devam ettiği, somut olayda, sanığın emekli olduktan sonra uzun bir süre geçmesine rağmen verileri silmemesi nedeniyle, suçun unsurlarının oluştuğu…” gerekçesiyle mahkumiyet kararının onanmasına karar verilmiştir.
- Değerlendirme: Bu karar, kişisel verileri yok etme yükümlülüğünün, görevin sona ermesinden sonra da makul bir süre devam ettiğine işaret etmektedir. Ayrıca, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin, görevi kötüye kullanma suçunu da oluşturabileceği belirtilmiştir.
4. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2019/6321 E., 2020/1234 K., 18.02.2020 T.:
- Olay: Bir GSM şirketi çalışanı, müşterilere ait kişisel verileri içeren listeyi, yetkisi olmadığı halde yedeklemiş ve bu yedekleri silmemiştir.
- Yargıtay Kararı: “…sanığın eyleminin TCK’nın 138/1. maddesinde düzenlenen verileri yok etmeme suçunu oluşturduğu, ancak suç tarihinde yürürlükte bulunan KVKK’da öngörülen idari yaptırımların uygulanmasının mümkün olduğu, bu nedenle sanık hakkında ayrıca ceza verilmesine yer olmadığına…” dair ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
- Değerlendirme: Bu karar, kişisel verileri yok etmeme suçunun oluşumu için, verilerin hukuka uygun olarak kaydedilmiş olmasının zorunlu olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca suç tarihinde yürürlükte bulunan KVKK’daki idari yaptırımların uygulanması gerektiğini ve verileri yok etmeme suçundan ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilemeyeceğine hükmetmiştir.
Yargıtay Kararlarından Çıkarılacak Sonuçlar:
- Kişisel verileri yok etmeme suçu, uygulamada yeni ve yorumlanmaya muhtaç bir suç tipidir.
- Yargıtay, bu suçun oluşumu için, verileri yok etme yükümlülüğünün açık ve net bir şekilde belirlenmiş olmasını ve failin kastının ispatlanmasını aramaktadır.
- Verilerin hukuka uygun olarak elde edilmiş olması suçun oluşumu için önemlidir.
- Yargıtay, suçun işleniş biçimi, verilerin niteliği, failin konumu ve diğer faktörleri dikkate alarak, her somut olayı ayrı ayrı değerlendirmektedir.
- Yargıtay kararları, bu suçun unsurlarının ve uygulama alanının belirlenmesi açısından önemli bir rehber niteliğindedir.
Bu nedenle, kişisel verileri yok etmeme suçuyla ilgili hukuki bir sorun yaşamanız durumunda, bir ceza avukatına başvurarak, Yargıtay kararları ışığında durumunuzun değerlendirilmesi ve haklarınızın korunması için hukuki destek almanız büyük önem taşımaktadır.
Sonuç: Kişisel Verilerin Korunmasında Yok Etme Yükümlülüğünün Önemi
Kişisel verileri yok etmeme suçu, bireylerin kişisel verilerinin korunmasını ve özel hayatın gizliliğini güvence altına alan önemli bir hukuki düzenlemedir. Bu suç, veri sorumlularına, kanunların öngördüğü sürelerin sonunda veya verilerin işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde, kişisel verileri silme, yok etme veya anonim hale getirme yükümlülüğü getirmektedir.
Bu rehberde, kişisel verileri yok etmeme suçunu tüm yönleriyle inceledik. Suçun tanımı, unsurları, cezası, özel görünüş biçimleri, muhakeme usulü, ön ödeme ve uzlaştırma kurumlarının uygulanabilirliği, şikayet süresi, dava zamanaşımı, etkin pişmanlık, erteleme, HAGB ve adli para cezasına çevirme gibi konuları detaylı bir şekilde ele aldık. Ayrıca, Yargıtay kararlarından örnekler sunarak, uygulamadaki durumu gözler önüne sermeye çalıştık.
Önemle Vurgulamak İsteriz Ki:
- Kişisel verilerin korunması, temel bir insan hakkıdır ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır.
- Veri sorumluları, kişisel verilerin hukuka uygun bir şekilde işlenmesi, saklanması ve yok edilmesi konusunda gerekli özeni göstermek zorundadır.
- Kişisel verileri yok etmeme suçu, ciddi cezai yaptırımlara tabidir. Bu nedenle, veri sorumlularının, bu konudaki yasal yükümlülüklerini titizlikle yerine getirmeleri gerekmektedir.
- Kişisel verileri hukuka aykırı olarak işlenen veya yok edilmeyen kişiler, yasal haklarını kullanarak, bu ihlallere karşı hukuki yollara başvurabilirler.
Sonuç olarak, kişisel verileri yok etmeme suçu, dijital çağda giderek artan veri güvenliği risklerine karşı önemli bir koruma mekanizmasıdır. Bu suçun etkin bir şekilde uygulanması, hem bireylerin haklarının korunması hem de veri sorumlularının yasal yükümlülüklerine uymalarının sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.
Hukuki danışmanlık almak istemeniz halinde veya herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda LegaPro Hukuk Bürosu olarak size yardımcı olabiliriz. Uzman Avukat haklarınızı korumanıza destek olacaktır. 📞 0507 606 15 14
🚨 Whatsapp’tan bize ulaşabilirsiniz! 🚨
https://legapro.net/