KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYAN İLAMLAR
Kesinleşmeden İcraya Konulamayan İlamlar: Yasal İstisnalar ve Önemli Ayrıntılar
Mahkemelerin verdiği kararlar (ilamlar), genellikle kesinleşmeden icra edilebilir niteliktedir. Ancak, bazı istisnai durumlarda, ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi şartı aranır. Bu istisnalar, hukuki güvenliği sağlamak ve tarafların haklarını korumak amacıyla getirilmiştir.
Kesinleşmeden İcraya Konulamayan İlamlar:
Aşağıdaki ilam türleri, kesinleşmeden icraya konulamaz:
- Gayrimenkulün Aynına İlişkin İlamlar:
- Tapu iptali ve tescil davaları
- Önalım davaları
- İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davaları
- Kamulaştırma davaları
- Aile ve Kişiler Hukukuna İlişkin İlamlar:
- Boşanma davaları
- Velayet davaları
- Nesebin reddi davaları
- İsim ve soyisim değiştirme davaları
- Yabancı Mahkeme veya Hakem Kararlarının Tenfizine İlişkin İlamlar:
- Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının Türkiye’de uygulanabilmesi için tenfiz kararı alınması gerekir. Bu karar kesinleşmeden icra edilemez.
- Ceza Mahkemesi Kararları:
- Ceza mahkemelerinin verdiği hapis, para cezası veya güvenlik tedbirine ilişkin kararlar kesinleşmeden infaz edilemez.
- Menfi Tespit veya İstirdat Davalarında Verilen İlamlar:
- Menfi tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin bulunmadığının tespitini amaçlar. Bu davalarda verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulamaz.
- İstirdat davaları, haksız yere alınan bir şeyin geri verilmesini talep eden davalardır. Bu davalarda verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz.
- Sayıştay İlamları:
- Sayıştay tarafından verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz.
- İstihkak Davalarının Kabulüne İlişkin Kararlar:
- İstihkak davaları, bir mal üzerindeki mülkiyet hakkının tespitini amaçlar. Bu davalarda verilen kabul kararları kesinleşmeden icraya konulamaz.
- Gemi ve Gemi Alacaklarına İlişkin İlamlar:
- Gemilere ve gemi alacaklarına ilişkin davalarda verilen ilamlar, kesinleşmeden icraya konulamaz.
İstisnalar:
Yukarıda sayılan ilam türleri dışında kalan mahkeme ilamları, kesinleşmeden icraya konulabilir. Örneğin;
- Nafaka İlamları: Nafaka ilamları, kesinleşmeden icraya konulabilir.
- İstirdat Davalarının Reddine İlişkin Kararlar: İstirdat davasının reddine ilişkin kararlar kesinleşmeden icraya konulabilir.
Kesinleşme Şerhi:
Bir ilamın kesinleştiğini gösteren belgeye “kesinleşme şerhi” denir. Kesinleşme şerhi, kararı veren mahkeme tarafından düzenlenir.
Sonuç:
İcra ve İflas Hukuku’nda ilamın icraya konulabilmesi için genel kural olarak kesinleşmesi gerekmez. Ancak, yukarıda belirtilen istisnai durumlarda ilamın kesinleşmesi şartı aranır. Bu istisnalar, hukuki güvenliği sağlamak ve tarafların haklarını korumak amacıyla getirilmiştir.
Mahkeme Kararının Kesinleşmesi Ne Anlama Gelir?
Bir mahkeme kararının kesinleşmesi, o kararın artık değiştirilemez ve uygulanması zorunlu hale gelmesi anlamına gelir. Bu durum, hukuki sürecin tamamlandığını ve kararın taraflar üzerinde bağlayıcı olduğunu gösterir.
Mahkeme kararının kesinleşmesi için aşağıdaki durumların gerçekleşmesi gerekir:
- Olağan Kanun Yollarının Tüketilmesi: Karara karşı istinaf, temyiz veya itiraz gibi kanun yollarına başvurulmuş ve bu başvurular sonuçlanmış olmalıdır.
- Kanun Yollarına Başvuru Süresinin Geçmesi: Karara karşı kanun yollarına başvuru süresi içinde herhangi bir başvuruda bulunulmamışsa, karar kendiliğinden kesinleşir.
Kesinleşen mahkeme kararları artık değiştirilemez ve uygulanması zorunludur. Ancak, bazı istisnai durumlarda kesinleşmiş kararların yeniden gözden geçirilmesi mümkündür. Örneğin, yeni bir delil ortaya çıkması veya kararın açıkça hukuka aykırı olması gibi durumlarda olağanüstü kanun yollarına başvurulabilir.
Kesinleşen Mahkeme Kararının Sonuçları:
- Kararın Uygulanması: Kesinleşen karar, ilgili merciler tarafından uygulanır. Örneğin, bir tazminat davasında kesinleşen karar, tazminatın ödenmesini sağlar.
- Hukuki Güvenlik: Kesinleşen kararlar, hukuki güvenliği sağlar ve taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdirir.
- İstinaf veya Temyiz Yolu Kapalı: Kesinleşen kararlara karşı artık istinaf veya temyiz yolu kapalıdır.
- Yeniden Yargılama İmkânı: Ancak, bazı istisnai durumlarda kesinleşen kararlar, yeniden yargılama veya karar düzeltme gibi olağanüstü kanun yollarıyla değiştirilebilir.
Mahkeme kararının kesinleşmesi, hukuki sürecin önemli bir aşamasıdır. Bu aşama, kararın uygulanabilirliğini ve taraflar üzerindeki bağlayıcılığını sağlar.
Kanun Yolu Nedir? Hukuki Kararlara İtiraz Hakkı ve İcra Süreçleri
Kanun yolu, mahkeme veya hakim tarafından verilen bir hükme karşı hukuki yollara başvurarak kararın denetlenmesini sağlama hakkıdır. Bu, hukuki süreçte adaletin sağlanması ve hatalı kararların düzeltilmesi için önemli bir mekanizmadır.
Kanun Yolu Çeşitleri:
Türk hukuk sisteminde iki tür kanun yolu bulunmaktadır:
- Olağan Kanun Yolları:
- İtiraz: İlk derece mahkemesinin kararına karşı, aynı mahkemeye yapılan başvurudur.
- İstinaf: İlk derece mahkemesi kararına karşı, bölge adliye mahkemesine yapılan başvurudur.
- Temyiz: Bölge adliye mahkemesi veya ilk derece mahkemesi kararına karşı, Yargıtay’a yapılan başvurudur.
- Olağanüstü Kanun Yolları:
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İtiraz: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından, kamu yararı veya kanunun uygulanması açısından önemli görülen kararlara karşı yapılan başvurudur.
- Kanun Yararına Bozma: Yargıtay tarafından, yerel mahkemelerin içtihat farklılıklarını gidermek veya yasal bir sorunun çözümünü sağlamak amacıyla verilen karardır.
- İade-i Muhakeme (Yargılamanın Yenilenmesi): Kesinleşmiş bir kararın, yeni ortaya çıkan deliller veya hukuki durumlar nedeniyle yeniden yargılanması için yapılan başvurudur.
- Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru: Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurudur.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) Bireysel Başvuru: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan hakların ihlal edildiği iddiasıyla AİHM’e yapılan başvurudur.
Kesinleşmeden İcraya Konulamayan İlamlar:
Genel kural olarak, mahkeme ilamları kesinleşmeden icraya konulabilir. Ancak, bazı istisnai durumlarda ilamın kesinleşmesi şartı aranır. Bu istisnalar şunlardır:
- Gayrimenkulün aynına ilişkin ilamlar (tapu iptali, önalım, izale-i şuyu davaları vb.)
- Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar (boşanma, velayet, nesebin reddi davaları vb.)
- Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tenfizine ilişkin ilamlar
- Ceza mahkemesi kararları
- Menfi tespit veya istirdat davalarında verilen ilamlar
- Sayıştay ilamları
- İstihkak davasının kabulüne ilişkin kararlar
- Gemi ve gemi alacaklarına ilişkin ilamlar
Hükmün Tavzihi (Kararın Açıklanması):
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 305 ve 306. maddelerinde düzenlenen hükmün tavzihi, kararın kesinleşmesini etkilemez ve kararın icrasını durdurmaz.
Sonuç:
Kanun yolları, hukuki kararlara karşı itiraz etme ve hak arama özgürlüğünü güvence altına alan önemli bir mekanizmadır. Ancak, bazı ilam türleri kesinleşmeden icraya konulamaz. Bu nedenle, hukuki süreçlerde bir avukata danışarak haklarınızı öğrenmeniz ve doğru adımları atmanız önemlidir.
Kararın İcraya Konulması Nedir? Kesinleşme Şartı ve İcra Takibi Süreci
Mahkemelerin verdiği kararlar (ilamlar), hukuki uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynar. Ancak, kararın verilmesi tek başına yeterli değildir; kararın uygulanabilmesi için icraya konulması gerekmektedir. İcra, mahkeme kararının zorla yerine getirilmesi sürecidir.
Kararın İcraya Konulması Nedir?
Kararın icraya konulması, mahkeme kararının icra dairesine verilerek, kararın gereğinin yerine getirilmesinin sağlanmasıdır. Bu süreçte, icra dairesi, borçlunun mal varlığına el koyarak (haciz) veya diğer icra yöntemlerini kullanarak alacaklının hakkını tahsil etmeye çalışır.
Kesinleşme Şartı:
Kural olarak, mahkeme kararları kesinleşmeden icraya konulabilir. Ancak, bazı istisnai durumlarda, kararın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi gerekir. Bu istisnalar, İcra ve İflas Kanunu (İİK) ve diğer ilgili mevzuatta belirtilmiştir.
Kesinleşmeden İcraya Konulamayan İlamlar Nelerdir?
Kesinleşmeden icraya konulamayan ilamlar, hukuki nitelikleri veya içerikleri gereği, temyiz veya istinaf gibi kanun yollarının tüketilmesi veya yasal sürenin dolması ile kesinleşmeden önce icra takibine konu edilemeyen mahkeme kararlarıdır. Bu tür ilamlar, genellikle tarafların haklarını korumak, hukuki belirsizliği gidermek ve kamu düzenini sağlamak amacıyla kesinleşme şartına bağlanmıştır.
Kesinleşmeden İcraya Konulamayan İlamlar:
- Gayrimenkulün Aynına İlişkin İlamlar: Tapu kaydının düzeltilmesi, tescil, terkin, ifraz, tevhit gibi işlemleri içeren ve doğrudan doğruya taşınmaz mal üzerinde değişiklik yaratan ilamlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. Bu tür ilamların kesinleşmesi, tapu kütüğüne işlenerek hukuki geçerlilik kazanmaları için gereklidir.
- Aile ve Kişiler Hukukuna İlişkin İlamlar: Boşanma, velayet, nafaka, soybağının reddi gibi aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. Bu ilamların kesinleşmesi, aile hukuku düzeninin korunması ve tarafların haklarının güvence altına alınması açısından önemlidir.
- Yabancı Mahkeme veya Hakem Kararlarının Tenfizine İlişkin Verilen İlamlar: Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının Türkiye’de uygulanabilmesi için tenfiz kararı alınması gerekir. Tenfiz kararı verilmeden önce, yabancı kararın kesinleşmiş olması şarttır.
- Tanıma Davası: Yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tanınması için açılan tanıma davalarında verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. Tanıma kararı kesinleşmeden, yabancı kararın Türkiye’de hukuki sonuç doğurması mümkün değildir.
- Tenfiz Davası: Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının Türkiye’de icra edilebilmesi için açılan tenfiz davalarında verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. Tenfiz kararı kesinleşmeden, yabancı kararın Türkiye’de zorla yerine getirilmesi mümkün değildir.
- Ceza Mahkemesi İlamları: Ceza mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet kararları, kesinleşmeden icraya konulamaz. Kesinleşme, cezanın infaz edilebilmesi ve hükümlünün cezaevine gönderilebilmesi için gereklidir.
- Menfi Tespit veya İstirdat Davalarında Verilen İlamlar: Menfi tespit veya istirdat davalarında verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. Bu kararlar, bir hakkın veya hukuki ilişkinin bulunmadığını veya bir şeyin geri verilmesi gerektiğini tespit eder. Kesinleşme, bu kararların hukuki sonuç doğurması için gereklidir.
- İstihkak Davasının Kabulüne İlişkin İlamlar: İstihkak davası, bir taşınmazın mülkiyetinin kazanılması için açılan bir davadır. Bu davada verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. Kesinleşme, taşınmazın mülkiyetinin devri için gereklidir.
Gayrimenkulün Aynına İlişkin İlamlar ve Kesinleşmeden İcra Yasağı
Gayrimenkul ve gayrimenkul üzerindeki ayni haklara ilişkin bazı ilamlar, kesinleşmeden önce icra takibine konu edilemezler. Bu durum, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 367/2. maddesinde düzenlenmiştir.
Kesinleşmeden İcra Yasağının Kapsamı:
- Mülkiyet hakkı değişikliğine neden olan veya bu şekilde sonuç doğuran davalar: Tapu iptali ve tescil davaları, ön alım davaları, yolsuz tescilin düzeltilmesi davaları, istihkak davaları gibi mülkiyet hakkını doğrudan etkileyen davalara ilişkin ilamlar kesinleşmeden icraya konulamaz.
- Ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar: İrtifak hakkı kurulması veya kaldırılması, ipotek tesis veya terkini gibi davalara ilişkin ilamlar da kesinleşmeden icraya konulamaz.
- Taşınmazın zilyetliğine veya alıkoyma hakkına ilişkin davalar: Bu tür davalarda verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz.
Kesinleşmeden İcra Yasağının İstisnaları:
- Mülkiyet iddiası taşımayan ve mülkiyet değişikliği yaratmayan davalar: Kira alacağı, ecrimisil, komşu hakkı gibi davalarda verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulabilir.
- Haksız yer işgali niteliğindeki davalar: Kiracı veya diğer kişilerin haksız olarak işgal ettiği taşınmazın tahliyesine ilişkin davalarda verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulabilir.
Kesinleşmeden İcra Yasağının Nedeni:
Bu yasağın temel amacı, gayrimenkul üzerindeki mülkiyet ve diğer ayni hakların korunması, hukuki belirsizliğin giderilmesi ve tarafların haklarının güvence altına alınmasıdır. Kesinleşmeden yapılan icra işlemleri, geri dönülmesi zor veya imkansız sonuçlar doğurabilir.
Örnek:
Bir tapu iptal ve tescil davasında, mahkeme davacının lehine karar vermiş olsa bile, bu karar kesinleşmeden tapuda değişiklik yapılamaz ve davacı taşınmazı devralamaz. Kararın kesinleşmesiyle birlikte tapuda değişiklik yapılır ve davacı taşınmaz üzerindeki hakkını kullanabilir.
Taşınmaz Mal ile İlgili Aynî Haklara İlişkin İlamlar
Taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet, intifa ve irtifak hakları, herkese karşı ileri sürülebilen ve mutlak nitelikte olan aynî hakları oluşturur. Bu haklara ilişkin mahkeme kararları (ilamlar), kesinleşmeden önce icra takibine konu edilemez.
Kesinleşmeden İcra Yasağının Dayanağı:
Bu yasağın dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 350/2 ve 367/2. maddeleridir. Bu maddeler, kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili aynî haklara ilişkin kararların kesinleşmeden yerine getirilemeyeceğini hükmeder.
Hangi Davalar Kapsamda:
- Tapu iptali ve tescil davaları: Taşınmazın mülkiyetinin kimde olduğunun tespitine yönelik davalardır.
- Önalım davaları: Bir taşınmazın belirli bir kişi tarafından öncelikle satın alınması hakkına ilişkin davalardır.
- Yolsuz tescilin düzeltilmesi davaları: Tapu kaydında yapılan hataların düzeltilmesine yönelik davalardır.
- İstihkak davaları: Bir taşınmazın mülkiyetinin kazanılması için açılan davalardır.
- İrtifak hakkı kurulması veya kaldırılması davaları: Bir taşınmaz üzerinde sınırlı bir hakkın (örneğin, yol geçme hakkı) kurulması veya kaldırılması ile ilgili davalardır.
- İpotek tesis veya terkini davaları: Bir taşınmazın ipotek edilmesi veya ipotek hakkının kaldırılması ile ilgili davalardır.
Hangi Davalar Kapsam Dışında:
- Mülkiyet iddiası taşımayan ve mülkiyet değişikliği yaratmayan davalar: Kira alacağı, ecrimisil, komşu hakkı gibi davalarda verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulabilir.
- Haksız yer işgali davaları: Taşınmazın haksız olarak işgal edilmesi durumunda açılan davalarda verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulabilir.
İstisnalar:
Bazı durumlarda, taşınmazın aynına ilişkin davalarda verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulabilir. Ancak bu durumlar, kanunda açıkça belirtilmiş istisnalardır ve her olay özelinde değerlendirilmesi gerekir.
Yargıtay Kararları:
Yargıtay, taşınmazın aynına ilişkin davalarda verilen kararların kesinleşmeden icraya konulamayacağı yönünde kararlar vermiştir. Örneğin, bir men’i müdahale davasında taraflar arasında taşınmazın aynına ilişkin ihtilaf varsa, bu kararın icrası için kesinleşme beklenmelidir.
Kira Tespit Davası İlamları İcraya Konulabilir mi? Kesinleşme Şartı ve Yargıtay Kararı
Kira tespit davaları, kiracı ile ev sahibi arasında kira bedelinin belirlenmesi veya güncellenmesi amacıyla açılan davalardır. Bu davalarda verilen ilamların (mahkeme kararlarının) icraya konulması, belirli şartlara bağlıdır.
Kira Tespit Davası İlamları ve Eda Hükmü:
Kira tespit davalarında verilen ilamlar, sadece kira bedelinin tespitine ilişkindir ve doğrudan bir ödeme emri (eda hükmü) içermez. Bu nedenle, kira tespit davası sonucunda belirlenen yeni kira bedeli, ilam kesinleşmeden kiracıdan talep edilemez.
Yargıtay 1/3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı:
12.11.1979 tarihli Yargıtay 1/3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre, kira tespit davası sonucunda belirlenen kira farkının mahkemede dava edilebilir veya icrada takip edilebilir hale gelmesi için miktarının kesin olarak belli olması gerekir. Bu belirlilik ise ancak tespite ilişkin kararın kesinleşmesi ile oluşur.
Kira Farkı Alacaklarının İcrası:
Kira tespit kararının kesinleşmesinden sonra, kiracı ve ev sahibi arasında belirlenen yeni kira bedeline göre geçmiş dönemlere ait kira farkı alacakları doğar. Bu alacaklar, genel haciz yoluyla icraya konulabilir. Ancak, kiracının bu icraya itiraz etmesi durumunda, itirazın kaldırılması için kira tespit kararının kesinleşmesi gerekmektedir.
Özetle:
- Kira tespit davası ilamları, eda hükmü içermez ve kesinleşmeden icraya konulamaz.
- Kira tespit kararının kesinleşmesinden sonra, kira farkı alacakları genel haciz yoluyla icraya konulabilir.
- Kiracının icraya itiraz etmesi halinde, itirazın kaldırılması için kira tespit kararının kesinleşmesi gerekir.
Önemli Notlar:
- Kira tespit davaları ve icra takipleri hukuki süreçlerdir. Bu nedenle, bir avukata danışarak haklarınızı öğrenmeniz ve süreci doğru yönetmeniz önemlidir.
- Kira tespit davası sonucunda belirlenen yeni kira bedeli, sadece kararın kesinleşmesinden sonra geçerli olur.
- Kiracı, kira farkı alacaklarına itiraz etmek için yasal yollara başvurabilir.
Aile ve Kişiler Hukukuna İlişkin İlamların İcrası ve Kesinleşme Şartı Hakkında Detaylı Bilgilendirme
Aile ve kişiler hukukuna ilişkin davalarda verilen ilamların (mahkeme kararlarının) icrası, genel olarak hükmün kesinleşmesine bağlıdır. Ancak, bazı istisnai durumlar mevcuttur. Bu noktada, tedbir nafakası ve iştirak nafakası gibi kavramların farklı uygulamalara tabi olduğunu bilmek önemlidir.
Kesinleşmeden İcra Edilebilen Aile Hukuku İlamları:
- Tedbir Nafakası: Boşanma veya ayrılık davası sırasında veya öncesinde hükmedilen tedbir nafakası, ilamın kesinleşmesini beklemeden icraya konulabilir. Bu durum, mağdur eşin ve çocukların korunması ve temel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla getirilen bir istisnadır.
Kesinleşmeden İcra Edilemeyen Aile Hukuku İlamları:
- İştirak Nafakası: Boşanma davası sonucunda çocuğun bakım ve eğitim giderleri için hükmedilen iştirak nafakası, tedbir nafakasından farklı olarak kesinleşmeden icraya konulamaz. Yargıtay kararları, iştirak nafakasının kesinleşmemiş bir ilamla talep edilemeyeceğini belirtmektedir.
- Boşanma, Maddi ve Manevi Tazminat Alacakları: Boşanma davası sonucunda verilen boşanma kararı ve boşanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat alacakları, kesinleşmeden icraya konulamaz.
- Babalık Davaları: Babalık davalarında verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz.
- Soybağının Reddi Davaları: Nesebin reddi davalarında verilen kararlar da kesinleşme şartına tabidir.
- Çocuk Teslimi ve Şahsi İlişki Kurulmasına İlişkin İlamlar: Bu tür ilamlar, çocuğun üstün yararının korunması amacıyla kesinleşmeden icraya konulamaz.
- Fikri ve Sınai Haklara İlişkin İlamlar: Fikri ve sınai haklar alanında verilen ilamlar, özellikle haksız müdahalenin önlenmesine yönelik olanlar, kesinleşmeden icraya konulamaz.
İstisnaların İstisnası: Tedbir Nafakası
Tedbir nafakası, diğer aile hukuku ilamlarından farklı olarak kesinleşmeden icraya konulabilir. Bu durum, tedbir nafakasının amacının, boşanma veya ayrılık davası sürecinde mağdur eşin ve çocukların mağduriyetini gidermek ve temel ihtiyaçlarını karşılamak olmasından kaynaklanır.
Yabancı Mahkeme veya Hakem Kararlarının Tenfizine İlişkin Verilen İlamlar (MÖHUK Mad. 57)
Yabancı bir mahkeme veya hakem heyeti tarafından verilen kararların Türkiye’de geçerlilik kazanabilmesi için “tanıma” ve “tenfiz” süreçlerinden geçmesi gerekmektedir. Bu süreçler, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (MÖHUK) 57. maddesinde düzenlenmiştir.
Tanıma Davası:
Tanıma davası, yabancı bir mahkeme kararının Türkiye’de de aynı hukuki sonuçları doğurması için açılan bir davadır. Bu dava sonucunda, yabancı mahkeme kararı Türkiye’de de geçerli sayılır ve taraflar bu karara dayanarak haklarını kullanabilirler.
Tenfiz Davası:
Tenfiz davası ise, yabancı mahkeme veya hakem kararlarının Türkiye’de icra edilebilmesi için açılan bir davadır. Tenfiz kararı ile, yabancı mahkeme veya hakem kararı, Türkiye’de bir mahkeme kararı gibi uygulanabilir hale gelir.
Tanıma ve Tenfiz Davalarının Şartları:
- Yabancı mahkeme veya hakem kararının, kesin hüküm veya kesin delil niteliğinde olması,
- Kararın, Türkiye’nin kamu düzenine açıkça aykırı olmaması,
- Kararın verildiği ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık ilkesinin bulunması.
Tanıma ve Tenfiz Davalarının Önemi:
Tanıma ve tenfiz davaları, uluslararası hukuki ilişkilerin düzenlenmesi ve yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de uygulanabilirliğinin sağlanması açısından önemlidir. Bu davalar sayesinde, taraflar haklarını daha etkin bir şekilde koruyabilir ve uluslararası ticaretin güvenli bir şekilde yürütülmesi sağlanabilir.
Örnek:
Almanya’da bir mahkeme tarafından verilen boşanma kararı, Türkiye’de tanıma ve tenfiz davası açılmadan geçerli sayılmaz. Bu nedenle, Almanya’da boşanan bir kişinin Türkiye’de de boşanmış sayılabilmesi için tanıma ve tenfiz davası açması gerekmektedir.
Ceza Mahkemesi İlamları Kesinleşmeden İcraya Konulabilir mi? İnfaz Süreci ve Yasal Düzenlemeler
Ceza mahkemeleri tarafından verilen kararlar (ilamlar), genellikle kesinleşmeden icra edilebilir niteliktedir. Ancak, bazı istisnai durumlarda, ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi şartı aranır. Ceza mahkemesi ilamları da bu istisnalar arasında yer alır.
5275 Sayılı Kanun’un 4. Maddesi ve İnfaz Şartı:
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddesine göre, mahkûmiyet hükümleri kesinleşmedikçe infaz edilemez. Bu, ceza mahkemesinin verdiği hapis, para cezası veya güvenlik tedbirine ilişkin kararların, temyiz veya istinaf yoluyla üst mahkemece onaylanmadan uygulanamayacağı anlamına gelir.
Mahkumiyet Kararının Eklentileri:
Mahkumiyet kararının eklentisi olarak hükmedilen tazminat, yargılama giderleri ve vekalet ücreti gibi fer’i (tali) nitelikteki alacaklar da hükmün kesinleşmesine bağlıdır. Yani, bu alacaklar da hüküm kesinleşmeden icraya konulamaz.
İstisnalar:
Ceza mahkemesi ilamlarının kesinleşmeden icraya konulamaması kuralının bazı istisnaları vardır. Örneğin, tutuklama veya el koyma gibi tedbir kararları, kesinleşme şartı aranmaksızın icra edilebilir.
İnfaz Süreci:
Ceza mahkemesi kararı kesinleştikten sonra, kararın infazı için gerekli işlemler başlatılır. Hapis cezaları ceza infaz kurumlarında, para cezaları ise ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Hukuki Destek:
Ceza davaları ve infaz süreçleri karmaşık olabileceğinden, bir avukata danışarak haklarınızı öğrenmeniz ve süreci doğru yönetmeniz önemlidir.
İstihkak Davası İlamlarının İcrası: Kesinleşme Şartı ve İstisnalar
İstihkak davası, bir taşınır veya taşınmaz malın mülkiyetinin kime ait olduğunu belirlemek amacıyla açılan bir davadır. Bu davalarda verilen ilamların (mahkeme kararlarının) icraya konulması, genel olarak hükmün kesinleşmesine bağlıdır. Ancak, istihkak davasının kabul veya reddedilmesine göre bazı istisnalar söz konusudur.
İstihkak Davasının Kabulü Halinde:
Eğer istihkak davası kabul edilirse, yani malın mülkiyeti davacıya geçerse, bu karara ilişkin ilam kesinleşmeden icraya konulamaz. Çünkü kesinleşmemiş bir ilamla mülkiyetin devri, hukuki belirsizliklere ve hak kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle, ilamın kesinleşmesi beklendikten sonra tapu kaydı gibi işlemler yapılabilir.
İstihkak Davasının Reddi Halinde:
Eğer istihkak davası reddedilirse, yani malın mülkiyeti davalıda kalırsa, bu karara ilişkin ilam kesinleşmeden de icraya konulabilir. Çünkü bu durumda mülkiyet hakkı değişmeyeceği için ilamın icrası herhangi bir hukuki soruna yol açmaz.
İstihkak Davasında Fer’i Alacakların İcrası:
İstihkak davasının kabulü halinde, asıl alacak olan mülkiyet hakkı ile birlikte, davanın fer’i (tali) niteliğindeki vekalet ücreti, yargılama gideri ve tazminat gibi alacakların icrası da hükmün kesinleşmesine bağlıdır. Ancak, davanın reddi halinde, bu fer’i alacaklar kesinleşmemiş ilamla da icraya konulabilir.
Örnek:
Bir taşınmazın mülkiyeti konusunda anlaşmazlık yaşayan iki kişi arasında istihkak davası açıldığını düşünelim.
- Dava Kabul Edilirse: Mahkeme, taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğuna karar verirse, bu karar kesinleşmeden tapu kaydı gibi işlemler yapılamaz.
- Dava Reddedilirse: Mahkeme, taşınmazın mülkiyetinin davalıda kaldığına karar verirse, bu karar kesinleşmeden de davalı, taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunabilir.
Gemi İlamlarının İcrası: Kesinleşme Şartı ve İstisnalar
Gemi ve gemi alacaklarına ilişkin hukuki uyuşmazlıklarda verilen mahkeme kararları (ilamlar), İcra ve İflas Kanunu (İİK) tarafından özel bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. Bu düzenleme, gemi ve gemi alacaklarının özel niteliği ve ticari önemi göz önünde bulundurularak yapılmıştır.
İİK Madde 31/a/1 ve Kesinleşme Şartı:
İİK’nın 31/a/1 maddesi uyarınca, gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara (örneğin, ipotek, rehin gibi) ilişkin kararlar, kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu, gemi ve gemi alacaklarına ilişkin uyuşmazlıklarda verilen kararların temyiz veya istinaf yoluyla üst mahkemece onaylanmadan uygulanamayacağı anlamına gelir.
İstisnalar:
Ancak, İİK’nın 31. maddesinin son fıkrası, bu kurala bir istisna getirmektedir. Buna göre, bir geminin yapılmasına veya yapılmamasına dair ilamlar (kanunda belirtilen farklı haller dışında), kesinleşme şartı aranmaksızın icraya konulabilir.
Örnek:
Bir geminin satışı veya haciz edilmesi gibi işlemlere ilişkin verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. Ancak, geminin yapımına veya onarımına ilişkin verilen bir karar, kesinleşmeden icraya konulabilir.
Neden Kesinleşme Şartı Aranır?
Gemi ve gemi alacakları, yüksek ekonomik değere sahip olabilen ve uluslararası ticareti etkileyebilen önemli varlıklardır. Bu nedenle, bu tür davalarda verilen kararların kesinleşmeden icraya konulması, telafisi güç veya imkansız zararlara yol açabilir. Kesinleşme şartı, tarafların haklarını korumak ve hukuki güvenliği sağlamak amacıyla getirilmiştir.
İcra Süreci:
Gemi ve gemi alacaklarına ilişkin ilamlar kesinleştikten sonra, icra daireleri tarafından icraya konulur. İcra takibi, geminin satışı, haciz edilmesi veya alacağın tahsili gibi farklı şekillerde gerçekleştirilebilir.
Önemli Notlar:
- Gemi ve gemi alacaklarına ilişkin davalarda, hukuki süreçlerin karmaşıklığı ve özel hukuk kurallarının uygulanması nedeniyle bir avukata danışmanız önemlidir.
- İcra takibi başlatmadan önce, ilamın kesinleştiğinden emin olmanız gerekmektedir.
Sonuç:
Gemi ve gemi alacaklarına ilişkin ilamların icrası, genel olarak hükmün kesinleşmesine bağlıdır. Ancak, bazı istisnai durumlarda, karar kesinleşmeden de icraya konulabilir. Bu konuda detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık almak için bir avukata başvurmanız önerilir.
Menfi Tespit veya İstirdat Davalarında Verilen İlamlar
Menfi tespit ve istirdat davaları, borçlu tarafından açılan ve borçlunun haklarını korumayı amaçlayan davalardır. Ancak bu davalarda verilen ilamlar, kesinleşmeden önce icra takibine konu edilemezler.
Menfi Tespit Davası:
Borçlu, kendisine yöneltilen bir borç iddiasının haksız olduğunu düşünüyorsa, bu borcun aslında olmadığını ispatlamak için menfi tespit davası açabilir. Bu dava, hem icra takibinden önce hem de icra takibi sırasında açılabilir.
Menfi tespit davasının kabul edilmesi halinde, mahkeme borçlunun borçlu olmadığına karar verir ve icra takibinin iptaline hükmeder. Ancak menfi tespit davasında sadece borcun varlığı veya yokluğu tartışılır, alacak miktarı veya tazminat gibi konulara girilmez.
İstirdat Davası:
İstirdat davası ise, borçlunun icra tehdidi altında borcunu ödedikten sonra, ödediği paranın kendisine iade edilmesi için açtığı davadır. Bu dava, ancak borç ödendikten sonra açılabilir.
İstirdat davasının kabul edilmesi halinde, mahkeme borçlunun ödediği paranın kendisine iade edilmesine karar verir. Ancak, istirdat davasında da sadece ödenen paranın iadesi talep edilebilir, faiz veya tazminat gibi ek taleplerde bulunulamaz.
Kesinleşmeden İcra Yasağı:
Hem menfi tespit hem de istirdat davalarında verilen ilamlar, kesinleşmeden önce icra takibine konu edilemez. Bu davalara ilişkin vekalet ücreti, yargılama gideri ve tazminatlar da hüküm kesinleşmeden önce icra edilemez.
Neden Kesinleşme Şartı Aranır?
Bu davalarda kesinleşme şartı aranmasının nedeni, hukuki güvenliği sağlamak ve tarafların haklarını korumaktır. Kesinleşmeden yapılan icra işlemleri, geri dönülmesi zor veya imkansız sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, bu tür davalarda verilen kararların kesinleşmesi beklenerek, hukuki belirsizliğin giderilmesi ve tarafların haklarının tam olarak korunması amaçlanmaktadır.
Önemli Not:
Menfi tespit ve istirdat davaları, teknik ve hukuki bilgi gerektiren davalardır. Bu nedenle, bu tür bir dava açmadan önce bir avukattan hukuki danışmanlık almanız önemlidir.
Hizmet Tespit Davasına İlişkin İlamlar ve Kesinleşme Şartı
Hizmet tespit davası, işçinin çalıştığı süre boyunca sigorta primlerinin eksik veya hiç yatırılmadığı durumlarda, bu hizmetlerin tespit edilmesi ve sigorta primlerinin ödenmesi için açılan bir davadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (İMK) 4/2 maddesi uyarınca, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), hizmet tespit davası sonucunda verilecek kararı ancak kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.
Kesinleşme Şartı:
Hizmet tespit davasına ilişkin ilamın kesinleşmesi, aşağıdaki sonuçları doğurur:
- SGK’nın Yükümlülüğü: İlam kesinleşmeden SGK, mahkeme kararını uygulamak zorunda değildir. Kesinleşme ile birlikte SGK, kararda belirtilen hizmetlerin tescilini yapmak ve eksik primleri tahsil etmekle yükümlü hale gelir.
- İcranın Başlaması: İlamda hükmedilen vekalet ücreti, yargılama giderleri ve diğer fer’i alacaklar ancak ilamın kesinleşmesiyle birlikte icra takibine konu edilebilir.
Kesinleşme Süreci:
Hizmet tespit davası sonucunda verilen karar, taraflarca temyiz edilmez veya temyiz süresi içinde temyiz edilmezse kesinleşir. Temyiz edilmesi halinde ise, temyiz merciinin kararı ile kesinleşir.
Sonuç:
Hizmet tespit davasına ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konulamaması, hem SGK’nın hem de tarafların haklarını korumak için önemli bir güvencedir. Bu sayede, kararın kesinleşmeden önce yanlış veya eksik bir uygulama yapılmasının önüne geçilir.
Önemli Not:
Hizmet tespit davaları, iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku alanında uzmanlık gerektiren davalardır. Bu nedenle, bir hizmet tespit davası açmadan veya bu davaya ilişkin bir ilamın icrası sürecinde mutlaka bir avukata danışmanız önemlidir.
Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararların İcraya Verilmesi Halinde Başvurulacak Hukuki Yol
Kesinleşmeden icraya konulamayacak bir ilam, kesinleşmeden icraya konulursa, borçlu buna karşı icra mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilir. Bu şikayet üzerine, icra mahkemesi, ilamlı takibin iptaline karar verecektir.
Şikayet İçin Gerekli Belgeler:
- Kesinleşmeden icraya konulan ilamlı takip dosyası
- İcranın kesinleşmeden yapıldığına dair dilekçe
- Vekaletname (Avukat ile başvurulacaksa)
Şikayet Süresi:
Kesinleşmeden icraya konulmasına karşı şikayet yoluna başvuru süresi süresizdir. Yani kararın kesinleşmesinden sonra dahi şikayette bulunulabilir.
Şikayetin Sonucu:
İcra mahkemesi, şikayeti haklı bulması halinde icra takibinin iptaline karar verir. Bu durumda, alacaklı, karar kesinleştikten sonra yeniden icra takibi başlatabilir.
Önemli Notlar:
- Kesinleşmeden icraya konulma yasağına aykırı olarak başlatılan icra takibi, hukuka aykırıdır ve iptal edilmesi gerekir.
- İcra takibine konu olan ilamın kesinleşip kesinleşmediği, icra müdürünün sorumluluğundadır. Ancak, icra müdürü bu konuda hata yapabilir ve kesinleşmeyen bir ilamı icraya koyabilir.
- Kesinleşmeden icraya konulan bir ilama karşı şikayet yoluna başvurmak, borçlunun hakkıdır ve bu hakkın kullanılması için herhangi bir süre sınırlaması yoktur.
Hukuki Destek:
Kesinleşmeden icraya konulan bir ilamla karşı karşıya kalan borçluların, haklarını korumak ve hukuki süreçte doğru adımları atabilmek için bir avukattan hukuki destek almaları önemlidir.
Kesinleşmeden İcraya Konulamayan Kararlar ve Gerekçeli Kararın Tebliği: Hukuki Süreç ve İcra Takibi
Mahkemelerin verdiği kararlar (ilamlar), genellikle kesinleşmeden icra edilebilir niteliktedir. Ancak, bazı istisnai durumlarda, ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi gerekir. Bu istisnalar, hukuki güvenliği sağlamak ve tarafların haklarını korumak amacıyla getirilmiştir.
Hangi Kararlar Kesinleşmeden İcra Edilemez?
Aşağıdaki kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz:
- Gayrimenkulün aynına ilişkin ilamlar: Tapu iptali ve tescil davaları, önalım davaları, izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davaları, kamulaştırma davaları gibi.
- Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar: Boşanma davaları, velayet davaları, nesebin reddi davaları, isim ve soyisim değiştirme davaları gibi.
- Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tenfizine ilişkin ilamlar: Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının Türkiye’de uygulanabilmesi için tenfiz kararı alınması gerekir. Bu karar kesinleşmeden icra edilemez.
- Ceza mahkemesi kararları: Hapis, para cezası veya güvenlik tedbirine ilişkin kararlar.
- Menfi tespit veya istirdat davalarında verilen ilamlar: Bir hakkın veya hukuki ilişkinin bulunmadığının tespitini amaçlayan menfi tespit davaları ve haksız yere alınan bir şeyin geri verilmesini talep eden istirdat davalarında verilen ilamlar kesinleşmeden icraya konulamaz.
- Sayıştay ilamları: Sayıştay tarafından verilen kararlar kesinleşmeden icraya konulamaz.
- İstihkak davasının kabulüne ilişkin ilamlar: Bir mal üzerindeki mülkiyet hakkının tespitini amaçlayan davalarda verilen kabul kararları.
- Gemi ve gemi alacaklarına ilişkin ilamlar:
Gerekçeli Karar Kesinleşmeden İcraya Konulabilir mi?
Gerekçeli karar, mahkemenin kararını ayrıntılı bir şekilde açıkladığı belgedir. Ancak, gerekçeli kararın verilmesi, kararın kesinleştiği anlamına gelmez. Kararın kesinleşmesi için, tarafların istinaf veya temyiz haklarını kullanmamaları veya bu kanun yollarının tüketilmesi gerekmektedir.
Kesin Karar İçin Kesinleşme Şerhi Gerekir mi?
Evet, kesinleşme şerhi, bir kararın kesinleştiğini gösteren resmi bir belgedir. Bu şerh, kararın verildiği mahkeme tarafından düzenlenir ve icra dairesine ibraz edilmesi gerekir.
Maddi ve Manevi Tazminat Kesinleşmeden İcraya Konulur mu?
Maddi ve manevi tazminat kararları, genel kural olarak kesinleşmeden icraya konulabilir. Ancak, bazı istisnai durumlarda (örneğin, aile hukukuna ilişkin davalarda verilen tazminat kararları) kesinleşme şartı aranabilir.
Gerekçeli Karar Tebliğ Edilmeden İcra Takibi Yapılabilir mi?
Hayır, gerekçeli karar tebliğ edilmeden icra takibi yapılamaz. İcra takibi için, kesinleşmiş bir ilam veya ilamlı icra emri gerekmektedir.
Tebliğ Edilmeyen Karar Kesinleşir mi?
Hayır, tebliğ edilmeyen karar kesinleşmez. Kararın kesinleşmesi için, ilgililere usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi gerekmektedir.
İcra Takibi Tebliğden Kaç Gün Sonra Kesinleşir?
İcra takibi, borçluya ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşir.
Gerekçeli Karar 1 Ay İçinde Yazılmazsa Ne Olur?
Gerekçeli karar, kanunda belirtilen süre içinde yazılmazsa, taraflar bu durumu üst mahkemeye şikayet edebilirler.
Gerekçeli Karar Teslim Alınmazsa Ne Olur?
Gerekçeli karar, tebliğ edildiği halde teslim alınmazsa, tebliğ edilmiş sayılır ve yasal süreler işlemeye başlar.
Gerekçeli Karardan Sonra Kesin Karar Ne Zaman Çıkar?
Gerekçeli kararın tebliğinden sonra, tarafların istinaf veya temyiz haklarını kullanmamaları veya bu kanun yollarının tüketilmesi durumunda karar kesinleşir.
Gerekçeli Karar UYAP’a Ne Zaman Düşer?
Gerekçeli karar, genellikle mahkeme tarafından yazıldıktan sonraki birkaç gün içinde UYAP sistemine işlenir.
UYAP’tan Görmek Tebliğ Yerine Geçer mi?
Hayır, UYAP üzerinden kararın görülmesi, tebliğ yerine geçmez. Tebligat, kanunda belirtilen usul ve şekillere uygun olarak yapılmalıdır.
Gerekçeli Karar Çıkmadan İstinafa Gidilir mi?
Hayır, gerekçeli karar çıkmadan istinafa gidilemez. İstinaf başvurusu için gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Gerekçeli Karar Tebliğ Masrafını Kim Öder?
Gerekçeli karar tebliğ masrafı, davayı kaybeden taraf tarafından ödenir.
Gerekçeli Kararın Tebliğini Sağlamak Kimin Görevi?
Gerekçeli kararın tebliğini sağlamak, mahkeme kaleminin görevidir.
Gerekçeli Karar Tebligatı Kaç Günde Gelir?
Gerekçeli karar tebligatı, mahkemenin iş yüküne ve tebligatın yapılacağı adrese göre değişmekle birlikte genellikle birkaç hafta içinde gelir.
Gerekçeli Kararda Ne Yazar?
Gerekçeli kararda, mahkemenin kararına neden olan hukuki ve fiili gerekçeler ayrıntılı bir şekilde açıklanır.
Hukuki danışmanlık almak istemeniz halinde veya herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda LegaPro Hukuk Bürosu olarak size yardımcı olabiliriz. Avukat haklarınızı korumanıza destek olacaktır. Whatsapp’tan bize ulaşabilirsiniz!
https://legapro.net/