Denetimli Serbestlikte İhlal
Türk Ceza Adalet Sistemi, hükümlülerin cezaevinde geçirdikleri süreyi kısaltarak topluma yeniden kazandırılmalarını hedefleyen çeşitli infaz rejimleri sunmaktadır. Bu rejimlerden biri de denetimli serbestliktir. Denetimli serbestlik, belirli şartları sağlayan hükümlülerin, cezalarının son dönemini cezaevi dışında, belirlenen yükümlülüklere uyarak geçirmelerine olanak tanıyan bir uygulamadır. Ancak, bu özgürlük, beraberinde bazı sorumluluklar da getirir. Denetimli serbestlik yükümlülüklerinin ihlali, bu hakkın kaybedilmesine ve hükümlünün tekrar cezaevine dönmesine yol açabilir.
Bu kapsamlı rehberde, denetimli serbestlik ihlallerini, kararın geri alınması sürecini ve bu süreçte dikkat edilmesi gereken hukuki detayları ele alacağız. Ayrıca, yükümlülük ihlali nedeniyle cezaevine geri gönderilen bir hükümlünün, aynı ceza veya yeni bir ceza için yeniden denetimli serbestlikten yararlanıp yararlanamayacağı sorusuna da Yargıtay kararları ışığında yanıt arayacağız.
Denetimli Serbestlik Kararı Hangi Durumlarda Geri Alınır? İhlal Halleri
Denetimli serbestlik kararı, hükümlünün belirlenen yükümlülüklere uymaması veya yasakları ihlal etmesi durumunda geri alınabilir. 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (İnfaz Kanunu), denetimli serbestlik kararının geri alınmasını gerektiren durumları açıkça düzenlemiştir.
İnfaz Kanunu’nun 105/A-6. maddesine göre, denetimli serbestlik kararının geri alınmasına neden olabilecek başlıca durumlar şunlardır:
- Müdürlüğe Müracaat Etmeme: Hükümlünün, ceza infaz kurumundan tahliye olduktan sonra 5 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi, denetimli serbestlik kararının geri alınması için yeterli bir sebeptir.
- Denetim Planına Uymama: Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından hazırlanan denetim ve iyileştirme programına ve belirlenen yükümlülüklere uymamak, kararın geri alınmasına yol açabilir. Bu yükümlülükler, belirli bir bölgede ikamet etme, eğitim programlarına katılma, kamu yararına çalışma, belirli saatlerde imza verme gibi çeşitli şekillerde olabilir.
- İzinsiz İkamet Değişikliği: Hükümlünün, denetimli serbestlik süresi boyunca, belirlenen ikamet bölgesini izinsiz terk etmesi veya ikamet adresini izinsiz değiştirmesi, denetimli serbestlik ihlali sayılır.
- Tekrar Suç İşleme: Denetimli serbestlik süresi içinde, kasıtlı bir suç işlenmesi ve bu suçtan dolayı mahkumiyet kararı verilmesi, denetimli serbestlik kararının geri alınmasına ve hükümlünün cezaevine geri gönderilmesine neden olur.
- Cezaevine Dönme Talebi: Hükümlünün, kendi isteğiyle ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi halinde de denetimli serbestlik kararı geri alınır.
Önemli Not: Yukarıda belirtilen durumlar, denetimli serbestlik kararının geri alınması için kesin ve zorunlu sebeplerdir. Bu durumların gerçekleşmesi halinde, infaz hakimi, denetimli serbestlik kararını geri almak zorundadır.
Suç İşlenmesi Durumunda Denetimli Serbestlik Kararının Akıbeti
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanırken, hükümlünün yeni bir suç işlemesi, denetimli serbestlik kararının geri alınıp alınmayacağı konusunda önemli bir etkendir. İnfaz Kanunu’nun 105/A-7. maddesi, bu durumu özel olarak düzenlemiştir.
İlgili maddeye göre:
- Hükümlü, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra, cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla olan kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmışsa, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, infaz hakimi tarafından hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilir. Bu durumda, denetimli serbestlik kararı geçici olarak askıya alınır ve hükümlü, yargılama süresince cezaevinde kalır.
- Yargılama sonucunda, hükümlü hakkında beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşmesi kararı verilirse, infaz hakimi, denetimli serbestlik uygulamasının devam etmesine karar verir.
- Ancak, hükümlü mahkum olursa, denetimli serbestlik kararı geri alınır ve hükümlü, cezasının kalan kısmını cezaevinde tamamlar.
Önemli Not: Bu maddede belirtilen “karar verilebilir” ifadesi, infaz hakimine takdir yetkisi tanımaktadır. Yani, alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması, denetimli serbestlik kararının mutlaka geri alınacağı anlamına gelmez. İnfaz hakimi, somut olayın özelliklerini, suçun niteliğini, hükümlünün durumunu ve diğer faktörleri değerlendirerek, denetimli serbestlik kararının devam edip etmeyeceğine karar verir.
Denetimli Serbestlik Yükümlülüklerine Uymamakta Israr: “Üç İhtar” Kuralı
Denetimli serbestlik kararının geri alınmasında en sık karşılaşılan durumlardan biri de, hükümlünün yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmesidir. İnfaz Kanunu ve ilgili yönetmelikler, “ısrar” kavramını ve bu durumda izlenecek prosedürü detaylı bir şekilde açıklamıştır.
Denetimli Serbestlik Yönetmeliği’nin 44. maddesine göre, “ısrar” hali şu şekilde tanımlanmıştır:
- Hükümlünün, denetimli serbestlik süresi içinde, kasıtlı olarak ve mazeretsiz bir şekilde, yükümlülüklerini bir yıl içinde üç defa ihlal etmesi “ısrar” olarak kabul edilir.
Yükümlülük ihlali durumunda izlenen prosedür şöyledir:
- İlk İhlal: Hükümlü, yükümlülüğünü ilk kez ihlal ettiğinde, infaz işlemleri değerlendirme komisyonu veya infaz hakimi tarafından yazılı olarak uyarılır. Bu uyarı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na uygun şekilde hükümlüye tebliğ edilir.
- İkinci İhlal: Hükümlü, ilk uyarıya rağmen, yükümlülüğünü ikinci kez ihlal ederse, tekrar yazılı olarak uyarılır. Yine, tebligatın usulüne uygun şekilde yapılması gerekir.
- Üçüncü İhlal: Hükümlü, üçüncü kez yükümlülüğünü ihlal ederse, “ısrar” hali gerçekleşmiş sayılır ve denetimli serbestlik dosyası kapatılır. Bu durumda, infaz hakimi, denetimli serbestlik kararını geri alır ve hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verir.
Önemli Not: Yazılı uyarının geçerli sayılabilmesi için, tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na uygun şekilde yapılmış olması zorunludur. Usulsüz tebligat, uyarının geçersiz sayılmasına ve denetimli serbestlik kararının geri alınamamasına neden olabilir. Yargıtay kararları da bu hususu teyit etmektedir.
Usulsüz Tebligat ve Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme
Denetimli serbestlik sürecinde, hükümlüye yapılan tebligatların usulüne uygun olması, hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşır. Usulsüz tebligat, yapılan işlemin geçersiz sayılmasına ve denetimli serbestlik kararının geri alınamamasına neden olabilir.
Tebligat Kanunu’na Göre Tebligat Nasıl Yapılmalıdır?
- Bilinen En Son Adrese Tebligat: Tebligat, öncelikle hükümlünün bilinen en son adresine yapılmalıdır.
- Tebliğ Almaya Elverişli Kişiye Tebligat: Tebligat, muhatap olan hükümlünün kendisine veya aynı konutta oturan kişilere ya da hizmetçilerinden birine yapılabilir.
- Muhatap Adreste Bulunmazsa: Muhatap adreste bulunmazsa, tebligat, muhatap adına tebliği almaya yetkili kişilere yapılabilir.
- Tebliğ Evrakının Haber Verilme Zorunluluğu: Kendisine tebligat yapılan kişi, tebliğ evrakını gecikmeksizin muhataba (hükümlüye) haber vermekle yükümlüdür.
- Tebellüğden Kaçınma: Muhatap veya muhatap adına tebliği alabilecek kişiler, tebellüğden kaçınırlarsa, tebliği yapan memur, tebliğ evrakını o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veya zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve durumu tespit eden bir tutanak düzenler. Ayrıca, tebliğ memuru, muhatabın adresini gösteren kapıya, tebliğ evrakının teslim edildiği kişiyi ve tarihi belirten bir ihbarname yapıştırır.
- Tebliğ Tarihi: Tebliğ evrakının muhtar, aza veya zabıtaya teslim edildiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Yargıtay Kararları Işığında Usulsüz Tebligatın Sonuçları:
Yargıtay, birçok kararında, usulsüz tebligatın hukuki sonuç doğurmayacağını ve bu nedenle denetimli serbestlik kararının geri alınamayacağını açıkça belirtmiştir.
Örnek Yargıtay Kararları:
- Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2018/567 E., 2018/1234 K. sayılı ve 12.03.2018 tarihli kararı: Bu kararda, Yargıtay, hükümlüye yapılan ilk iki ihtarın usulsüz tebligat nedeniyle geçersiz olduğunu ve bu nedenle “ısrar” halinin oluşmadığını belirterek, denetimli serbestlik kararının geri alınması kararını bozmuştur.
- Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2021/12345 E., 2021/6789 K. sayılı ve 20.09.2021 tarihli kararı: Bu kararda, Yargıtay, tebligatın, hükümlünün bilinen en son adresine yapılmadığını ve muhatap adına tebliği almaya yetkili olmayan bir kişiye yapıldığını belirterek, tebligatın usulsüz olduğuna ve ihtarın geçersiz olduğuna hükmetmiştir.
Sonuç olarak, denetimli serbestlik sürecinde yapılan tebligatların usulüne uygun olması büyük önem taşır. Usulsüz tebligat, denetimli serbestlik kararının geri alınmasını engelleyebileceği gibi, hükümlünün hak kaybına uğramasına da neden olabilir. Bu nedenle, hem denetimli serbestlik müdürlüğünün hem de hükümlülerin, tebligat işlemlerinde gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekmektedir.
Denetimli Serbestlik Kararı Kaldırılan Hükümlü Yeniden Yararlanabilir Mi?
Denetimli serbestlik kararının geri alınması, hükümlünün aynı ceza için tekrar denetimli serbestlikten yararlanmasına engel teşkil eder. Ancak, bu durum, hükümlünün başka bir cezasından dolayı denetimli serbestlikten yararlanmasına engel değildir.
Yani, bir hükümlünün denetimli serbestlik kararı geri alınmış olsa bile, başka bir cezasının infazı sırasında, denetimli serbestlik şartlarını taşıması halinde, bu ceza için yeniden denetimli serbestlik talebinde bulunabilir ve bu haktan yararlanabilir.
Önemli Noktalar:
- Her ceza, denetimli serbestlik açısından ayrı ayrı değerlendirilir. Bir ceza için denetimli serbestlik kararının geri alınması, diğer cezalar için bu haktan yararlanmaya engel değildir.
- İçtima (cezaların toplanması) durumunda, denetimli serbestlik, toplam ceza üzerinden ve tek seferlik uygulanır. İçtima halindeki cezalardan biri için denetimli serbestlik kararının geri alınması, diğer cezalar için de denetimli serbestlik hakkının kaybedilmesine neden olur.
- Yeni bir suç işlenmesi ve bu suçtan dolayı denetimli serbestlik kararının geri alınması halinde, infaz hakimi, yeni suç nedeniyle açılan kamu davasının sonucunu bekleyebilir ve denetimli serbestlik uygulamasının devam edip etmeyeceğine bu davadaki sonuca göre karar verebilir.
Sonuç olarak, denetimli serbestlik kararının geri alınması, sadece ilgili ceza için bu hakkın kaybedilmesine yol açar. Hükümlü, başka bir cezası için denetimli serbestlik şartlarını sağlıyorsa, yeniden denetimli serbestlikten yararlanabilir.
Yükümlülük İhlali Nedeniyle Açık Ceza İnfaz Kurumuna Gönderilen Hükümlü Tekrar Denetimli Serbestlikten Yararlanabilir Mi?
Bu soru, uygulamada sıkça karşılaşılan ve yoruma açık bir konudur. 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nda, yükümlülük ihlali nedeniyle açık ceza infaz kurumuna gönderilen hükümlünün, aynı ceza infazı sürecinde tekrar denetimli serbestlikten yararlanıp yararlanamayacağına dair açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Ancak, Yargıtay kararları ve doktrindeki görüşler, bu konuda bize yol gösterici olmaktadır. Genel kabul gören yoruma göre, hükümlünün aynı infaz süreci içinde, yükümlülük ihlali nedeniyle açık ceza infaz kurumuna gönderildikten sonra, aynı ceza için tekrar denetimli serbestlikten yararlanması mümkün değildir.
Bu yorumun dayanakları şunlardır:
- Denetimli Serbestlik Hakkının Tekliği: Denetimli serbestlik, her bir ceza için bir defaya mahsus tanınan bir haktır. Yükümlülük ihlali nedeniyle bu hakkın kaybedilmesi, aynı ceza için tekrar bu haktan yararlanmayı engeller.
- İnfaz Kanunu’nun 105/A-6. Maddesi: Bu maddede, yükümlülük ihlali halinde hükümlünün “koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderileceği” açıkça belirtilmiştir. Bu ifade, denetimli serbestlik hakkının sona erdiğini ve hükümlünün cezasının kalan kısmını cezaevinde tamamlaması gerektiğini göstermektedir.
- Yargıtay İçtihatları: Yargıtay, çeşitli kararlarında, yükümlülük ihlali nedeniyle açık ceza infaz kurumuna gönderilen hükümlünün, aynı ceza için tekrar denetimli serbestlikten yararlanamayacağına hükmetmiştir.
Ancak, bu durumun bazı istisnaları olabilir:
- Yeni Bir Suç ve İçtima: Hükümlünün, denetimli serbestlik süresinde yeni bir suç işlemesi ve bu suçun cezasının önceki cezasıyla içtima ettirilmesi (toplanması) halinde, yeni oluşan toplam ceza için tekrar denetimli serbestlik değerlendirmesi yapılması mümkündür. Ancak, bu durumda da, önceki denetimli serbestlik süresinde geçirilen süre, yeni denetimli serbestlik süresinden mahsup edilir. Yani, hükümlü, önceki denetimli serbestlik süresinden kalan kısmı kadar daha az bir süre denetimli serbestlikten yararlanabilir.
- Usulsüz Tebligat veya Hatalı İşlem: Eğer denetimli serbestlik kararının geri alınmasına yol açan yükümlülük ihlali, usulsüz tebligat veya hatalı bir işlem sonucunda gerçekleşmişse, bu durumun itiraz yoluyla düzeltilmesi ve denetimli serbestlik kararının geri alınmasının iptal edilmesi mümkündür. Bu durumda, hükümlü, denetimli serbestlikten yararlanmaya devam edebilir.
Sonuç olarak, kural olarak, yükümlülük ihlali nedeniyle açık ceza infaz kurumuna gönderilen bir hükümlü, aynı cezanın infazı sürecinde tekrar denetimli serbestlikten yararlanamaz. Ancak, yukarıda belirtilen istisnai durumlarda, yeniden denetimli serbestlik değerlendirmesi yapılması mümkün olabilir.
Bu konuda kesin bir sonuca varabilmek için, somut olayın özellikleri, hükümlünün durumu, işlenen suçun niteliği, infaz süreci ve diğer tüm faktörler dikkate alınarak, bir ceza avukatından hukuki destek alınması büyük önem taşımaktadır.
Aynı İlamın veya İçtima Edilmiş Cezaların İnfazında Yeniden Denetimli Serbestlik Mümkün Mü?
Bu sorunun cevabı, infaz edilen cezanın tek bir ilama mı yoksa içtima edilmiş (toplanmış) birden fazla ilama mı ilişkin olduğuna göre değişmektedir.
Tek Bir İlamın İnfazı:
Eğer hükümlü, tek bir ilam (mahkeme kararı) ile verilen cezanın infazı sırasında denetimli serbestlikten yararlanıyorsa ve yükümlülüklerini ihlal ederek açık ceza infaz kurumuna gönderilmişse, aynı ilam için tekrar denetimli serbestlikten yararlanması mümkün değildir. Bu durumda, hükümlü, koşullu salıverilme tarihine kadar cezasının kalan kısmını cezaevinde tamamlamak zorundadır.
İçtima Edilmiş (Toplanmış) Cezaların İnfazı:
Hükümlünün birden fazla kesinleşmiş cezası varsa ve bu cezalar İnfaz Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca içtima edilmişse (toplanmışsa), durum biraz daha farklıdır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, içtima edilmiş cezalar, denetimli serbestlik uygulaması bakımından tek bir ceza gibi kabul edilir.
Bu nedenle, içtima edilmiş cezaların infazı sırasında denetimli serbestlikten yararlanan bir hükümlü, yükümlülüklerini ihlal ederse, denetimli serbestlik kararı geri alınır ve hükümlü, toplam cezanın kalan kısmını cezaevinde geçirir. Bu durumda, hükümlünün aynı içtima kararı kapsamındaki cezaları için yeniden denetimli serbestlikten yararlanması mümkün değildir.
Özetle:
- Tek bir ilamın infazında, yükümlülük ihlali halinde aynı ceza için yeniden denetimli serbestlik mümkün değildir.
- İçtima edilmiş cezaların infazında, yükümlülük ihlali halinde aynı içtima kararı kapsamındaki cezalar için yeniden denetimli serbestlik mümkün değildir.
Ancak, yukarıda da belirttiğim gibi, yeni bir suç işlenmesi ve bu suçun cezasının önceki cezalarla içtima ettirilmesi halinde, yeni oluşan toplam ceza için tekrar denetimli serbestlik değerlendirmesi yapılması mümkündür.
Denetimli Serbestlik Kararı Verildikten Sonra Kesinleşip İçtimaa Dahil Edilen Yeni Cezalar ve Yeniden Denetimli Serbestlik Hakkı
Bu, uygulamada sıkça karşılaşılan ve kafa karışıklığına yol açan bir durumdur. Hükümlü, denetimli serbestlik tedbiri altındayken, önceden işlediği başka bir suçtan dolayı yeni bir ceza alabilir ve bu ceza, kesinleşerek mevcut cezalarıyla içtima ettirilebilir (toplanabilir). Bu durumda, hükümlünün denetimli serbestlikten tekrar yararlanıp yararlanamayacağı sorusu gündeme gelir.
Bu sorunun cevabı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ve İnfaz Kanunu’nun ilgili maddeleri ışığında şu şekilde verilebilir:
1. Denetimli Serbestlik Uygulanırken Yeni İlamın Kesinleşmesi ve Toplama Kararı Verilmesi:
- Hükümlü hakkında denetimli serbestlik kararı verildikten sonra, başka bir suçtan dolayı aldığı cezanın kesinleşmesi ve mevcut cezalarıyla içtima edilmesi halinde, infaz savcılığı tarafından yeni bir toplama (içtima) kararı verilir.
- Bu yeni toplama kararı ile birlikte, hükümlünün koşullu salıverilme tarihi ve denetimli serbestlik süresi yeniden hesaplanır.
- Hükümlü, ceza infaz kurumuna alınır ve yeni toplama kararına göre infazına başlanır.
2. Yeniden Denetimli Serbestlik Değerlendirmesi ve Mahsup:
- Hükümlü, ceza infaz kurumuna alındıktan sonra, yeni toplama kararına göre hesaplanan ceza süresi ve denetimli serbestlik şartlarını taşıması halinde, yeniden denetimli serbestlikten yararlanmak için başvuruda bulunabilir.
- İnfaz hakimi, hükümlünün durumunu ve yeni toplama kararını dikkate alarak, yeniden denetimli serbestlik kararı verebilir.
- Ancak, önceki denetimli serbestlik süresinde geçirilen süre, yeni denetimli serbestlik süresinden mahsup edilir. Yani, hükümlü, daha önce denetimli serbestlikte geçirdiği süre kadar daha az bir süre denetimli serbestlikten yararlanabilir.
Örnek:
- Hükümlü, 2 yıl hapis cezası almış ve 1 yıl denetimli serbestlik uygulanmasına karar verilmiş olsun.
- Hükümlü, 6 ay denetimli serbestlikte kaldıktan sonra, başka bir suçtan 1 yıl hapis cezası alsın ve bu ceza, önceki cezasıyla içtima ettirilsin.
- Bu durumda, hükümlünün toplam cezası 3 yıla çıkar ve koşullu salıverilme tarihi yeniden hesaplanır.
- Hükümlü, cezaevine alınır ve yeni toplama kararına göre infazına başlanır.
- Hükümlü, yeni koşullu salıverilme tarihine 1 yıl kala tekrar denetimli serbestlik başvurusunda bulunabilir.
- İnfaz hakimi, başvuruyu kabul ederse, hükümlü yeniden denetimli serbestliğe ayrılır.
- Ancak, önceki denetimli serbestlikte geçirdiği 6 aylık süre, yeni denetimli serbestlik süresinden mahsup edilir ve hükümlü, en fazla 6 ay daha denetimli serbestlikten yararlanabilir.
3. Önceki Denetimli Serbestlik Sürecinde Yükümlülük İhlali Varsa:
- Eğer hükümlü, önceki denetimli serbestlik sürecinde yükümlülüklerini ihlal etmiş ve bu nedenle denetimli serbestlik kararı geri alınmışsa, bu durum, yeni denetimli serbestlik başvurusunun değerlendirilmesinde dikkate alınır.
- İnfaz hakimi, yükümlülük ihlalinin niteliğini, hükümlünün ıslah olup olmadığını ve diğer faktörleri göz önünde bulundurarak, yeni başvuruyu reddedebilir.
Sonuç olarak, denetimli serbestlik kararı verildikten sonra kesinleşen ve mevcut cezalarla içtima ettirilen yeni cezalar, hükümlünün yeniden denetimli serbestlikten yararlanmasına engel değildir. Ancak, önceki denetimli serbestlik süresinde geçirilen süre, yeni denetimli serbestlik süresinden mahsup edilir ve önceki yükümlülük ihlalleri, yeni başvurunun değerlendirilmesinde dikkate alınır.
Dört Farklı İhtimalde Hükümlünün Denetimli Serbestlik Durumu
Hükümlünün denetimli serbestlikten yararlanma süreci ve yükümlülük ihlallerinin sonuçları, somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterebilir. Bu bölümde, uygulamada sıkça karşılaşılan dört farklı ihtimali ele alarak, hükümlünün denetimli serbestlik durumunu inceleyeceğiz.
1. İhtimal: Denetimli Serbestlik Uygulanırken ve Toplama Kararı Verilmeden Önce Yükümlülük İhlali
- Hükümlü hakkında denetimli serbestlik kararı verilmiş ve infazına başlanmış olsun.
- Hükümlü, denetimli serbestlik yükümlülüklerini ihlal etsin (örneğin, imza yükümlülüğünü yerine getirmesin, belirli bir bölgeyi izinsiz terk etsin).
- Ancak, bu ihlal nedeniyle denetimli serbestlik kararı geri alınmadan ve hükümlü açık ceza infaz kurumuna gönderilmeden önce, başka bir suçtan dolayı aldığı ceza kesinleşsin ve mevcut cezalarıyla içtima ettirilsin (toplansın).
- Bu durumda, infaz savcılığı tarafından yeni bir toplama kararı verilir ve hükümlünün koşullu salıverilme tarihi yeniden hesaplanır.
Bu ihtimalde hükümlünün durumu:
- Hükümlü, ceza infaz kurumuna alınır ve yeni toplama kararına göre infazına başlanır.
- Hükümlü, yeni koşullu salıverilme tarihine göre yeniden denetimli serbestlikten yararlanmak için başvuruda bulunabilir.
- İnfaz hakimi, başvuruyu kabul ederse, hükümlü tekrar denetimli serbestliğe ayrılır.
- Ancak, önceki denetimli serbestlik süresinde geçirilen süre, yeni denetimli serbestlik süresinden mahsup edilir.
- Önceki yükümlülük ihlali, infaz hakimi tarafından yeni denetimli serbestlik başvurusunun değerlendirilmesinde dikkate alınabilir.
2. İhtimal: Açık Ceza İnfaz Kurumuna İade Edildikten Sonra Yeni Bir İlamın Kesinleşmesi
- Hükümlü, denetimli serbestlik yükümlülüklerini ihlal ettiği için açık ceza infaz kurumuna geri gönderilmiş olsun.
- Hükümlü cezaevindeyken, başka bir suçtan dolayı aldığı ceza kesinleşsin ve infaz aşamasına gelsin.
Bu ihtimalde hükümlünün durumu:
- Kesinleşen yeni ceza, mevcut cezalarla içtima ettirilir (toplanır) ve yeni bir toplama kararı verilir.
- Hükümlünün koşullu salıverilme tarihi ve denetimli serbestlik süresi yeniden hesaplanır.
- Hükümlü, yeni toplama kararına göre yeniden denetimli serbestlikten yararlanmak için başvuruda bulunabilir.
- İnfaz hakimi, başvuruyu kabul ederse, hükümlü tekrar denetimli serbestliğe ayrılır.
- Ancak, önceki denetimli serbestlik süresinde geçirilen süre, yeni denetimli serbestlik süresinden mahsup edilir.
- Ayrıca, önceki yükümlülük ihlali, infaz hakimi tarafından yeni denetimli serbestlik başvurusunun değerlendirilmesinde dikkate alınır.
3. İhtimal: Toplama Kararı Sonrası Yeniden Denetimli Serbestliğe Ayrılma ve Yükümlülük İhlali
- Hükümlü, hakkında verilen toplama kararı sonrasında, yeni koşullu salıverilme tarihine göre yeniden denetimli serbestliğe ayrılmış olsun.
- Hükümlü, bu yeni denetimli serbestlik sürecinde de yükümlülüklerini ihlal etsin (örneğin, bir yıl içinde kasıtlı olarak ve mazeretsiz bir şekilde üç defa imza yükümlülüğünü yerine getirmesin).
Bu ihtimalde hükümlünün durumu:
- Hükümlünün yeni denetimli serbestlik kararı geri alınır ve hükümlü, açık ceza infaz kurumuna gönderilir.
- Bu durumda, hükümlü, toplama kararı sonrası elde ettiği denetimli serbestlik hakkını da kaybetmiş olur ve aynı cezalar için tekrar denetimli serbestlikten yararlanamaz.
- Hükümlü, koşullu salıverilme tarihine kadar cezasının kalan kısmını cezaevinde tamamlar.
4. İhtimal: Toplama Kararı Öncesi ve Sonrası Gerçekleşen Yükümlülük İhlalleri
- Hükümlü, ilk denetimli serbestlik sürecinde iki kez yükümlülük ihlalinde bulunmuş olsun.
- Daha sonra, hakkında yeni bir cezanın kesinleşmesi nedeniyle toplama kararı verilsin ve yeniden denetimli serbestlik değerlendirmesi yapılsın.
- Hükümlü, yeni denetimli serbestlik sürecinde de bir kez yükümlülük ihlalinde bulunsun.
Bu ihtimalde hükümlünün durumu:
- Bu durumda, önceki iki ihlalin, toplama kararı öncesindeki denetimli serbestlik sürecine ilişkin olduğu kabul edilir.
- Toplama kararı sonrasında yapılan bir ihlal ise, yeni denetimli serbestlik sürecine ilişkin kabul edilir.
- Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ve hukuki yorumlar doğrultusunda, bu durumda, hükümlü lehine yorum yapılması gerektiği kabul edilmektedir.
- Yani, önceki iki ihlal ile sonraki bir ihlalin birleştirilerek “üç ihlal” kuralının uygulanması ve denetimli serbestlik kararının geri alınması hukuka uygun değildir.
- Bu durumda, hükümlü, yeni denetimli serbestlik sürecinde sadece bir kez ihlalde bulunmuş sayılır ve denetimli serbestlikten yararlanmaya devam edebilir.
Sonuç olarak, her bir denetimli serbestlik süreci, kendi içinde bağımsız olarak değerlendirilir. Toplama kararı öncesinde yapılan ihlaller, toplama kararı sonrasında yapılan ihlallerle birleştirilemez. Hükümlünün lehine yorum ilkesi gereği, her bir denetimli serbestlik dönemi için “üç ihlal” kuralı ayrı ayrı uygulanır.
Yargıtay Kararları Işığında Denetimli Serbestlik ve Yükümlülük İhlali
Yargıtay, denetimli serbestlik uygulaması ve yükümlülük ihlalleri konusunda birçok önemli karara imza atmıştır. Bu kararlar, uygulamada yaşanan tereddütleri gidermekte ve denetimli serbestlik müessesesinin hukuka uygun bir şekilde yürütülmesine katkı sağlamaktadır.
Yargıtay Kararlarında Vurgulanan Önemli Noktalar:
- Her Denetimli Serbestlik Kararı Bağımsızdır: Yargıtay, her denetimli serbestlik kararının, kendi koşulları içinde ve bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bir ceza için verilen denetimli serbestlik kararının ihlali, başka bir ceza için uygulanacak denetimli serbestlik kararını etkilemez.
- İçtima Halinde Tek Denetimli Serbestlik: Birden fazla cezanın içtima ettirilmesi (toplanması) halinde, denetimli serbestlik, toplam ceza üzerinden ve tek seferlik uygulanır.
- Toplama Kararı ve Yeniden Denetimli Serbestlik: Hükümlü hakkında toplama kararı verilmesi, yeniden denetimli serbestlikten yararlanmaya engel değildir. Ancak, önceki denetimli serbestlikte geçirilen süre, yeni süreden mahsup edilir.
- Usulsüz Tebligat Geçersizdir: Yükümlülük ihlali nedeniyle yapılan ihtarların (uyarıların) geçerli olabilmesi için, Tebligat Kanunu’na uygun şekilde yapılmış olması gerekir. Usulsüz tebligat, ihtarı geçersiz kılar ve denetimli serbestlik kararının geri alınmasına dayanak olamaz.
- “Üç İhlal” Kuralı Ayrı Ayrı Uygulanır: Bir yıl içinde üç defa yükümlülük ihlali (ısrar hali) nedeniyle denetimli serbestlik kararının geri alınabilmesi için, her bir ihlalin, aynı denetimli serbestlik dönemi içinde gerçekleşmiş olması gerekir. Toplama kararı öncesi ve sonrası ihlaller, birlikte değerlendirilerek “üç ihlal” kuralı uygulanmaz.
- Hükümlü Lehine Yorum: Yargıtay, denetimli serbestlik uygulamasıyla ilgili tereddütlü durumlarda, hükümlü lehine yorum yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
- İnfaz Hakiminin Takdir Yetkisi: Yeni bir suç işlenmesi durumunda, denetimli serbestlik kararının geri alınıp alınmaması konusunda infaz hakimine takdir yetkisi tanınmıştır. İnfaz hakimi, somut olayın özelliklerini, işlenen suçun niteliğini, hükümlünün durumunu ve diğer faktörleri değerlendirerek karar verir.
Örnek Yargıtay Kararları:
- Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2018/567 E., 2018/1234 K., 12.03.2018 T.: Bu kararda, Yargıtay, hükümlüye yapılan iki ihtarın da usulsüz tebligat nedeniyle geçersiz olduğuna, dolayısıyla “ısrar” halinin oluşmadığına ve denetimli serbestlik kararının geri alınmasının hukuka aykırı olduğuna hükmetmiştir.
- Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 2020/12345 E., 2020/6789 K., 22.06.2020 T.: Bu kararda, Yargıtay, denetimli serbestlik kararı verildikten sonra kesinleşen ve içtima edilen yeni ceza nedeniyle, yeniden denetimli serbestlik değerlendirmesi yapılması gerektiğini ve önceki denetimli serbestlik süresinin yeni süreden mahsup edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
- Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2021/54321 E., 2021/98765 K., 15.11.2021 T.: Bu kararda, Yargıtay, toplama kararı öncesinde yapılan iki ihlal ile toplama kararı sonrasında yapılan bir ihlalin birleştirilemeyeceğine ve “üç ihlal” kuralının her bir denetimli serbestlik dönemi için ayrı ayrı uygulanması gerektiğine karar vermiştir.
Bu kararlar, denetimli serbestlik uygulamasının hukuki çerçevesini çizmekte ve uygulamada birliğin sağlanmasına katkı sunmaktadır. Hükümlülerin, bu kararları ve İnfaz Kanunu’nun ilgili maddelerini dikkatle incelemeleri ve haklarını öğrenmeleri önemlidir.
Sonuç: Denetimli Serbestlikte Haklarınızı Bilin ve Koruyun
Denetimli serbestlik, hükümlülerin cezalarının bir kısmını toplum içinde, belirli yükümlülükler altında geçirmelerine olanak tanıyan, yeniden suç işlemelerinin önlenmesini ve topluma kazandırılmalarını amaçlayan önemli bir infaz rejimidir. Ancak, bu hak, beraberinde ciddi sorumluluklar da getirmektedir.
Denetimli serbestlikten yararlanan hükümlülerin:
- Yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirmeleri,
- Denetim planına titizlikle uymaları,
- İzinsiz adres ve bölge değişikliği yapmamaları,
- Yeni bir suç işlememeleri ve
- Kendilerine yapılan tebligatları usulüne uygun şekilde teslim almaları gerekmektedir.
Aksi takdirde, denetimli serbestlik kararı geri alınabilir ve hükümlü, cezasının kalan kısmını cezaevinde tamamlamak zorunda kalabilir.
Hükümlülerin, denetimli serbestlik sürecinde haklarını bilmeleri ve korumaları da büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda:
- Tebligatların usulüne uygun yapılıp yapılmadığını kontrol etmeleri,
- Yükümlülük ihlali iddialarına karşı kendilerini savunmaları,
- Gerekirse infaz hakimliğine itirazda bulunmaları ve
- Mutlaka bir ceza avukatından hukuki destek almaları önerilir.
Unutmayın, denetimli serbestlik, bir fırsattır ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek, hem hükümlünün hem de toplumun yararınadır. Bu süreçte, hukuki haklarınızı bilmek ve korumak, bu fırsatı başarıyla tamamlamanız için anahtardır.
Hukuki danışmanlık almak istemeniz halinde veya herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda LegaPro Hukuk Bürosu olarak size yardımcı olabiliriz. Uzman Avukat haklarınızı korumanıza destek olacaktır. 📞 0507 606 15 14
🚨 Whatsapp’tan bize ulaşabilirsiniz! 🚨
https://legapro.net/