Default Create an illustration that represents the field of la 3 1 jpg LegaPro Hukuk KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA TCK 123

KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA TCK 123

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu (TCK 123)

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 123. maddesi, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu düzenler. Bu suç, bir kişinin başka bir kişinin huzur ve sükununu bozmak amacıyla ısrarlı bir şekilde rahatsız edici davranışlarda bulunması durumunda oluşur.

Suçun Unsurları:

  • Huzur ve sükunu bozma kastı: Failin, mağdurun huzur ve sükununu bozmayı amaçlaması gerekmektedir.
  • Israrlılık: Failin, mağduru rahatsız eden davranışını bir kez değil, ısrarlı bir şekilde tekrarlaması gerekmektedir.
  • Hukuka aykırı davranış: Failin, mağduru rahatsız etmek için hukuka aykırı bir davranışta bulunması gerekmektedir. Bu davranışlar şunlar olabilir:
    • Israrla telefon etmek
    • Gürültü yapmak
    • Başka bir hukuka aykırı davranışta bulunmak (örneğin, tehdit etmek, hakaret etmek, takip etmek vb.)
  • Mağdurun şikayeti: Suçun oluşabilmesi için mağdurun şikayetçi olması gerekmektedir.

Ceza:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işleyen kişiye, mağdurun şikayeti üzerine 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir.

Örnekler:

  • Bir kişi, eski sevgilisini sürekli arayarak veya mesaj atarak rahatsız ediyorsa, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlemiş olabilir.
  • Bir kişi, komşusunun evinin önünde sürekli gürültü yaparak veya yüksek sesle müzik dinleyerek rahatsız ediyorsa, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlemiş olabilir.
  • Bir kişi, başka bir kişiyi sürekli takip ederek veya tehdit ederek rahatsız ediyorsa, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlemiş olabilir.

Önemli Not:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, sadece belirli davranışları kapsar. Bu nedenle, her türlü rahatsız edici davranış bu suçu oluşturmaz. Suçun oluşabilmesi için yukarıda belirtilen unsurların tamamının gerçekleşmesi gerekmektedir.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Özellikleri

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 123. maddesinde düzenlenen Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçu, bir kimsenin huzur ve sükununu bozmak amacıyla ısrarlı bir şekilde rahatsız edici davranışlarda bulunması durumunda oluşur.

Suçun Özellikleri:

  • Seçimlik Hareketli Bir Suç: Bu suç, farklı şekillerde işlenebilir. Maddede belirtilen seçimlik hareketler şunlardır:
    • Israrla telefon etmek
    • Gürültü yapmak
    • Aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunmak (tehdit, hakaret, takip gibi)
  • Şikayete Tabi Bir Suç: Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikayetine bağlıdır. Mağdur şikayetinden vazgeçerse, dava düşer.
  • Tutuklama Tedbiri: Bu suçta tutuklama tedbiri uygulanamaz. Çünkü cezasının üst sınırı 1 yıldır ve CMK 100/4’e göre 2 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlarda tutuklama kararı verilebilir.
  • Uzlaşma Kapsamında: Bu suç, uzlaşma kapsamına giren suçlardan biridir. Yani, şüpheli ile mağdur arasında uzlaşma sağlanabilir.
  • Etkin Pişmanlık Kapsamı Dışında: Bu suç, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilecek bir suç değildir.
  • Korunan Hukuki Değer: Bu suçla korunan hukuki değer, kişilerin huzur ve sükun içinde yaşama hakkıdır. Ancak, suçun oluşabilmesi için rahatsız edici davranışların ısrarlı ve yoğun bir şekilde yapılması gerekir.

Önemli Notlar:

  • Bu suç, sadece kasıtlı olarak işlenebilir. Yani, failin mağdurun huzur ve sükununu bozmayı amaçlaması gerekir.
  • Rahatsız edici davranışların sadece bir kez yapılması bu suçu oluşturmaz. Davranışların ısrarlı bir şekilde tekrarlanması gerekir.
  • Her türlü rahatsız edici davranış bu suçu oluşturmaz. Sadece TCK 123’te sayılan veya aynı amaca yönelik hukuka aykırı davranışlar bu suçu oluşturur.

Bu bilgiler ışığında, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun özelliklerini ve hukuki sonuçlarını daha iyi anlayabilirsiniz.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Unsurları

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçu, TCK’nın 123. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, maddede belirtilen tüm unsurların bir arada bulunması gerekmektedir.

Suçun Maddi Unsurları:

  • Fail: Bu suçu herhangi bir kişi işleyebilir. Failin özel bir niteliği olması gerekmez.
  • Mağdur: Suçun mağduru da herhangi bir kişi olabilir. Fail ve mağdur aynı cinsiyetten veya farklı cinsiyetten olabilirler.
  • Eylem: Suçu oluşturan eylemler seçimliktir ve şunlardır:
    • Israrla telefon etmek: Bu eylem, bir kişiyi sürekli arayarak veya mesaj atarak rahatsız etmeyi ifade eder.
    • Gürültü yapmak: Bu eylem, yüksek sesle müzik dinlemek, bağırmak, çağırarak konuşmak gibi davranışları kapsar.
    • Hukuka aykırı başka bir davranışta bulunmak: Bu eylem, tehdit etmek, hakaret etmek, takip etmek gibi diğer hukuka aykırı davranışları içerir.

Suçun Manevi Unsuru (Kast):

  • Özel Kast: Failin, mağdurun huzur ve sükununu bozmayı amaçlaması gerekir. Yani, failin eylemini sırf rahatsız etmek amacıyla yapması gerekir.
  • Doğrudan Kast: Failin, eyleminin mağdurun huzur ve sükununu bozacağını bilmesi ve istemeis gerekir.

Israrlılık Unsuru:

Bu suçun oluşabilmesi için, failin eylemlerini ısrarlı bir şekilde tekrarlaması gerekir. Tek seferlik bir eylem bu suçu oluşturmaz.

Hukuka Aykırılık Unsuru:

Failin, mağduru rahatsız etmek için hukuka aykırı bir davranışta bulunması gerekir. Örneğin, bir kişiyi sürekli arayarak rahatsız etmek hukuka aykırıdır. Ancak, bir kere aramak hukuka aykırı değildir ve bu suçu oluşturmaz.

Şikayet Unsuru:

Bu suç, şikayete bağlı bir suçtur. Yani, mağdurun şikayetçi olması halinde soruşturma başlatılabilir ve dava açılabilir.

Sonuç:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, yukarıda belirtilen tüm unsurların bir arada bulunması halinde oluşur. Bu unsurların eksik olması durumunda suç oluşmaz ve fail hakkında herhangi bir işlem yapılamaz.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu ile Beraber İşlenebilecek Suçlar Nelerdir?

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, tek başına işlenebileceği gibi başka suçlarla birlikte de işlenebilir. Ancak, bu suçun unsurları başka bir suçun icrası sırasında gerçekleştiğinde, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, işlenen diğer suçun içerisinde eriyebilir ve fail sadece diğer suçtan cezalandırılır.

Örnekler:

  • Cinsel Taciz: Bir kişi, bir başkasını ısrarla arayarak veya mesaj atarak cinsel tacizde bulunuyorsa, bu durumda kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, cinsel taciz suçunun unsuru olarak kabul edilir ve fail sadece cinsel taciz suçundan cezalandırılır.
  • Şantaj: Bir kişi, bir başkasını tehdit ederek veya zorlayarak ondan bir şey elde etmeye çalışırken aynı zamanda ısrarla telefonla rahatsız ediyorsa, bu durumda kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, şantaj suçunun unsuru olarak kabul edilir ve fail sadece şantaj suçundan cezalandırılır.
  • Tehdit: Bir kişi, bir başkasını tehdit ederken aynı zamanda ısrarla telefonla rahatsız ediyorsa, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, tehdit suçunun unsuru olarak kabul edilir ve fail sadece tehdit suçundan cezalandırılır.
  • Hakaret: Bir kişi, bir başkasına hakaret ederken aynı zamanda ısrarla telefonla rahatsız ediyorsa, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, hakaret suçunun unsuru olarak kabul edilir ve fail sadece hakaret suçundan cezalandırılır.
  • Özel Hayatın Gizliliğini İhlal: Bir kişi, bir başkasının özel hayatını ihlal ederken aynı zamanda ısrarla telefonla rahatsız ediyorsa, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun unsuru olarak kabul edilir ve fail sadece özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılır.

Nitelikli Hal:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun nitelikli hali bulunmamaktadır. Yani, bu suçun daha ağır cezayı gerektiren özel bir durumu yoktur.

Manevi Unsurlar:

  • Özel Kast: Bu suçun işlenebilmesi için failin, mağdurun huzur ve sükununu bozmayı özel olarak amaçlaması gerekir.
  • Doğrudan Kast: Fail, eyleminin sonucunu bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. Yani, fail, eyleminin mağdurun huzur ve sükununu bozacağını bilmeli ve bunu istemelidir.

Suçun Özel Görünüş Şekilleri

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçunun özel görünüş şekilleri, suçun nasıl işlendiğine ve failin davranışlarına göre farklılık gösterir.

Suça Teşebbüs:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, kural olarak neticeli bir suç değildir, yani suçun oluşması için belirli bir sonucun ortaya çıkması gerekmez. Bu nedenle, suça teşebbüs durumu genellikle mümkün değildir. Ancak, öğretide farklı görüşler bulunmaktadır ve bazı durumlarda suça teşebbüsün kabul edilebileceği savunulmaktadır.

Örneğin, bir kişi ısrarla bir başkasını aramaya çalışmış ancak telefon sürekli meşgul olduğu için ulaşamamışsa, bu durumda suça teşebbüs edilebileceği ileri sürülebilir. Ancak, bu durumun kabul edilebilmesi için failin suçu tamamlamaya yönelik ciddi bir çaba göstermiş olması gerekir.

Eğer suça teşebbüs kabul edilirse, faile verilecek ceza indirimli olacaktır.

Suça İştirak:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda, birden fazla kişinin suça katılması mümkündür. Bu durumda, suçun işlenmesine yardımcı olan, suçu azmettiren veya suça iştirak eden kişiler de faille birlikte cezalandırılır.

Suçların İçtimai (Birden Fazla Suçun Birlikte İşlenmesi):

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, başka suçlarla birlikte de işlenebilir. Bu durumda, farklı suç türleri için ayrı ayrı cezalar verilir.

  • Zincirleme Suç: Aynı kişiye karşı aynı suçun farklı zamanlarda işlenmesi durumunda zincirleme suç oluşur ve faile tek bir ceza verilir.
  • İdeal İçtima: Suçun tek bir fiille birden fazla kişiye karşı işlenmesi durumunda ideal içtima oluşur ve faile her bir mağdur için ayrı ayrı cezalar verilir.
  • Fikri İçtima: Suç işlenirken farklı suç tipleri de ihlal edilmişse fikri içtima oluşur ve fail, her bir suç için ayrı ayrı cezalandırılır.

Örnek:

Bir kişi, bir başkasını ısrarla arayarak hem huzur ve sükununu bozmuş hem de hakaret etmişse, bu durumda hem kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan hem de hakaret suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.

Sonuç:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, farklı şekillerde işlenebilir ve başka suçlarla birlikte de işlenebilir. Bu nedenle, her olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak değerlendirilmesi ve hukuki sonuçlarının belirlenmesi gerekir.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Görevli Mahkeme:

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçunda verilebilecek cezanın üst sınırı 1 yıl olduğu için, bu suça bakmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 11. ve 14. maddeleri bu durumu açıkça belirtmektedir.

Yetkili Mahkeme:

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 12. maddesine göre, davaya bakmakla yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesidir. Dolayısıyla, Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçunda yetkili mahkeme, suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesi olacaktır.

Özet:

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçunda hem görevli hem de yetkili mahkeme, suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesi’dir.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Cezası

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 123. maddesine göre, sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla;

  • Telefon edilmesi,
  • Gürültü yapılması,
  • Aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması

halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

Önemli Notlar:

  • Bu suç şikayete tabidir, yani mağdurun şikayetçi olması halinde soruşturma başlatılır.
  • Hapis cezası, mahkemenin takdirine göre 3 ay ile 1 yıl arasında bir süre olarak belirlenir.
  • Hükmedilen hapis cezası, bazı durumlarda adli para cezasına çevrilebilir.
  • Mahkeme, hapis cezasını erteleyebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verebilir.

HAGB Nedir?

HAGB, mahkemenin sanık hakkında verdiği mahkumiyet hükmünü belirli şartlar altında açıklamamasını ve ertelemesini ifade eder. Sanık, denetim süresi içinde (genellikle 5 yıl) iyi halli olursa ve yeni bir suç işlemezse, ceza ortadan kalkar.

Sonuç:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, toplum düzenini ve bireylerin yaşam kalitesini korumayı amaçlayan önemli bir suçtur. Bu suçu işleyenler hakkında hapis cezası gibi ciddi yaptırımlar uygulanabilir.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçunun Yatarı Ne Kadar?

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçunda verilecek cezanın yatarı, yani cezaevinde geçirilecek süre, mahkemece verilen hapis cezasının uzunluğuna ve bazı yasal düzenlemelere bağlıdır.

Yatar Hesaplama:

  • Ceza Miktarı: TCK 123’e göre bu suç için verilen hapis cezası 3 ay ile 1 yıl arasındadır.
  • Koşullu Salıverme: 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a göre, bu suçta koşullu salıverme için infaz oranı 1/2’dir. Yani, hükümlü cezasının yarısını cezaevinde geçirdikten sonra, kalan kısmını denetimli serbestlik altında geçirebilir.
  • Tutukluluk ve Gözaltı Süreleri: Hükümlünün tutuklu veya gözaltında kaldığı süreler, cezasından düşülür.

Örnek:

Bir kişiye Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçundan 6 ay hapis cezası verildiğini varsayalım. Bu kişi 1 ay tutuklu kalmış olsun. Bu durumda:

  • İnfaz edilecek ceza: 6 ay – 1 ay = 5 ay
  • Koşullu salıverme için gerekli süre: 5 ay / 2 = 2.5 ay

Bu kişi, 2.5 ay cezaevinde kaldıktan sonra, kalan 2.5 ayı denetimli serbestlik altında geçirebilir.

Önemli Notlar:

  • Bu hesaplama sadece genel bir örnektir. Her olayın kendine özgü koşulları olduğu için, yatar süresi değişiklik gösterebilir.
  • HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararı verilmesi durumunda, sanık cezaevine girmez ve denetim süresi boyunca iyi halli olursa ceza ortadan kalkar.
  • Cezanın ertelenmesi veya paraya çevrilmesi gibi alternatif infaz yöntemleri de mümkündür.

Sonuç:

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçunda yatar süresi, cezanın uzunluğuna, tutukluluk ve gözaltı sürelerine, koşullu salıvermeye ve diğer yasal düzenlemelere bağlı olarak değişir. Kesin bir yatar süresi için bir avukata danışmanız önerilir.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 123. maddesinde düzenlenen bir suçtur. Bu suç, bir kişinin başka bir kişinin huzur ve sükununu bozmak amacıyla ısrarlı bir şekilde rahatsız edici davranışlarda bulunması durumunda oluşur. Cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.

HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) Nedir?

HAGB, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 231. maddesinde düzenlenen bir ceza erteleme yöntemidir. Mahkeme, sanık hakkında verdiği mahkumiyet hükmünü belirli şartlar altında açıklamamayı ve ertelemeyi seçebilir. Bu şartlar şunlardır:

  1. Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması
  2. Mahkemenin, sanığın yeniden suç işlemeyeceğine kanaat getirmesi
  3. Suçun neden olduğu zararın tamamen giderilmesi
  4. Sanığın HAGB’yi kabul etmesi

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçunda HAGB Uygulaması

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, cezasının üst sınırı 1 yıl olduğu için HAGB kapsamına girmektedir. Ancak, HAGB’nin uygulanabilmesi için yukarıda belirtilen şartların tamamının sağlanması gerekir.

Özellikle, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın tamamen giderilmesi şartı önemlidir. Bu, maddi ve manevi zararların tazmin edilmesi anlamına gelir. Ayrıca, sanığın HAGB’yi kabul etmesi de zorunludur.

HAGB Kararı Verilmesi Halinde:

Eğer mahkeme HAGB kararı verirse, sanık 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur. Bu süre içinde sanık, iyi halli olmalı ve yeni bir suç işlememelidir. Denetim süresi sonunda, sanık hakkında verilen hüküm açıklanmaz ve dava düşer.

Sonuç:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda HAGB kararı verilebilir, ancak bu kararın verilmesi için belirli şartların sağlanması gerekir. HAGB kararı, sanığa yeniden suç işlememesi ve topluma kazandırılması için bir fırsat sunar.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçundan Beraat Kararı

Sanık hakkında beraat kararı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 223/2 maddesinde belirtilen durumlarda verilir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu özelinde bu durumlar şu şekilde değerlendirilebilir:

  1. Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması: Sanığın eylemi, TCK’nın 123. maddesinde tanımlanan “ısrarla telefon etmek, gürültü yapmak veya aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunmak” kapsamına girmiyorsa beraat kararı verilir. Örneğin, bir kerelik telefonla aranmak veya normal seviyede sesle müzik dinlemek bu suçu oluşturmaz.
  2. Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması: Sanığın, suç tarihinde ve yerinde olmadığına dair kesin deliller sunulması veya tanık beyanlarıyla ispatlanması durumunda beraat kararı verilir.
  3. Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması: Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu sadece kasıtlı olarak işlenebilir. Eğer sanığın eylemi kasıtlı değilse (örneğin, yanlışlıkla birine ait telefon numarasını arayıp rahatsız etmek gibi), beraat kararı verilir.
  4. Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması: Meşru savunma, kanun hükmünü yerine getirme gibi hukuka uygunluk nedenleri varsa, sanık beraat eder. Örneğin, bir kişinin kendisine saldıran birini korkutmak için bağırması veya yüksek sesle müzik çalması, meşru savunma olarak kabul edilebilir ve beraat gerektirebilir.
  5. Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması: Suçun sanık tarafından işlendiğine dair yeterli delil yoksa veya mevcut deliller şüpheye yer bırakıyorsa, sanık hakkında beraat kararı verilir.

Önemli Not:

Bu bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki danışmanlık yerine geçmez. Her olayın kendine özgü koşulları olduğu için, bir avukata danışmanız her zaman en doğru yol olacaktır.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları: Önemli Noktalar ve Çıkarımlar

Yargıtay kararları, Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçunun (TCK 123) farklı yönlerini ve uygulamada karşılaşılan sorunları aydınlatmaktadır. Bu kararlar, suçun unsurları, şikayet şartı, uzlaştırma, sosyal medya üzerinden işlenmesi ve diğer suçlarla birlikte değerlendirilmesi gibi konularda önemli içtihatlar oluşturmaktadır.

Şikayete Tabi Olması:

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2018/336 E. sayılı kararında, sanığın mağdura gönderdiği mesajların tehdit ve hakaret içerikli olmasına rağmen, sadece huzur ve sükununu bozma suçundan şikayetten vazgeçilmesi nedeniyle davanın düşürülmesi hatalı bulunmuştur. Bu karar, suçun farklı unsurlarının bir arada değerlendirilmesi gerektiğini vurgular.

Telefonla Israrla Arama:

Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 2008/28340 E. sayılı kararında, sanığın mağdurları günün farklı saatlerinde ve sık aralıklarla ısrarla araması, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu belirtilmiştir. Bu karar, ısrarlı ve rahatsız edici aramaların suçun oluşması için yeterli olduğunu gösterir.

Uzlaştırma Kapsamında Olması:

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2023/29597 E. sayılı kararında, 7188 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun uzlaştırma kapsamına girdiği belirtilmiştir. Bu karar, tarafların uzlaşması halinde davanın düşebileceğini gösterir.

Sosyal Medya Üzerinden İşlenmesi:

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2018/6819 E. sayılı kararında, sanığın mağdurun sosyal medya hesabına mesaj göndermesinin tek başına bu suçu oluşturmayacağı, ısrarlılık unsurunun da bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Bu karar, sosyal medya üzerinden yapılan rahatsız edici davranışların da suç oluşturabileceğini ancak bunun için ısrarlılık şartının aranması gerektiğini gösterir.

Kamera ile Görüntü Çekme:

Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2011/20055 E. sayılı kararında, sanığın ısrarlı bir şekilde ve farklı zaman dilimlerinde kamera ile mağdurun görüntülerini çekmesinin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturabileceği belirtilmiştir.

Özel Kastın Gerekliliği:

Yargıtay kararları, sanığın sırf huzur ve sükununu bozmak amacıyla hareket etmesi gerektiğini, bu özel kastın varlığı olmadan suçun oluşmayacağını belirtiyor. Örneğin, bir kişiyi yanlışlıkla aramak veya barışmak amacıyla mesaj atmak, özel kastın olmadığı durumlar olarak değerlendiriliyor.

Israrlılık Unsuru:

Suçun oluşabilmesi için, rahatsız edici eylemlerin ısrarla tekrarlanması ve süreklilik arz etmesi gerekiyor. Tek bir mesaj veya arama, bu suçu oluşturmak için yeterli değil. Ancak, aynı gün içinde birden fazla mesaj atmak veya aramak, ısrarlılık unsurunun varlığına işaret edebilir.

Diğer Suçlarla Birlikte Değerlendirme:

Eğer sanığın eylemleri aynı zamanda hakaret veya tehdit gibi başka suçları da oluşturuyorsa, bu durumda kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ayrı bir ceza verilmesi gerekmiyor. Yargıtay kararları, bu gibi durumlarda fikri içtima kurallarının uygulanması gerektiğini vurguluyor.

Sosyal Medya Üzerinden İşlenen Suç:

Yargıtay kararları, sosyal medya üzerinden gönderilen mesajların da kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturabileceğini belirtiyor. Ancak, bu durumda da ısrarlılık unsurunun varlığı aranıyor.

Sonuç:

Yargıtay kararları, Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçunun farklı yönlerini ve uygulamada karşılaşılan sorunları aydınlatmaktadır. Bu kararlar, suçun unsurları, şikayet şartı, uzlaştırma, sosyal medya üzerinden işlenmesi ve diğer suçlarla birlikte değerlendirilmesi gibi konularda önemli içtihatlar oluşturmaktadır.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Şikayete Bağlı Mı?

Evet, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu şikayete bağlı bir suçtur. Yani, mağdurun şikayeti olmadan soruşturma başlatılamaz ve dava açılamaz.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçunun Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren başlar.

Kişilerin huzur ve sükununu bozma nasıl olur?

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, bir kimsenin başka bir kişinin huzur ve sükununu bozmak amacıyla ısrarlı bir şekilde rahatsız edici davranışlarda bulunması durumunda oluşur. Bu davranışlar şunları içerebilir:

  • Israrla telefon etmek
  • Gürültü yapmak
  • Tehdit etmek
  • Hakaret etmek
  • Takip etmek
  • Diğer hukuka aykırı davranışlar

Kişilerin huzur ve sükununu bozma uzlaşmaya tabi mi?

Evet, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu uzlaşmaya tabi bir suçtur. Yani, şüpheli ile mağdur arasında uzlaşma sağlanabilir ve dava düşebilir.

Birini rahatsız etmek suç mu?

Her türlü rahatsız edici davranış kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturmaz. Suçun oluşabilmesi için, davranışın ısrarlı bir şekilde tekrarlanması, hukuka aykırı olması ve failin özel kastının bulunması gerekir. Yani, failin amacı sadece rahatsız etmek olmalıdır.

Bize Ulaşın:

Kişilerin huzur ve sükununu bozma hakkında merak ettiğiniz her konuda bize ulaşabilirsiniz. LegaPro Hukuk Bürosu olarak, size en iyi hukuki hizmeti sunmak için buradayız.


Hukuki danışmanlık almak istemeniz halinde veya herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda LegaPro Hukuk Bürosu olarak size yardımcı olabiliriz. Ceza Avukatı, haklarınızı korumanıza destek olacaktır. Whatsapp’tan bize ulaşabilirsiniz!

https://legapro.net/

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir