create a minimalist modern design for a law firm website use a clean background with subtle gradien ap3c2etiklt6k8sfutu0 1 png LegaPro Hukuk İdari İşlem Rehberi: İtiraz ve İptal Yolları

İdari İşlem Rehberi: İtiraz ve İptal Yolları

Günlük hayatımızda, farkında olsak da olmasak da, idari işlemlerle sürekli olarak iç içeyiz. Bir otobüse binmek, bir sınava girmek, bir ruhsat almak, bir vergi ödemek, bir ceza almak… Tüm bunlar ve daha pek çok şey, idari işlemler sonucunda gerçekleşir. İdari işlemler, devletin ve diğer kamu kurumlarının, kamu gücünü kullanarak, tek taraflı olarak yaptığı ve hukuki sonuçlar doğuran işlemlerdir. Bu işlemler, hayatımızın her alanını etkiler ve haklarımızı, yükümlülüklerimizi ve özgürlüklerimizi doğrudan ilgilendirir.

Bu kapsamlı rehber, idari işlem kavramını tüm yönleriyle ele almaktadır. Rehberde, idari işlemin tanımından, unsurlarına, türlerinden, hukuki sonuçlarına, itiraz ve iptal yollarından, sıkça sorulan sorulara kadar tüm önemli konuları, ayrıntılı ve güncel bilgilerle bulacaksınız.

İdari İşlem Nedir? Tanım ve Kapsam

İdari İşlemin Tanımı

İdari işlem, en genel tanımıyla, idarenin, kamu gücüne dayanarak, idare hukuku alanında, tek taraflı olarak yaptığı ve hukuki sonuçlar doğuran işlemlerdir. Bu tanımı, biraz daha açalım:

  • İdare: Devlet, belediye, üniversite, kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT’ler), meslek kuruluşları (barolar, odalar vb.) gibi kamu tüzel kişileri ve bunların organları.
  • Kamu Gücü: İdarenin, özel hukuk kişilerine (vatandaşlara, şirketlere vb.) göre sahip olduğu üstün yetki ve ayrıcalıklar. Örneğin, vergi toplama, ceza verme, ruhsat verme, kamulaştırma yapma gibi yetkiler, kamu gücünün tezahürleridir.
  • İdare Hukuku Alanı: İdari işlemin, idare hukukuna tabi olması gerekir. İdare hukuku, idarenin örgütlenmesini, işleyişini ve kişilerle olan ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır.
  • Tek Taraflılık: İdari işlem, idarenin tek taraflı irade açıklamasıyla kurulur. Yani, işlemin gerçekleşmesi için, karşı tarafın (vatandaşın, şirketin vb.) kabulüne veya onayına gerek yoktur. Örneğin, belediyenin bir binanın yıkılmasına karar vermesi, tek taraflı bir idari işlemdir. Bina sahibi, bu karara katılmasa bile, karar uygulanır.
  • Hukuki Sonuç Doğurma: İdari işlem, hukuki bir sonuç doğurmalıdır. Yani, kişilerin haklarını, yükümlülüklerini veya hukuki durumlarını etkilemelidir. Örneğin, bir memurun atanması, bir öğrencinin okula kabul edilmesi, bir şirkete ceza verilmesi, bir binaya yıkım kararı alınması, hep hukuki sonuç doğuran idari işlemlerdir.
  • İcrai Nitelik: İdari işlemin, uygulanabilir (icrai) olması gerekir. Yani, işlemin kendiliğinden hukuki sonuç doğurması, uygulanması için başka bir işleme (örneğin, mahkeme kararına) gerek olmaması gerekir.

Önemli Not: Her idari tasarruf, idari işlem değildir. Örneğin, idarenin hazırlık işlemleri (bir rapor hazırlanması, bir görüş alınması vb.), iç yazışmaları, tavsiye niteliğindeki kararları, bilgi verme amaçlı yazıları, teyit edici işlemleri (daha önce alınmış bir kararın tekrarı) idari işlem sayılmaz. Çünkü, bu işlemler, tek başlarına hukuki bir sonuç doğurmazlar.

İdari İşlemin Unsurları

Bir işlemin idari işlem sayılabilmesi ve hukuken geçerli olabilmesi için, belli unsurları taşıması gerekir. Bu unsurlar, idari işlemin yapı taşları gibidir. Bir unsurun eksikliği, işlemin sakatlanmasına ve iptal edilmesine yol açabilir.

İdari işlemin unsurları şunlardır:

  1. Yetki:
    • Tanım: Yetki, bir idari makamın veya kamu görevlisinin, belirli bir konuda ve belirli bir coğrafi alanda idari işlem yapabilme ehliyetidir.
    • Yetki Kuralları: Yetki kuralları, kamu düzenine ilişkindir. Yani, bu kurallar, kesin ve emredicidir. Taraflar, anlaşarak, yetki kurallarını değiştiremezler. Yetki kurallarına uyulmaması, idari işlemin sakatlanmasına ve iptal edilmesine yol açar.
    • Yetki Türleri:
      • Kişi Bakımından Yetki: İşlemi yapacak kişinin (örneğin, bakan, vali, belediye başkanı, rektör vb.) o işlemi yapmaya yetkili olması gerekir. Örneğin, bir memurun atamasını, ancak atamaya yetkili amir yapabilir.
      • Konu Bakımından Yetki: İdari makamın, konu olarak o işlemi yapmaya yetkili olması gerekir. Örneğin, bir belediye, imar konusunda işlem yapmaya yetkiliyken, vergi konusunda işlem yapmaya yetkili değildir.
      • Yer Bakımından Yetki: İdari makamın, coğrafi olarak o işlemi yapmaya yetkili olması gerekir. Örneğin, İstanbul Valisi, Kocaeli’nde bir işlem yapamaz.
      • Zaman Bakımından Yetki: İdari makamın, zaman olarak o işlemi yapmaya yetkili olması gerekir. Örneğin, bir memurun, emekli olduktan sonra atama işlemi yapması, yetkisizlik nedeniyle sakattır.
    • Yetki Devri ve Yetki Genişliği:
      • Yetki Devri: Bir idari makam, kanunla açıkça yetkili kılınmışsa, bazı yetkilerini astlarına devredebilir. Ancak, yetki devri, yazılı olmalı, açık ve belirli olmalı ve devredilen yetkinin sınırları açıkça belirtilmelidir. Yetki devri, kişiye değil, makama yapılır.
      • Yetki Genişliği: Bazı durumlarda, kanun, merkezdeki bir idari makama (örneğin, bakana), taşradaki (il, ilçe) teşkilatları adına doğrudan işlem yapma yetkisi verebilir. Bu duruma, yetki genişliği denir. Yetki genişliği, istisnai bir durumdur ve kanunla açıkça düzenlenmesi gerekir.
    • Yetki Gaspı ve Yetki Tecavüzü:
      • Yetki Gaspı: Bir kişinin, hiçbir yetkisi olmadığı halde, idari bir işlem yapmasıdır. Örneğin, kendisini vali olarak tanıtarak bir belge imzalayan kişi, yetki gaspı yapmış olur. Yetki gaspı ile yapılan işlemler, yok hükmündedir. Yani, hiçbir hukuki sonuç doğurmaz.
      • Yetki Tecavüzü: Bir idari makamın, başka bir idari makamın yetkisine giren bir konuda işlem yapmasıdır. Örneğin, bir belediyenin, valiliğin yetkisine giren bir konuda karar alması, yetki tecavüzüdür. Yetki tecavüzü ile yapılan işlemler, iptal edilebilir.
  2. Şekil:
    • Tanım: Şekil, idari işlemin dış görünüşünü ve yapılış usulünü ifade eder. İdari işlemler, genellikle yazılı olarak yapılır. Ancak, bazı durumlarda, sözlü veya zımni (örtülü) idari işlemler de mümkündür.
    • Yazılı Şekil: İdari işlemlerin yazılı olması, genel kuraldır. Yazılı şekil, işlemin içeriğinin, gerekçesinin, tarihinin, yetkili makamın ve imzasının belgelenmesini sağlar. Bu da, işlemin denetimini kolaylaştırır ve hukuki güvenlik sağlar.
    • Sözlü Şekil: Bazı durumlarda, idari işlemler sözlü olarak da yapılabilir. Örneğin, bir trafik polisinin, sürücüye “dur” işareti yapması, sözlü bir idari işlemdir. Ancak, sözlü işlemlerin ispatı zor olduğu için, genellikle yazılı işlemler tercih edilir.
    • Zımni (Örtülü) İşlem: Bazı durumlarda, idare, açık bir irade açıklaması yapmasa bile, davranışıyla bir işlem yapmış sayılabilir. Örneğin, idareye yapılan bir başvuruya, yasal süresi içinde cevap verilmemesi, zımni ret işlemi olarak kabul edilir.
    • Şekil Kuralları: İdari işlemlerin şekli, kanun, yönetmelik, tüzük veya diğer idari düzenlemelerle belirlenebilir. Örneğin, bir memurun atanması için, atama kararnamesinin hazırlanması, imzalanması, tebliğ edilmesi gibi belirli şekil kurallarına uyulması gerekir.
    • Şekil Sakatlıkları: Şekil kurallarına uyulmaması, idari işlemin sakatlanmasına ve iptal edilmesine yol açabilir. Ancak, her şekil eksikliği, işlemin iptalini gerektirmez. Şekil eksikliğinin, işlemin esasına ve sonucuna etkili olması gerekir. Örneğin, bir atama kararında, memurun adının yanlış yazılması, esasa etkili olmayan bir şekil eksikliğidir ve işlemin iptalini gerektirmez. Ancak, atama kararının yetkisiz bir kişi tarafından imzalanması, esasa etkili bir şekil eksikliğidir ve işlemin iptaline neden olur.
  3. Sebep:
    • Tanım: Sebep, idareyi belirli bir işlem yapmaya iten hukuki veya fiili nedendir. İdari işlem, objektif ve hukuka uygun bir sebebe dayanmalıdır.
    • Sebep Unsurunun Özellikleri:
      • Hukuka Uygunluk: Sebep, kanunlara, yönetmeliklere, tüzüklere ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olmalıdır. Örneğin, bir memurun, sırf siyasi görüşü nedeniyle görevden alınması, hukuka aykırı bir sebebe dayanır.
      • Gerçeklik: Sebep, gerçek olmalıdır. Yani, idarenin dayandığı sebep, fiilen var olmalı ve doğru olmalıdır. Örneğin, bir binanın yıkılmasına karar verilirken, binanın çürük olduğu iddiası, gerçek olmalıdır.
      • Ölçülülük: Sebep ile işlem arasında makul bir oran olmalıdır. Yani, idari işlem, amaca ulaşmak için gerekli ve orantılı olmalıdır. Örneğin, bir öğrencinin küçük bir disiplin suçu nedeniyle okuldan atılması, ölçülü bir işlem değildir.
      • Açıklık: Sebep, idari işlemde açık ve anlaşılır bir şekilde belirtilmelidir. Bu, idarenin keyfiliğini önlemek ve işlemin denetimini kolaylaştırmak için önemlidir.
    • Sebep Gösterme Zorunluluğu: İdare, kural olarak, yaptığı işlemin sebebini göstermek zorundadır. Ancak, bazı durumlarda, kanun, sebep gösterme zorunluluğunu kaldırabilir. Örneğin, istihbarat faaliyetleri ile ilgili işlemler, gizlilik nedeniyle, sebep gösterilmeden yapılabilir.
    • Sebep Sakatlıkları: Sebep unsurundaki sakatlıklar, idari işlemin iptal edilmesine yol açabilir. Örneğin, sebep yokluğu, sebebin hukuka aykırı olması, sebebin gerçek olmaması, sebebin yetersiz olması gibi durumlar, sebep sakatlığı oluşturur.
  4. Konu:
    • Tanım: Konu, idari işlemin doğurduğu hukuki sonuçtur. Yani, idari işlemle, kişilerin hak ve yükümlülüklerinde veya hukuki durumlarında meydana gelen değişikliktir.
    • Konu Unsurunun Özellikleri:
      • Hukuka Uygunluk: Konu, kanunlara, yönetmeliklere, tüzüklere ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olmalıdır. Örneğin, bir kişiye, kanunda öngörülmeyen bir vergi yüklenmesi, hukuka aykırı bir konudur.
      • Belirlilik: Konu, açık, anlaşılır ve belirli olmalıdır. Yani, işlemden ne tür bir hukuki sonuç doğduğu, kimin hak ve yükümlülüklerinin etkilendiği açıkça anlaşılmalıdır.
      • Mümkünlük: Konu, fiilen ve hukuken mümkün olmalıdır. Örneğin, ölmüş bir kişiye memuriyet görevi verilmesi, fiilen mümkün değildir. Yıkılmış bir bina için ruhsat verilmesi, hukuken mümkün değildir.
      • Kamu Yararına Uygunluk: Konu, kamu yararına uygun olmalıdır. İdare, özel çıkarlar için veya keyfi olarak işlem yapamaz.
    • Konu Sakatlıkları: Konu unsurundaki sakatlıklar, idari işlemin iptal edilmesine yol açabilir. Örneğin, konunun hukuka aykırı olması, konunun belirsiz olması, konunun imkansız olması, konunun kamu yararına aykırı olması gibi durumlar, konu sakatlığı oluşturur.
  5. Amaç:
    • Tanım: Amaç, idari işlemin nihai hedefidir. İdari işlemler, her zaman kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla yapılır.
    • Amaç Unsurunun Özellikleri:
      • Kamu Yararı: İdari işlemler, özel çıkarlar veya siyasi amaçlar için yapılamaz. İdari işlemler, her zaman kamu yararını (toplumun genel menfaatini) gözetmelidir.
      • Kanunla Belirlenen Amaç: Bazı durumlarda, kanun, idari işlemin amacını açıkça belirleyebilir. Bu durumda, idare, bu amaca uygun işlem yapmak zorundadır.
      • Takdir Yetkisi: Bazı durumlarda, kanun, idareye, belirli bir konuda ve belirli sınırlar içinde, takdir yetkisi verebilir. Bu durumda, idare, takdir yetkisini, kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanmak zorundadır.
    • Amaç Sakatlıkları (Yetki Saptırması): Amaç unsurundaki sakatlıklar, idari işlemin iptal edilmesine yol açabilir. İdare, kanunla belirlenen amacın dışında bir amaçla veya kamu yararı dışında bir amaçla işlem yaparsa, bu durum yetki saptırması (amaç sakatlığı) olarak kabul edilir ve işlem iptal edilir. Örneğin, bir belediyenin, siyasi rakiplerini cezalandırmak amacıyla, onların işyerlerine ruhsat vermemesi, yetki saptırmasıdır.

İdari İşlem Türleri

İdari işlemler, belirli kriterlere göre sınıflandırılabilir:

İçeriklerine Göre:

  • Birel (Bireysel) İdari İşlemler: Belirli bir kişiye veya belirli bir duruma yönelik olarak yapılan ve sadece o kişi veya durumu etkileyen işlemlerdir.
    • Örnekler:
      • Bir öğrencinin okula kaydının yapılması.
      • Bir kişiye ehliyet verilmesi.
      • Bir memurun atanması veya görevden alınması.
      • Bir işyerine ruhsat verilmesi veya ruhsatının iptal edilmesi.
      • Bir kişiye idari para cezası verilmesi.
      • Bir binanın yıkılmasına karar verilmesi.
      • Kamulaştırma kararı.
      • Bir öğrenciye burs verilmesi.
  • Düzenleyici (Genel) İdari İşlemler: Genel ve soyut kurallar koyan, herkes için veya belirli bir grup için geçerli olan ve sürekli uygulanabilen işlemlerdir. Bu işlemler, kanun veya yönetmelik gibi, genel hukuk kuralları niteliğindedir.
    • Örnekler:
      • Yönetmelikler: Kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak veya kanunların emrettiği işleri belirtmek üzere, ilgili bakanlıklar veya kamu tüzel kişileri tarafından çıkarılan yazılı hukuk kurallarıdır. Örneğin, “Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği”, “Trafik Yönetmeliği”.
      • Tüzükler (Kaldırıldı): Eskiden, kanunların uygulanmasını göstermek veya kanunların emrettiği işleri belirtmek üzere, Danıştay incelemesinden geçirilerek Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yazılı hukuk kurallarıydı. Ancak, 2017 Anayasa değişikliği ile tüzük çıkarma yetkisi kaldırılmıştır.
      • Genelgeler (Tamimler): Bir idari makamın, kendi iç işleyişi ile ilgili olarak, astlarına yönelik olarak yayınladığı yazılı emirlerdir. Genelgeler, doğrudan kişilerin hak ve yükümlülüklerini etkilemez. Ancak, uygulamada önemli bir yere sahiptirler. Örneğin, bir bakanlığın, kendi personeline yönelik olarak yayınladığı “izinlerin kullanımı” konulu genelge.
      • Tebliğler: Bakanlıklar veya diğer kamu kurumları tarafından, belirli bir konudaki yasal düzenlemeleri veya uygulamaları açıklamak, duyurmak veya ilgililere bildirmek amacıyla yayınlanan yazılı metinlerdir. Örneğin, Maliye Bakanlığı’nın, vergi kanunlarındaki değişiklikleri açıklayan tebliğleri.
      • Yönergeler: Bir kurumun, kendi iç işleyişini düzenlemek, uygulamada birliği sağlamak veya personeline yol göstermek amacıyla yayınladığı yazılı metinlerdir. Örneğin, bir üniversitenin, öğrenci kayıt işlemleri ile ilgili yönergesi.
      • Sirkülerler: Bir kurumun, kendi personeline veya ilgili diğer kişilere, belirli bir konuda bilgi vermek, açıklama yapmak veya uygulama birliğini sağlamak amacıyla yayınladığı yazılı metinlerdir.
      • İlke Kararları: Düzenleyici ve denetleyici kurumlar tarafından (örneğin, Rekabet Kurumu, BDDK, EPDK) alınan, o kurumun yetki alanına giren konularda, genel ilkeleri belirleyen kararlardır.
      • Planlar: İmar planları, çevre düzeni planları, ulaşım planları gibi, belirli bir bölgenin veya alanın gelecekteki gelişimini ve kullanımını düzenleyen genel ve soyut nitelikteki idari işlemlerdir.
  • Karma İşlemler: Hem birel hem de düzenleyici nitelik taşıyan işlemlerdir. Bu tür işlemler, hem belirli bir kişiyi/durumu etkiler hem de genel bir kural koyar.
    • Örnek: Bir belediyenin, belirli bir sokaktaki binaların cephelerinin boyanmasına karar vermesi. Bu karar, hem o sokaktaki bina sahipleri için birel bir işlemdir (çünkü onların binalarını etkilemektedir), hem de genel bir kural koymaktadır (çünkü o sokaktaki tüm binalar için geçerlidir).

İradi Olup Olmamalarına Göre:

  • Tek Taraflı İdari İşlemler: İdarenin tek taraflı irade açıklamasıyla kurulan işlemlerdir. Bu işlemlerin kurulması için, karşı tarafın (vatandaşın, şirketin vb.) kabulüne veya onayına gerek yoktur. İdari işlemlerin büyük çoğunluğu tek taraflı işlemlerdir.
  • İki Taraflı İdari İşlemler (İdari Sözleşmeler): İdarenin, bir özel hukuk kişisi (vatandaş, şirket vb.) veya başka bir idare ile karşılıklı irade açıklamalarıyla kurduğu işlemlerdir. Bu işlemler, idari sözleşme olarak da adlandırılır. İdari sözleşmeler, idarenin kamu hizmetlerini yürütmek için yaptığı sözleşmelerdir.
    • Örnekler:
      • İdarenin bir şirketten hizmet satın alması (örneğin, çöp toplama hizmeti, temizlik hizmeti, yemek hizmeti vb.).
      • İdarenin bir kişiye imtiyaz vermesi (örneğin, bir otoyolun işletme hakkının verilmesi, bir madenin işletme hakkının verilmesi vb.).
      • İdarenin bir kişiyle kamulaştırma konusunda anlaşması.
      • İdarenin bir memurla yaptığı sözleşme (bazı durumlarda).

Önemli Not: İdari sözleşmeler, özel hukuk sözleşmelerinden farklıdır. İdari sözleşmelerde, idare, kamu gücünü kullanarak, üstün ve ayrıcalıklı yetkilere sahiptir. Örneğin, idare, sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirebilir veya feshedebilir. İdari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar, idari yargıda çözülür.

Açıklanış Şekline Göre:

  • Açık (Sarih) İşlemler: İdarenin iradesini açıkça ortaya koyduğu işlemlerdir. Bu işlemler, genellikle yazılı olarak yapılır. Ancak, sözlü veya davranışsal (örneğin, trafik polisinin “dur” işareti) açık işlemler de mümkündür.
  • Zımni (Örtülü) İşlemler: İdarenin, açık bir irade açıklaması yapmadığı halde, davranışından veya suskunluğundan bir irade açıkladığı anlaşılan işlemlerdir.
    • Zımni Kabul: İdareye yapılan bir başvuruya, yasal süresi içinde cevap verilmemesi, bazı durumlarda başvurunun kabul edildiği anlamına gelebilir.
    • Zımni Ret: İdareye yapılan bir başvuruya, yasal süresi içinde cevap verilmemesi, çoğu durumda başvurunun reddedildiği anlamına gelir.

İdari İşlemlere Karşı Başvuru Yolları

İdari işlemler, hukuka uygunluk karinesinden yararlanır. Yani, idari işlemler, iptal edilinceye kadar, hukuka uygun kabul edilir ve uygulanmaya devam eder. Ancak, idari işlemler, her zaman hukuka uygun olmayabilir. Bu durumda, idari işlemden zarar gören veya menfaati ihlal edilen kişiler, bu işleme karşı itiraz edebilir veya dava açabilirler.

İdari Başvuru Yolları (İsteğe Bağlı)

İdari başvuru yolları, zorunlu değildir. Yani, kişiler, doğrudan idari yargıya başvurabilirler. Ancak, bazı durumlarda, idari başvuru yapmak, daha pratik ve hızlı bir çözüm sağlayabilir.

  • İtiraz (İdari İşlemi Yapan Makama Başvuru): İdari işlemden zarar gören veya menfaati ihlal edilen kişi, işlemi yapan idari makama başvurarak, işlemin kaldırılmasını, geri alınmasını, değiştirilmesini veya yeni bir işlem yapılmasını talep edebilir. Bu başvuru, yazılı olarak yapılmalıdır.
    • Süre: İtiraz, idari dava açma süresi içinde (genellikle 60 gün) yapılmalıdır.
    • Sonuç: İdare, itirazı kabul edebilir, reddedebilir veya kısmen kabul edebilir. İdare, 30 gün içinde cevap vermezse, itiraz reddedilmiş sayılır.
    • İtirazın Dava Açma Süresine Etkisi: İtiraz, idari dava açma süresini durdurur. İdarenin cevabı üzerine veya 30 günlük sürenin sonunda, dava açma süresi yeniden işlemeye başlar.
  • Üst Makama Başvuru (Hiyerarşik Başvuru): İdari işlemden zarar gören veya menfaati ihlal edilen kişi, işlemi yapan makamın üstündeki makama (örneğin, ilçe müdürlüğünün işlemine karşı kaymakamlığa, kaymakamlığın işlemine karşı valiliğe) başvurarak, işlemin kaldırılmasını, geri alınmasını, değiştirilmesini veya yeni bir işlem yapılmasını talep edebilir. Bu başvuru, yazılı olarak yapılmalıdır.
    • Süre ve Sonuç: Üst makama başvuru için de, idari dava açma süresi içinde başvuru yapılması ve idarenin 30 gün içinde cevap vermesi veya vermemesi (zımni ret) durumları geçerlidir.
  • İdari Yargıya Başvuru (İptal Davası ve Tam Yargı Davası): İdari başvuru yolları tüketildikten sonra veya doğrudan idari yargıya başvurulabilir. İdari yargıda, idari işlemlere karşı açılabilecek iki temel dava türü vardır:

İptal Davası

  • Amaç: İptal davası, idari işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan ve işlemin iptalini (ortadan kaldırılmasını) amaçlayan bir davadır.
  • Kimler Açabilir?: İptal davasını, idari işlem nedeniyle menfaati ihlal edilen herkes açabilir. Menfaat ihlali, kişisel, meşru ve güncel bir menfaatin ihlali olmalıdır.
  • Görevli ve Yetkili Mahkeme:
    • Görevli Mahkeme: İdare Mahkemesi, Vergi Mahkemesi (vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerle ilgili işlemler için) veya Danıştay (ilk derece mahkemesi olarak).
    • Yetkili Mahkeme: İdari işlemin yapıldığı yerdeki idare mahkemesi.
  • Dava Açma Süresi:
    • Genel Kural: İdari işlemin yazılı bildiriminden (tebliğinden) itibaren 60 gün.
    • Vergi Mahkemelerinde: 30 gün.
    • Özel Kanunlardaki Süreler: Bazı özel kanunlarda, daha kısa veya daha uzun dava açma süreleri öngörülmüş olabilir.
  • Dava Dilekçesi: Dava, yazılı bir dilekçe ile açılır. Dilekçede, yukarıda “Soybağının Reddi Davası Dilekçesi Nasıl Yazılır?” başlığı altında belirtilen hususlara (tarafların bilgileri, dava konusu, açıklamalar, hukuki sebepler, deliller, sonuç ve istem) yer verilir.
  • Yürütmenin Durdurulması: İptal davası açmak, idari işlemin yürütülmesini kendiliğinden durdurmaz. Ancak, davacı, yürütmenin durdurulması talebinde bulunabilir. Mahkeme, telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleştiğini tespit ederse, yürütmenin durdurulması kararı verebilir. Bu karar, idari işlemin uygulanmasını, dava sonuçlanıncaya kadar geçici olarak durdurur.
  • Karar: Mahkeme, davayı kabul veya red edebilir.
    • Davanın Kabulü (İptal Kararı): Mahkeme, idari işlemin hukuka aykırı olduğuna karar verirse, işlemi iptal eder. İptal kararı, idari işlemi yapıldığı andan itibaren (geriye dönük olarak) ortadan kaldırır ve işlemin hiç yapılmamış gibi kabul edilmesini sağlar.
    • Davanın Reddi: Mahkeme, idari işlemin hukuka uygun olduğuna karar verirse, davayı reddeder. Bu durumda, idari işlem geçerliliğini korur.
  • Kanun Yolları: İdare mahkemesi kararlarına karşı, istinaf (bölge idare mahkemesine) ve temyiz (Danıştay’a) yollarına başvurulabilir.

Tam Yargı Davası

  • Amaç: Tam yargı davası, idarenin işlem veya eylemlerinden kaynaklanan zararların tazminini amaçlayan bir davadır.
  • Kimler Açabilir?: Tam yargı davasını, idarenin işlem veya eylemleri nedeniyle hakları doğrudan doğruya ihlal edilen kişiler açabilir.
  • Görevli ve Yetkili Mahkeme: Aynı şekilde, idare, vergi mahkemeleri ve Danıştay’dır.
  • Dava Açma Süresi:
    • İdari İşlemlerden Kaynaklanan Zararlar: İdari işlemin yazılı bildiriminden (tebliğinden) itibaren 60 gün.
    • İdari Eylemlerden Kaynaklanan Zararlar: İdari eylemin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl.
  • Dava Dilekçesi: Dava, yazılı bir dilekçe ile açılır. Dilekçede, yukarıda “Soybağının Reddi Davası Dilekçesi Nasıl Yazılır?” başlığı altında belirtilen hususlara ek olarak, uğranılan zararın türü ve miktarı da belirtilmelidir.
  • Karar: Mahkeme, davayı kabul veya red edebilir.
    • Davanın Kabulü: Mahkeme, idarenin kusurlu olduğuna ve davacının zarara uğradığına karar verirse, tazminata hükmeder. Tazminat miktarı, davacının uğradığı zararın ve idarenin kusurunun derecesine göre belirlenir.
    • Davanın Reddi: Mahkeme, idarenin kusurlu olmadığını veya davacının zarara uğramadığını tespit ederse, davayı reddeder.
  • Kanun Yolları: İdare mahkemesi kararlarına karşı, istinaf (bölge idare mahkemesine) ve temyiz (Danıştay’a) yollarına başvurulabilir.

İdari İşlemlere Karşı Başvurularda Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Süreler: İdari işlemlere karşı başvuru ve dava açma süreleri, çok önemlidir. Bu sürelere mutlaka uyulmalıdır. Sürelerin kaçırılması, hak kaybına neden olabilir.
  • Yazılı Başvuru: İdari makamlara yapılacak başvurular, genellikle yazılı olarak yapılmalıdır. Yazılı başvuru, hem ispat kolaylığı sağlar hem de başvuru süresinin kaçırılmasını önler.
  • Deliller: İdari işlemin hukuka aykırı olduğu iddiası, somut delillerle desteklenmelidir. Bu deliller, dilekçeye eklenmeli veya dilekçede belirtilmelidir.
  • Profesyonel Hukuki Yardım: İdari işlemler ve idari yargılama süreci, karmaşık ve teknik bir alandır. Bu nedenle, bir idare hukuku avukatından hukuki yardım almak, haklarınızın tam olarak korunması, davanın doğru şekilde yürütülmesi ve hak kaybına uğramamanız için büyük önem taşır. Bir avukat, size yol gösterecek, dilekçelerinizi hazırlayacak, delillerinizi toplayacak, mahkeme sürecini takip edecek ve sizi en iyi şekilde temsil edecektir.
  • Doğru Mahkemeye Başvuru: İdari işlemin türüne ve konusuna göre görevli ve yetkili mahkemeye başvurmak gerekir. Yanlış mahkemeye başvurmak, zaman kaybına ve davanın reddedilmesine neden olabilir.
  • Yürütmenin Durdurulması Talebi: İdari işlemin uygulanması, telafisi güç veya imkansız zararlara yol açacaksa, dava dilekçesinde mutlaka yürütmenin durdurulması talep edilmelidir. Yürütmenin durdurulması, idari işlemin uygulanmasını, dava sonuçlanıncaya kadar geçici olarak durdurur.
  • İdari İşlemin Tebliği: İdari işlemin size usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden emin olun. Tebligat, yazılı olarak yapılmalı ve tebliğ tarihi açıkça belirtilmelidir. Tebligatın usulsüz olması, dava açma süresinin başlamamasına neden olabilir.
  • İdari İşlemin Gerekçesi: İdari işlemin gerekçeli olması, yasal bir zorunluluktur. İdare, yaptığı işlemin nedenini, hangi hukuki ve fiili sebeplere dayandığını açıkça belirtmek zorundadır. Gerekçesiz veya yetersiz gerekçeli işlemler, hukuka aykırı kabul edilir ve iptal edilebilir.
  • İdari İşlemin İptal Edilmesi Halinde: Mahkeme, idari işlemi iptal ederse, işlem yapıldığı andan itibaren (geriye dönük olarak) ortadan kalkar ve hiç yapılmamış gibi kabul edilir. İdare, iptal kararına uymak ve işlemin sonuçlarını ortadan kaldırmak zorundadır.
  • Tam Yargı Davasında Tazminat: İdari işlemin hukuka aykırı olması nedeniyle zarara uğramışsanız, tam yargı davası açarak, maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

  1. Her idari işleme karşı dava açılabilir mi?
    • Hayır. Dava açılabilmesi için, işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu (icrai) bir işlem olması gerekir. Hazırlık işlemleri, iç yazışmalar, tavsiye niteliğindeki kararlar, bilgi verme amaçlı yazılar gibi işlemler, tek başlarına dava konusu edilemez.
  2. İdari işlemin iptali davası ile tam yargı davası birlikte açılabilir mi?
    • Evet. İdari işlemin iptali ile birlikte, bu işlemden kaynaklanan zararın tazmini de aynı davada (veya ayrı bir davada) talep edilebilir.
  3. İdari dava açma süresini kaçırırsam ne olur?
    • İdari dava açma süresi, hak düşürücü süredir. Bu sürenin kaçırılması, dava açma hakkının kaybedilmesine neden olur.
  4. İdari davalarda avukat tutmak zorunlu mu?
    • Hayır, zorunlu değildir. Ancak, idare hukuku, karmaşık ve teknik bir alan olduğu için, bir avukattan hukuki yardım almak, haklarınızın tam olarak korunması ve davanın doğru şekilde yürütülmesi açısından önemlidir.
  5. İdari davalar ne kadar sürer?
    • İdari davaların süresi, mahkemenin iş yoğunluğuna, davanın konusuna, delillerin toplanmasına, bilirkişi incelemesi yapılıp yapılmamasına ve diğer faktörlere göre değişir. Ancak, genellikle, idari davalar, birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir.
  6. Yürütmenin durdurulması kararı nedir? Yürütmenin durdurulması, idari işlemin uygulanmasının dava sonuna kadar geçici olarak durdurulmasıdır. Bu karar, telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması halinde verilir.
  7. İdari işlemin iptali davasını kazanırsam ne olur? İdari işlemin iptali davasını kazanırsanız, dava konusu idari işlem geçmişe etkili olarak ortadan kalkar. Yani, işlem hiç yapılmamış gibi kabul edilir. İdare, iptal kararına uymak ve işlemin sonuçlarını ortadan kaldırmak zorundadır.
  8. İdari işlemin iptali davasını kaybedersem ne olur? Mahkeme davayı reddederse, dava konusu idari işlem hukuka uygun kabul edilir ve uygulanmaya devam eder. Bu karara karşı istinaf ve temyiz yollarına başvurabilirsiniz.
  9. İdari işlem nedeniyle zarara uğradım, ne yapmalıyım? İdari işlem nedeniyle zarara uğradıysanız, idareye karşı tam yargı davası açarak maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz.

Sonuç

İdari işlemler, hayatımızın her alanında karşımıza çıkan ve haklarımızı, yükümlülüklerimizi doğrudan etkileyen işlemlerdir. Bu işlemlerin hukuka uygun olması, kamu yararını gözetmesi ve kişilerin haklarını ihlal etmemesi gerekir. Bu rehber, idari işlem kavramını, türlerini, unsurlarını, hukuki sonuçlarını, itiraz ve iptal yollarını ayrıntılı ve güncel bilgilerle açıklamaktadır. Ancak, idare hukuku, karmaşık ve sürekli değişen bir alan olduğu için, idari bir işlemle ilgili sorun yaşayan veya hakları ihlal edilen kişilerin, mutlaka bir idare hukuku avukatına danışarak profesyonel hukuki destek alması, hak kaybına uğramamak için en doğru ve güvenli yoldur.


Hukuki danışmanlık almak istemeniz halinde veya herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda LegaPro Hukuk Bürosu olarak size yardımcı olabiliriz. Uzman Avukat haklarınızı korumanıza destek olacaktır. 📞 0507 606 15 14

🚨 Whatsapp’tan bize ulaşabilirsiniz! 🚨

https://legapro.net/

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir