İcra Memuru İşlemlerine Karşı Şikayet Vekalet Ücreti
İcra ve iflas hukuku, modern hukuk sistemlerinin en çetrefilli ve teknik alanlarından biridir. Alacaklıların haklarını koruma, borçluların mağduriyetini engelleme ve adil bir tahsilat süreci sağlama dengesi, bu alanın en hassas noktasıdır. İcra memurları, bu dengeyi gözeterek, kanunların kendilerine yüklediği görevleri yerine getirirken, bazen hatalı, ihmali veya kanuna aykırı işlemler yapabilirler. Bu tür durumlarda, ilgililerin başvurabileceği en etkili hukuki yol “şikayet”tir.
Bu kapsamlı rehber, icra memurunun işlemlerine karşı şikayet yolunu A’dan Z’ye ele alacak: Şikayetin hukuki niteliği, şartları, süreci, sonuçları ve özellikle de vekalet ücreti konusundaki tartışmalı ve güncel durumu tüm detaylarıyla inceleyeceğiz.
Bölüm 1: İcra Memuru İşlemlerine Karşı Şikayet: Temel İlkeler
1.1. Şikayetin Hukuki Niteliği ve Amacı
İcra memurunun işlemlerine karşı şikayet, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 16. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, icra memurunun:
- Kanuna aykırı bir işlem yapması:
- Örnek: Haczedilmemesi gereken malların haczedilmesi (mesleki eşyalar, ev eşyaları vb.).
- Örnek: İhalenin usulsüz yapılması (ilanın eksik yapılması, ihaleye fesat karıştırılması vb.).
- Örnek: Kıymet takdirinin hatalı yapılması (değerinin çok altında veya üstünde belirlenmesi).
- Örnek: Tebligatın usulsüz yapılması (yanlış adrese tebligat, tebliğ evrakının eksik olması vb.).
- Bir hakkı yerine getirmemesi (ihmal):
- Örnek: Alacaklının satış talebini yerine getirmemesi.
- Örnek: Borçlunun ödeme emrine itirazını işleme koymaması.
- Örnek: Haciz talebinin gereğini yapmaması.
- Bir işi sebepsiz sürüncemede bırakması:
- Örnek: Tebligat işlemlerini gereksiz yere uzatması.
- Örnek: Dosyayı sonuçlandırmaması.
- Örnek: İstinabe taleplerini (başka bir icra dairesinden yardım isteme) geciktirmesi.
- Bir işi hadiseye uygun yapmaması
- Örnek: Sıra cetvelini yanlış düzenlemesi.
gibi durumlarda, icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulabileceğini hükme bağlar.
Şikayet, bir dava değildir. Kendine özgü (sui generis) bir kanun yoludur. Amacı, icra memurunun hatalı veya kanuna aykırı işleminin iptalini veya düzeltilmesini sağlayarak, ilgililerin haklarını korumaktır.
1.2. Şikayetin Tarafları
Şikayet yolunda, taraflar “şikayet eden” ve “şikayet olunan” olarak adlandırılır.
- Şikayet Eden: İcra memurunun işleminden zarar gören veya menfaati ihlal edilen kişidir. Bu, alacaklı, borçlu veya üçüncü bir kişi (örneğin, haczedilen malın sahibi) olabilir.
- Şikayet Olunan: İcra memurunun işleminden yararlanan kişidir. Genellikle bu, alacaklıdır. Ancak, bazı durumlarda borçlu veya üçüncü bir kişi de şikayet olunan olabilir.
Çok Önemli: İcra müdürlüğü veya icra memuru, şikayet yolunda taraf olarak gösterilemez. Şikayet dilekçesinde, şikayet olunan olarak mutlaka icra memurunun işleminden yararlanan kişi belirtilmelidir.
1.3. Şikayet Süresi
Şikayet süresi, kural olarak, işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Bu süre, hak düşürücü bir süredir. Yani, 7 gün içinde şikayet edilmezse, bu hak kaybedilir.
İstisna: Bir hakkın yerine getirilmemesi veya sebepsiz sürüncemede bırakılması durumlarında şikayet için süre sınırı yoktur. Bu tür durumlarda, her zaman şikayet yoluna başvurulabilir.
1.4. Yetkili ve Görevli Mahkeme
Şikayet, işlemi yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır. İcra mahkemeleri, bu konuda görevli ve yetkili tek mahkemedir.
1.5. Şikayetin Şekli ve İçeriği
Şikayet, icra mahkemesine yazılı bir dilekçe ile yapılır. Dilekçede şu hususlar bulunmalıdır:
- Şikayet edenin ve şikayet olunanın adı, soyadı, TC kimlik numarası ve adresi.
- Şikayet konusu işlemin ne olduğu, tarihi ve numarası (örneğin, “… sayılı dosyanın … tarihli haciz işlemi”).
- İşlemin neden hukuka aykırı olduğu, hangi kanun maddelerine aykırı olduğu, hangi delillere dayanıldığı (örneğin, “haczedilen malların mesleki eşya olduğu, İİK madde 82’ye aykırı olduğu” vb.).
- Talep (işlemin iptali, düzeltilmesi veya ne yapılması gerektiği).
- Şikayet edenin imzası.
- Dilekçenin ekinde, şikayet konusu işlemi ve iddiaları destekleyen deliller (örneğin, tebligat zarfı, haciz tutanağı, bilirkişi raporu, tanık listesi vb.) sunulmalıdır.
Örnek Şikayet Dilekçesi Başlığı:
... İCRA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ'NE
ŞİKAYET EDEN : (Adı Soyadı, TC Kimlik No, Adres)
VEKİLİ : (Avukatın Adı Soyadı, Baro Sicil No, Adres) (Varsa)
ŞİKAYET OLUNAN : (Adı Soyadı, TC Kimlik No, Adres)
KONU : ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasının ... tarihli ... işleminin iptali/düzeltilmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR : (Olayın detaylı anlatımı, hukuka aykırılıklar, deliller)
HUKUKİ NEDENLER : İİK madde 16 ve ilgili mevzuat.
DELİLLER : (Tebligat zarfı, haciz tutanağı, bilirkişi raporu, tanık listesi vb.)
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasının ... tarihli ... işleminin iptaline/düzeltilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin şikayet olunana yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
Şikayet Eden (veya Vekili)
İmza
1.6. Şikayet İncelemesi ve Karar
İcra mahkemesi, şikayet dilekçesini ve eklerini inceler. Gerekirse, tarafları duruşmaya çağırır ve dinler. Duruşma, basit yargılama usulüne göre yapılır. Mahkeme, gerekli görürse bilirkişi incelemesi yaptırabilir, keşif yapabilir veya tanık dinleyebilir.
İnceleme sonucunda, mahkeme iki tür karar verebilir:
- Şikayetin Kabulü: Mahkeme, şikayeti yerinde görürse, icra memurunun işlemini iptal eder veya düzeltir. Örneğin, haczin kaldırılmasına, tebligatın yenilenmesine veya kıymet takdirinin yeniden yapılmasına karar verebilir.
- Şikayetin Reddi: Mahkeme, şikayeti yerinde görmezse, reddeder. Bu durumda, icra memurunun işlemi geçerliliğini korur.
Mahkeme kararları, kesin hüküm teşkil etmez. Taraflar, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler. İstinaf incelemesi, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılır. Bölge adliye mahkemesinin kararları ise, bazı hallerde temyiz edilebilir.
Bölüm 2: İcra Memurunun Muamelesini Şikayette Vekalet Ücreti Sorunu
Şikayetin kabulü halinde, yargılama giderleri (harçlar, bilirkişi ücreti, tebligat giderleri vb.) ve vekalet ücretinin kim tarafından ödeneceği, uygulamada en çok tartışılan ve sorun yaratan konudur.
2.1. Sorunun Kaynağı ve Temel Çelişki
Sorunun temelinde yatan çelişki şudur:
- İcra memurunun hatalı veya kanuna aykırı işleminden, şikayet olunan (genellikle alacaklı) doğrudan sorumlu değildir. İşlemi yapan icra memurudur.
- Ancak, şikayet yolunda icra memuru taraf olarak gösterilemez. Şikayet olunan, icra memurunun işleminden yararlanan kişidir (genellikle alacaklı).
- Şikayetin kabulü halinde, mahkeme, yargılama giderlerini ve vekalet ücretini şikayet olunana yüklemektedir. Bu durum, icra memurunun hatası nedeniyle, aslında kusuru olmayan alacaklının vekalet ücreti ödemek zorunda kalması gibi hakkaniyete aykırı bir sonuca yol açmaktadır.
2.2. Geçmişteki Düzenleme ve Yürürlükten Kaldırılması
Eskiden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin (AAÜT) 11/4. maddesi bu soruna bir çözüm getirmişti. Bu maddeye göre, icra memurunun hatasından kaynaklanan şikayetlerin kabulü halinde, vekalet ücreti Hazine aleyhine hükmediliyordu. Yani, vekalet ücretini devlet ödüyordu. Bu düzenleme, hem alacaklının mağduriyetini engelliyor hem de icra memurlarının daha dikkatli işlem yapmasını teşvik ediyordu.
Ancak, 30 Kasım 2016 tarihinde yapılan bir değişiklikle, AAÜT’nin 11/4. maddesi yürürlükten kaldırıldı. Bu tarihten sonra, şikayetin kabulü halinde vekalet ücretinin kim tarafından ödeneceği konusunda yasal bir boşluk oluştu.
2.3. Güncel Durum: Yasal Boşluk ve Farklı Yargı Kararları
Yürürlükten kaldırma sonrasında, mahkemeler bu konuda farklı kararlar vermeye başladılar. İki temel yaklaşım ortaya çıktı:
- Aleyhe Vekalet Ücretine Hükmeden Kararlar: Bazı mahkemeler, genel hükümlere (HMK) ve davanın tarafları arasındaki ilişkiye dayanarak, şikayetin kabulü halinde vekalet ücretinin şikayet olunana (genellikle alacaklıya) yüklenmesine karar vermeye devam ettiler. Bu kararlarda, şikayet olunanın, icra memurunun işleminden yararlandığı ve bu nedenle vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği görüşü benimsendi.
- Örnek Karar: Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 04.07.2023 tarihli, 2022/9757 E. ve 2023/4535 K. sayılı kararında, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü üzerine, alacaklı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesini hukuka uygun bulmuştur.
- Aleyhe Vekalet Ücretine Hükmetmeyen Kararlar: Diğer bazı mahkemeler ise, icra memurunun hatasından şikayet olunanın sorumlu tutulamayacağı, bu durumun hakkaniyete aykırı olduğu ve icra hukukunun özelliklerine uygun düşmediği gerekçesiyle, aleyhe vekalet ücretine hükmetmemeye başladılar. Bu kararlarda, AAÜT’nin 11/4. maddesinin yürürlükten kaldırılmasının, bu konuda bir yasal boşluk yarattığı ve bu boşluğun hakkaniyet ilkesi doğrultusunda doldurulması gerektiği görüşü benimsendi.
- Örnek Karar 1: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 01.11.2017 tarihli, 2017/3342 E. ve 2017/6658 K. sayılı kararında, icra müdürünün hatasından kaynaklanan bir şikayette, alacaklı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesini hukuka aykırı bulmuştur.
- Örnek Karar 2: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi, 01.12.2020 tarihli, 2020/503 E. ve 2020/703 K. sayılı kararında, şikayetin konusunun icra müdürlüğü işlemi olması nedeniyle alacaklı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiştir.
2.4. Çözüm Arayışları ve Öneriler
Bu sorunun çözümü için çeşitli öneriler ileri sürülmektedir:
- Yasal Düzenleme (En Etkili Çözüm): İİK’da veya AAÜT’de, icra memurunun hatasından kaynaklanan şikayetlerin kabulü halinde vekalet ücretinin kim tarafından ödeneceği açıkça düzenlenmelidir. Bu düzenleme, şu seçeneklerden birini içerebilir:
- Hazine’nin Sorumluluğu: Vekalet ücretinin, AAÜT’nin 11/4. maddesinde olduğu gibi, Hazine tarafından ödenmesi öngörülebilir. Bu, hem alacaklının mağduriyetini engelleyecek hem de icra memurlarının daha dikkatli işlem yapmasını teşvik edecektir.
- Adalet Bakanlığı Bütçesi: Vekalet ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanabilir.
- İcra Memurunun Rücu Sorumluluğu: Devlet, ödediği vekalet ücretini, kusurlu icra memuruna rücu edebilir (geri isteyebilir). Bu, icra memurlarının sorumluluğunu artıracaktır.
- Karma Model: Yukarıdaki seçeneklerin bir kombinasyonu uygulanabilir. Örneğin, vekalet ücretinin bir kısmı Hazine tarafından, bir kısmı ise kusurlu icra memuru tarafından ödenebilir.
- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı: Yargıtay’ın bu konuda bir içtihadı birleştirme kararı alması, uygulamadaki belirsizliği giderecek ve tüm mahkemeler için bağlayıcı bir çözüm getirecektir.
- İcra Memurlarının Sorumluluğunun Artırılması: İcra memurlarının hatalı işlemlerinden dolayı kişisel sorumluluğuna gidilebilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, caydırıcılığı artıracak ve hatalı işlem sayısını azaltacaktır.
- Eğitim ve Bilinçlendirme: İcra memurlarına, yaptıkları işlemlerin hukuki sonuçları ve sorumlulukları konusunda düzenli eğitimler verilmesi, hatalı işlem yapma olasılığını azaltacaktır.
- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Düzenleme Yapılması: Şikayet davalarında vekalet ücreti konusunda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde hakkaniyete uygun ve adil bir düzenleme yapılması gerekmektedir.
Bölüm 3: Ek Bilgiler ve Uyarılar
- İcra Memurunun Kusuru ve Tazminat Sorumluluğu: İcra memurunun kusurlu davranışıyla bir zarara sebep olması halinde, zarar gören kişi, adli yargıda (genel mahkemelerde) Devlet aleyhine tazminat davası açabilir. Bu dava, Anayasa’nın 129/5. maddesi ve 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun ilgili maddelerine dayanır. Devlet, ödediği tazminatı kusurlu icra memuruna rücu edebilir. Tazminat davasında, davacı (zarar gören), icra memurunun kusurlu davranışını, bu davranış nedeniyle uğradığı zararı ve ikisi arasındaki illiyet bağını (nedensellik ilişkisi) ispatlamak zorundadır. Zarar, maddi (malvarlığındaki azalma) veya manevi (çekilen acı, elem, üzüntü) olabilir.
- İcra Memurunun Cezai Sorumluluğu: İcra memurunun kusurlu davranışı aynı zamanda bir suç teşkil ediyorsa (örneğin, görevi kötüye kullanma, ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma, rüşvet, zimmet vb.), hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılabilir. Bu durumda, şikayetçi, ceza davasına müdahil (katılan) olarak katılabilir ve maddi/manevi tazminat talebinde bulunabilir.
- Şikayet Süresini Kaçırmanın Sonuçları: Şikayet süresi (kural olarak 7 gün) hak düşürücü bir süre olduğundan, bu sürenin kaçırılması, şikayet hakkının kaybedilmesine yol açar. Bu durumda, icra memurunun işlemi kesinleşir ve artık bu işleme karşı şikayet yoluna başvurulamaz. Ancak, sürenin kaçırılması, tazminat davası açma hakkını ortadan kaldırmaz.
- İcra Mahkemesi Kararlarının Niteliği: İcra Mahkemesi kararları “şekli anlamda kesin” kararlardır. Yani, kural olarak bu kararlara karşı istinaf kanun yolu kapalıdır. Ancak, İİK’da belirtilen bazı istisnai durumlarda, İcra Mahkemesi kararlarına karşı istinaf ve hatta temyiz yoluna başvurulabilir.
Örnekler ve Uygulamadaki Sorunlar:
- Örnek 1 Haczedilemeyecek Mallar:
- Hatalı İşlem: Borçlunun mesleğini icra edebilmesi için gerekli olan alet, edevat veya makinelerin haczedilmesi.
- Şikayet: Borçlu, haczin kaldırılması için icra mahkemesine şikayette bulunur.
- Karar: Mahkeme, şikayeti haklı bulur ve haczi kaldırır.
- Vekalet Ücreti: Mevcut durumda, mahkeme genellikle alacaklı aleyhine vekalet ücretine hükmeder. Ancak bu, icra memurunun hatasından kaynaklanan bir durum olduğu için adaletsizdir.
- Örnek 2 Tebligat Usulsüzlüğü:
- Hatalı İşlem: Ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edilmesi (örneğin, tebligatın muhtara bırakılması gerekirken komşuya bırakılması).
- Şikayet: Borçlu, tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine şikayette bulunur.
- Karar: Mahkeme, tebligatın usulsüz olduğuna karar verir ve tebliği iptal eder.
- Vekalet Ücreti: Yine, mevcut durumda, mahkeme genellikle alacaklı aleyhine vekalet ücretine hükmeder.
- Örnek 3 İhalenin Feshi:
- Hatalı İşlem: İhalenin usulsüz yapılması (örneğin, ilanın kanunda belirtilen sürelerden önce yapılması veya ihaleye fesat karıştırılması).
- Şikayet: İhaleye katılanlardan biri veya ilgililer, ihalenin feshi için icra mahkemesine şikayette bulunur.
- Karar: Mahkeme, şikayeti haklı bulur ve ihaleyi fesheder.
- Vekalet Ücreti: Çoğu durumda, mahkeme alacaklı aleyhine vekalet ücretine hükmeder. Oysaki bu, icra memurunun ve hatta üçüncü kişilerin ihaleye fesat karıştırmasından kaynaklı da olabilir.
Uygulamadaki Sorunlar ve Çözüm Önerilerine Ek:
- Avukatların Çekincesi: Vekalet ücreti sorunu, avukatların icra memurunun işlemlerine karşı şikayet yoluna başvurma konusunda çekimser kalmalarına neden olabilir. Çünkü, müvekkilleri aleyhine vekalet ücretine hükmedilme riski vardır. Bu durum, hak arama özgürlüğünü kısıtlayabilir.
- Çözüm: Vekalet ücreti sorununun yasal bir düzenlemeyle çözülmesi, avukatların bu çekincesini ortadan kaldıracak ve hak arama özgürlüğünü güçlendirecektir. Şikayete konu işlemin icra memurunun kusurundan kaynaklandığının tespiti durumunda vekalet ücretinin hazine ya da Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanması en adil çözüm olacaktır.
- Yargı Kararlarındaki Farklılıkların Giderilmesi: Yargıtay’ın farklı daireleri arasında ve hatta aynı daire içinde bile farklı kararlar verilebilmektedir. Bu durum, hukuki belirsizliğe ve adaletsizliğe yol açmaktadır.
- Çözüm: Yargıtay’ın içtihat birliği sağlaması, bu sorunu çözecektir. İçtihadı birleştirme kararları, tüm mahkemeler için bağlayıcıdır ve hukuki belirsizliği ortadan kaldırır.
- İcra Dairelerinin Fiziki Şartlarının ve İş Yükünün İyileştirilmesi: Birçok icra dairesi yetersiz personel ve fiziki şartlarda yoğun iş yükü ile çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu durum, icra memurlarının hata yapma olasılığını artırmaktadır.
- Çözüm: İcra dairelerinin fiziki şartlarının iyileştirilmesi, personel sayısının artırılması ve iş yükünün azaltılması, hatalı işlem sayısını azaltacaktır.
- Dijitalleşme: İcra işlemlerinin dijital ortama taşınması (UYAP), hataları azaltabilir ve süreci hızlandırabilir.
- Çözüm: İcra işlemlerinin tamamen dijitalleşmesi (e-tebligat, e-haciz, e-satış vb.) sağlanmalıdır.
Sonuç
İcra memurunun işlemlerine karşı şikayet, hak arama özgürlüğünün önemli bir aracıdır. Ancak, şikayetin kabulü halinde vekalet ücretinin kim tarafından ödeneceği konusundaki belirsizlik ve çelişkili yargı kararları, bu yolun etkinliğini azaltmaktadır. Bu sorunun çözümü için yasal düzenleme yapılması, Yargıtay’ın içtihat birliği sağlaması, icra memurlarının sorumluluğunun artırılması ve icra dairelerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, hak arama özgürlüğü zedelenecek ve adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş olacaktır.
Hukuki danışmanlık almak istemeniz halinde veya herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda LegaPro Hukuk Bürosu olarak size yardımcı olabiliriz. Uzman Avukat haklarınızı korumanıza destek olacaktır. 📞 0507 606 15 14
🚨 Whatsapp’tan bize ulaşabilirsiniz! 🚨
https://legapro.net/